English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He died in

He died in translate Turkish

2,581 parallel translation
Four weeks ago he died in a car accident.
Dört hafta önce bir araba kazasında öldü. Üzgünüm...
He died in prison.
Hapishanede öldü.
But my dad, he died in this car crash when we was 11 and he had this, like, dream that he wanted to make it into, like, a really successful farm.
Ama babam biz 11 yaşındayken öldü. Ve burayı başarılı bir çiftliğe dönüştürme hayali vardı.
He only drove me a week, and then he died in that fire.
Bir hafta boyunca beni getirip götürdü sonra da o çatışmada öldü.
Well, he died in the end too.
E dünya ona da kalmamış.
He died in the crash or drowned.
Ya kaza esnasında ya da sonradan boğularak ölmüştür.
He died in a car accident.
2007'de arabasında ölü bulunmuş.
He died in prison.
Cezaevinde ölmüş.
No. He died in my arms.
Hayır, o kollarımda öldü.
Lindsay, it says he died in prison three months ago.
Lindsay, burada adamın 3 ay önce hapiste öldüğü yazıyor.
He died in service of this city.
Görevdeyken öldü.
He died in vain.
Boşu boşuna öldü.
He died in an accident on Highway 41 15 years ago.
15 yıl önce Otoyol 41'de bir kazada öldü.
He died in here?
Adamcağız burada mı ölmüş?
He died months ago in Hollow Earth.
Aylar önce dünyanın içinde öldü o.
Yes, he died back in'52.
1452'nin sonlarına doğru öldü.
Seamus died before he was activated, and Ryan went in his place.
Seamus aktif olmadan ölmüştü ve Ryan onun yerine geçmişti.
Well, he just- - ever since she died he's always kinda... sort of played like she was in the room, like she was present.
Annesi öldüğünden beri hep sanki annesi odasındaymış gibi oyunlar oynuyor.
Um, he died here in New York.
New York'ta ölmüş.
I was able to get him a photograph of Regina and Joan to have with him, which is what he had with him in the hospital when he died.
Regina ve Joan'ın bu fotoğrafını buldum. Öldüğünde, elimizdeki tek şeydi.
In Ohio, an old man failed to pay his electric bill you may be familiar with the case and the electric company turned off the electricity and he died.
Hikayeyi duymuş olabilirsiniz : Ohio'da yaşlı bir adam elektrik faturasını ödeyemiyor elektrik firması elektriği kesiyor ve adam ölüyor.
Well... he died three weeks later in hospital.
Şey... O hastaneye yattıktan üç hafta sonra öldü.
Your Great-Paw Paw Wilfred used to get in our faces with his stupid home movie camera all the time, and we never watched any of it, and then he died.
Büyük Paw Paw'ın Wilfred, o aptal amatör film kamerasıyla suratımızın dibine kadar girerdi ama hiçbir zaman izlemedik ve mezarı boyladı.
He should've died in prison.
Hapisteyken ölmeliydi.
Find this roomer and bring him in. I would, but he died two years ago.
Getirirdim ama iki yıl önce ölmüş.
He almost died in that lake yet he went back out fishing every Sunday.
O gölde ölümden döndü, ama her Pazar balığa çıkmayı sürdürdü.
He died as he lived, in Grace.
Onuruyla yaşadı, onuruyla öldü.
He told me... how Kamil had died.
Kamil'in nasıl öldüğünü... Anlattı bana.
If he's not here in five minutes, I'm googling him to see if he died.
5 dakikaya burada olmazsa Google'da ölüp ölmediğine bakacağım.
He died. Angelo died right in front of me.
Angelo gözlerimin önünde öldü.
- We're in trouble because he died?
- O öldü diye mi başımız belada?
He's been in London because his mother died.
Annesi öldüğü için Londra'daydı.
He died somewhere. Slowly. Slowly and in pain.
Bir yerde ağır ağır acı çekerek öldü.
Hey, uh, listen, I've been meaning to say, I know your brother died and I know he was killed in the line of duty...
Dinle, kardeşin öldü, biliyorum görevdeyken öldürülmüştü...
that he was a man, Mr. glaciers along the mountain road from the village came come on in this piece when the snow is so sudden it died of myocardial infarction that the stun gun where to go?
Anlaşılan Hikawa-san köyden buraya kadar tek başına geldi ve kar üstünde yürüdüğü esnada kalp krizi geçirdi ve yaşamını yitirdi. Olay bu şekilde gerçekleşmiş olmalı. Ya şok tabancası?
His mom died when he was still in high school.
Annesi o hâlâ okula giderken öldü.
Patrick's parents died in a car accident when he was 5, and Dennis has raised him on his own ever since.
Patrick beş yaşındayken, ebeveynlerini bir araba kazasında kaybetmiş. O günden beri onu Dennis büyütüyormuş.
He has a deep sadness in him since his wife died.
Karısı öldüğünden beri derin bir üzüntü içinde.
He died fleeing law. He had sworn to uphold in the hand of a well known Palm City gangster.
Uymaya yemin ettiği kanundan kaçarken tanınmış bir gangsterin elinde öldü.
He died of heart failure back in 1993.
1993'te kalp krizinden ölmüş.
Strange, but when David died in my arms the other night, he had the same bracelet on as you.
Garip. David geçen gece kollarımda öldüğünde onun bileğinde de aynı bileklikten vardı..
When his father died, he went into the wardrobe in his bedroom and didn't come out for two weeks!
Babası öldüğünde odasındaki gardroba girdi ve iki hafta çıkmadı.
He died in the'90s.
Adam 90'larda ölmüş.
Max's real mother died when he was just a baby.
- Evet. Max'in gerçek annesi Max daha bir bebekken öldü.
He's died in the scene...
Olay yerinde öldü.
I tracked Brad's movements the day he died.
Brad'in öldüğü günkü rotasını izledim.
Wonder if he'll go down as one of the best hitters of all time or the baseball star who murdered his sober coach and then died in a D.U.I.
Merak ediyorum, acaba o tüm zamanların en iyi vurucusu olarak mı.. ... yoksa sponsorunu öldüren ve sonra da kafası iyiyken kaza yapıp ölen bir beysbol yıldızı olarak mı anılacak.
He was in Portland When his wife went into labor and died.
Karısı doğumda öldüğünde o Portland'taymış.
Allen told me in Kosovo, just before he died he had nothing to do with Porter.
Allen, Kosova'da ölmeden önce bana Porter'la bir sorunu olmadığını söyledi.
And I won't take any excuses that.. .. he is ill, someone died in his family, the car broke down.. .. or the road is too bad.
Yok hastaymış, ailesinden biri ölmüş, arabası bozulmuş, trafikte kalmış gibi bahaneleri de istemiyorum.
Julia and Amelia found it in your father's possessions after he died.
Babanız öldükten sonra Julia ve Amelia, onu babanızın eşyaları arasında bulmuşlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]