English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How was work

How was work translate Turkish

620 parallel translation
- How was work?
- İşler nasıl?
- How was work? - All right.
İş nasıldı?
It's delicious and good for you. How was work today?
Lezzetli ve sana iyi gelir.
- How was work?
- İş nasıldı?
How was work? Ah, who cares?
Nasıl Buck çıkış yolunu bulamaz dediğini hatırla.
How was work?
- İş nasıldı?
How was work?
İş nasıldı?
Hey, Dad, how was work today?
Babacığım, bugün işler nasıldı?
How was work today?
Bugün iş nasıldı?
- So how was work?
Sadece izlendiğimi bilmemi istiyor.
Hi. How was work?
Merhaba, iş nasıldı?
- So how was work, honey?
- İşin nasıldı, canım?
- Hi, Al. How was work?
- Merhaba, Al.
How was work?
İş nasıl geçti?
So how was work?
Ee işler nasıldı?
And I'm always thinking about you and the girls, about work and the band, and how enjoyable life was in the dorm... "
Ve hep seni ve kızları düşünüyorum işi ve grubu ve yurttaki hayatın ne kadar eğlenceli olduğunu... "
It was with a heavy heart that Nicola wished Mara well... for he's well aware how these things work.
Nicola yüreği sızlayarak Mara'ya en iyi dileklerini diledi çünkü bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyordu.
He asked me how my work was going.
- O bana işimin nasıl gittiğini sordu
Mr. Donahue, it was awfully sweet of you to come back and tell me how much you admired my work.
Gösterimi beğendiğinizi söylemeniz çok nazikti.
I was just wondering how it would feel... to ride to work on the handlebars of a bicycle.
Sadece, bisiklet gidonunun üzerinde işe gitmek nasıl hissettirir diye düşünüyordum.
I suppose that got me started talking about myself, about what a washup I was,... how I was going back to Seattle and work on my uncle's ranch.
Sanırım bu, kendimden bahsetmeye itti beni, artık tükendiğimden ve Seattle'a dönüp amcamın çiftlik evinde çalışacağımdan bahsettim.
How it'd never work out between you and me as long as she was upstairs sitting in that chair.
O evde sandalyede oturuyor oldukça, aramızda hiçbir şeyin olamayacağını.
They work for us and say how terrible it was... that 6,000,000 Jews went into the oven.
Tüm dünyada çalışıp 6 milyon Yahudi'nin fırınlara girmesinin kötü olduğunu söylüyorlar.
He was just showing me how it will work.
Nasıl çalışacağını gösteriyordu.
Say a man was willing to go to work to get himself a stake. How'd he go about it?
Peki buralarda biri hem çalışıp, hem altın aramak istediği zaman ne yapar?
The effect of which was how disappointed he was With your work and in particular Why you would change the name
Notun konusu çıkardığın işten ne kadar düş kırıklığına uğradığı ve özellikle senin neden adını değiştirerek Conquistador Hazır Kahve'yi Conquistador Hazır Cüzam yaptığın.
Your cutter here was just explaining to me how subliminal cuts work.
Burada kesicin bana gizli kesiklerin nasıl işlediğini açıklıyordu.
Here I am, two small scenes, and I'm so worried, I'm so nervous, I was up all night trying to figure out how to make this damn thing work.
İki küçük sahnede varım, çok ürküyorum, sinirliyim, bu berbat işi nasıl yapacağımı düşünmekten bütün gece uyku tutmadı.
She always spoke of the warrior societies of our tribe... and of the different tribes around us and how that these men... always had to work to gain the respect of the people around them... and how they had to live, uh, more or less a life dictated to them... by the society that they belonged to, and it was extremely hard.
Annem hep kabilemizin savaşçılarından bahsederdi. Tabi etrafımızdaki diğer kabilelerden de ve bu erkekler her zaman etraflarındakilerin saygısını kazanmak için çok çalışırlarmış. Öyle ya da böyle kendilerine yüklenen hayatı yaşamak zorundaymışlar.
"Officer Stanley Dolan said that the hardest part of police work was learning how to walk in high heels, man."
"Memur Stanley Dolan polis işinin en zor kısmının yüksek topuklularla nasıl yürüyeceğini öğrenmek olduğunu söyledi."
How was it supposed to work?
Plan neydi?
I was supposed to find out how things work here.
İşlerin burada nasıl yürüdüğünü öğrenmem gerekiyordu.
So, how was at work, pa?
ee iş nasıldı baba?
One might ask how I could be so sure this was the work of Jack Dalton.
Bunun Jack Dalton'un işi olduğuna nasıI bu kadar eminsin diye sorabirsin.
- Of course, she was in the party. So you loved her, you only know how to love someone through work.
Yani onu sevdin, çalıştığın birini sevmek nasıldır, biliyorum.
One time, when my momma was at work, and I was about 13, he come into my room and he told me to take my shirt off'cause he wanted to see how I was developed.
Bir defasında, annem işteydi ve o zamanlar 13 yaşımdaydım odama girdi ve vücudumun gelişimine bakmak bahanesiyle, gömleğimi çıkarmamı söyledi.
So how was your first day at work?
- İlk çalışma günün nasıldı?
How was your first day at work?
İlk iş günün nasıldı?
I didn't really know what the show was an I heard that song an I had in my head how the end of the show would feel an I was able to work backwards from that
Pilot bölümü yazmaya hazırlanıyordum.
I was thinking. No matter how elaborate a philosophical system you work out, in the end, it's gotta be incomplete.
Düşünüyorum da, insan geliştirmeye çalıştığı bir felsefi sistem üzerinde, ne kadar ayrıntılı bir çalışma yaparsa yapsın mutlaka eksik bir şeyler kalıyor.
I guess I was naive about how things work in your business.
Sizin işinizde işlerin nasıl yürüdüğü konusunda sanırım biraz toy kalmışım.
I don't know how to work it, so I was kicking it and swearing at it... which is not an uncommon thing to do.
Nasıl çalıştırılacağını bilmiyorum, onun için tekmeleyip küfür ediyordum. Bu da pek garip bir durum değil.
I told her how wonderful I thought your work was, so she'd like to come see it.
Ona harika işlerinden bahsettim gelip görmek istiyor.
He was trying to work out how the miniatures got from Redburn to Windermere.
Minyatürlerin Redburn'den Windermere'e nasıl gittiklerini bulmaya çalışıyordu.
I guess I was naive about how things work in your business.
Sanırım işlerin nasıl yürüdüğü konusunda çok naiftim.
How did you work out what was wrong?
Sorunun ne olduğunu nasıl anladın?
I was just sitting here trying to work exactly how I ruined my life.
Sadece buraya oturmuş ve hayatımı nasıl mahvettiğimi düşünüyordum.
I was sitting in my office... and it suddenly occurred to me how to make the ending work.
Ofisimde oturuyordum... birden aklıma güzel bir final geldi.
How was your day at work, dear?
Günün nasıl geçti canım?
How did he know what he did was going to work?
Yaptığının işe yarayacağını nereden biliyordu? Bilmiyordu.
How was it supposed to work
Başka ne bekliyorlardı ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]