English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How'd he die

How'd he die translate Turkish

72 parallel translation
How'd he die, ma'am?
Nasıl öldü?
How many times have you said that he was old and decrepit and jealous, and if only he'd curl up and die we'd have our chance.
Kaç kez söyledin, yaşlı, kötürüm ve kıskanç diye, ve bir kıvrılıp, ölseydi, şanslı olurduk diye.
How'd he die?
Neden ölmüş?
How'd he die?
Nasıl öldü?
How'd he die?
- NasıI öldü?
- How'd Solomin die? - We thought a kraut was dead. But he came to himself and fired.
- Öldü sandığımız Almanlardan teki kendine gelip ona ateş etti.
- How'd he die?
- Ölen kocamı tanıyordu.
How'd he die?
Neden öldü?
- How'd he die?
- Nasıl öldü?
You can't think how it cuts him to the heart to have to lay off his workers, and he... and he's so angry since he heard that Osborne has been borrowing money against his expectations when the Squire should die.
İşçilerini bıraktığından beri kalbi nasıl parçalanıyor bilemezsin ve o... Bey öldüğünde onun beklentilerinin dışında borç para aldığını duyduğundan beri çok sinirli.
- so how does he die of an O.D.?
- nasıl aşırı doz sonucu öldü?
- How'd he die?
- Nasıl ölmüş?
How'd he die?
Nasıl ölmüş?
Lieutenant Commander Voss, how'd he die? ...
Binbaşı Voss, nasıl ölmüş?
How'd he die, from the dope?
Neden öldü, uyuşturucudan mı?
Well, when I asked him how I was gonna die, he said my intestines would clog up and I'd puke myself to death,
Ona nasıl öleceğimi sorduğumda bağırsaklarımın tıkanıp, içim dışıma çıkana kadar kusacağımı söyledi.
So, how'd yourfather die in the war, how'd he die.
Peki baban nasıl ölmüştü savaşta, nasıl ölmüştü?
How'd he die?
nasıl ölmüş?
How'd he die?
- Nasıl ölmüş?
How'd he die?
- Nasıl öldü?
How'd he die?
- Adam nasıl ölmüş?
How'd he die?
Nasil öldü ki?
But none of that seemed to matter in the eyes of my father, who'd rather have me die in a car accident than become - how'd he put it?
Ama babamın gözünde bunların hiç bir önemi yoktu. Şey olmaktansa trafik kazasında ölmemi yeğlerdi. Ne demişti?
How'd he die anyway?
Neyse, nasıl ölmüş?
How'd he die, tom?
Hangi sebepten ölmüş Tom?
I was there that day... because I'd seen how he was going to die.
O gün oradaydım çünkü onun nasıl öleceğini görmüştüm.
- How'd he die?
Nasıl öldü?
So how'd he die?
Peki nasıl öldü?
- How'd he die? - I don't know.
Nasıl öldü?
What? But how'd he die?
Çeviri : aytackara İyi seyirler.
So how'd he die, your husband?
Kocan nasıl öldü peki?
So how'd he die? Your husband?
Kocan nasıl öldü peki?
- How'd he die?
Nasıl öldü ki?
How'd he die?
- Nasıl öldü? - Şiddetli biçimde.
Detectives Byrnes and Rosen are covering the murder scene. How'd he die?
Dedektif Byrnes ve Rosen da, cinayet mahallini inceliyorlar.
I never thought that's how he'd die.
Onun bu şekilde öleceğini hiç düşünmemiştim.
How'd he die?
Nasıl?
How'd he die?
Nasıl ölmüştü?
You lined everything up that day so he'd die! Ryan, how could I have known... any of that was gonna happen?
Ryan, öyle bir şey olacağını nereden bilebilirim?
How'd he die, anyway?
Nasıl öldü ki?
How'd he die, Freddy?
- Nasıl öldü o, Freddy?
- H-How'd he die?
- Nasıl ölmüş?
Then how'd he die?
Peki nasıl ölmüş?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]