English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'd be glad to

I'd be glad to translate Turkish

437 parallel translation
- I'd be glad to give you- -
- Seninle paylaşmaktan memnun olurum...
I'd be awfully glad to oblige.
Yardım edebilirsem çok mutlu olurum.
# I'd be glad to help you!
# Size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım!
Why, Mr. Dillon, of course I'd be very glad to but what could I possibly do for a big man like you?
Tabii ki Bay Dillon, severek yaparım... ... ama sizin gibi önemli biri için ne yapabilirim ki?
If you'd like to go with me, I'll be very glad to have you.
Beraber gitmek istersen memnuniyetle götürürüm.
Even if it weren't you, if it were darn near anybody... I'd be so glad to have someone to talk to.
Siz olmasaydınız da başka biri olsaydı bile konuşabileceğim biri olduğundan dolayı fazlasıyla memnun olurdum.
Did you think I was kidding when I said I'd be glad to knock you off?
Seni memnuniyetle öldürürüm dediğimde dalga mı geçiyorum sandın?
I'd be glad to do anything I can to arrange an introduction, if you give me the lady's name.
Eğer bayanın adını söylersiniz, bir tanışma ayarlamak için elimden geleni yaparım.
I'd be glad to.
Memnuniyetle.
I'd be glad to get 25 for it.
Ben 25'e bile razıydım.
I'd be only too glad to give you a position here tutoring my students but even this poor establishment has its reputation to think of.
Öğrencilerime ders vermenden mutlu olurum ama bu zavallı kurumun saygınlığını da düşün.
- I'd be glad to see you anytime.
- Çok sevinirim.
I'd be glad to finance it, baby.
Finanse edebilirim bebeğim.
Why, I'd be glad to, Alvin.
Memnuniyetle, Alvin.
Mustn't have liquor on my breath today but I'd be glad to buy you gentlemen a round.
Bugün içki kokmamam lazım ama size ısmarlayayım.
- I'd be glad to see anything you like.
- Hoşunuza gidenleri ben de görürüm.
- I'd be glad to drop you off.
- Seni istediğin yere kadar götürmekten mutluluk duyarım.
Colonel, if you'd like to meet Mrs. Tura, I'd be glad to introduce you.
Albay, isterseniz sizi Bayan Tura ile tanıştırmaktan memnuniyet duyarım.
If there is anything you'd like to know about our equipment I'd be glad to explain it to you
Ekipmanlarımız hakkında bilmek istediğiniz birşey olursa size açıklamaktan memnuniyet duyarım.
I'd be willing I mean, glad to...
İsterim ki yani çok mutlu olurum...
- I'd be glad to, Norval.
- Memnuniyetle Norval.
I'd be glad to arrange an interview if...
Bir randevu ayarlayabilirsek memnun olurum...
Certainly my dear, I'd be glad to.
Kesinlikle sevgili bayan, memnun olurum.
Yes I'd be glad to.
Tabi, memnuniyetle.
I'd be glad to.
Zevkle.
- I'd be glad to teach it to you some time.
- Bir ara size öğretmekten memnun olurum.
- I'd be glad to.
- Memnuniyetle.
I'd be glad just to hear my own from time to time.
Ara sıra kendi sesimi duysam ne kadar mutlu olurdum.
- I'd be glad to sometime.
- Keşke günün birinde mümkün olsa.
I'd be glad to take a message.
Mesajınız varsa iletirim.
I never thought... I'd be glad to see you dead.
Ölünü görmekten hoşlanacağım... hiç aklıma gelmemişti.
( STUTTERING ) Well, I was just wondering, if you don't need it, it would make a nice handy little wash basket and I'd be glad to give you a quarter for it.
Acaba... İhtiyacınız yoksa bundan çok güzel bir çamaşır sepeti yapabilirim. Onun için size memnuniyetle 25 sent veririm.
I'd be glad to let the children work for you, Mr. McGarrity.
Çocukların sizin için çalışmasından memnuniyet duyarım Bay McGarrity.
Oh, I'd be glad to....
Oh, memnuniyet duyarım...
I'd be glad to but Mrs. Shellhammer wouldn't like it.
Memnun olurum. Bayan Shellhammer'ın bundan hoşlanmayacağına eminim.
I'd be very glad to let you have one.
Bunu sana vermekten memnuniyet duyarım.
Sure, if you're so anxious for me to join the game, I'd be glad to.
Oyuna katılmamı istiyorsanız, seve seve katılırım.
I'd be glad to go along, Sheriff.
Cole.
I thought you'd be glad to see her.
Onu görmek istersin sanmıştım.
Now I not only getJaney off my hands... but George said he'd be glad to pitch in and help with Mother.
Hem Janey sorumluluğumdan çıkacak hem de George anneme yardımcı olmaktan memnun olacağını söyledi.
Why, yes, Mrs. Wynand, I'd be glad to go.
Tabii ki çıkarım Bayan Wynand, seve seve gelirim.
I'd be glad to give it back, but I need it for one more haul.
Geri vermeyi isterim ama ona ihtiyacım var. Bir nakliye işi için daha.
Uh-huh. I'd be glad to, Miss Kelly.
Memnuniyetle Bayan Kelly.
I'd be very glad to help him.
Ona severek yardım ederim.
And if I happen to run into anybody who needs it, I'd be glad to recommend it.
İhtiyacı olan birini görürsem seve seve tavsiye ederim.
I'd be glad to.
Memnun olurum.
I'd be glad to disremember I ever seen you boys. Guess I must have beat off them Indians single-handed.
Seni hatırlamamaktan memnun olacağım ben bu yalnız kızıldereli yenmiş olmalıyım.
CRAIGIE : I think she'd be glad to forget that she was... That doesn't make any difference.
... sanırım kendi olduğunu unutmaktan memnun fark etmez gitmene izin veremem... işinize karısmak gibi olmasın
I'd be glad to tell you.
Size söylemekten memnuniyet duyardım.
Well, I'd be glad to get some firsthand information.
İlk ağızdan bilgi aldığıma sevindim.
Will you, please? I'd be glad to.
Memnuniyetle!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]