I'm disappointed in you translate Turkish
485 parallel translation
Well, Igarashi, I'm very disappointed in you.
Igarashi. Beni hayal kırıklığına uğrattın.
I'm so disappointed in you.
Beni çok hayal kırıklığına uğrattın.
Ruggles, I'm horribly disappointed in you.
Ruggles, beni büyük hayal kırıklığına uğrattın.
I'm so disappointed in you I could scream!
Beni düş kırıklığına uğrattın. Bağırmak istiyorum.
I'm disappointed in you.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Your poems are swell, Mr Brookfield, but I'm disappointed in you.
Şiirleriniz harika Bay Brookfield ama beni hayalkırıklığına uğrattınız.
I'm dreadfully disappointed in both of you.
İkiniz de beni çok fena düş kırıklığına uğrattınız.
I'm disappointed in you.
Hayal kırıklığına uğradım.
I'm disappointed in you, Mouche.
Beni hayal kırıklığına uğrattın Mouche.
I am disappointed in you and this won't be easy to forget.
Beni çok kırdın ve bunu uzun süre unutmayacağım.
I'm kind of disappointed in you, Mr Ringo.
Sizin hakkınızda hayal kırıklığına uğradım Bay Ringo.
But I'm disappointed in you, both of you.
Ama ikiniz de beni hayal kırıklığına uğrattınız.
Have I ever disappointed you in conceiving new delights?
Yüce Efendimiz, yeni lezzetler yaratma konusunda, sizi hiç hayal kırıklığına uğrattım mı?
I was a bit disappointed in you.
Senin hakkında biraz hayal kırıklığına uğradım.
I thought you were disappointed in me. And instead, you're afraid of me.
Hayal kırıklığına uğradığını sandım ama, sen benden korkuyorsun.
I'm mighty disappointed in you, Jed boy.
Beni hayal kirikligina ugrattin oglum Jed.
I must say, I'm very disappointed in you, Chief Ruddle.
Şunu söylemeliyim ki beni hayal kırıklığına uğrattın.
Ronald, I'm disappointed in you.
Ronald, beni hayal kırıklığına uğrattın.
I'm disappointed in you, Inspector.
Bunun yanısıra
I'm disappointed in you.
Ben hayal kırıklığına uğradım.
You know, Irma, I'm a little bit disappointed in you.
Biliyor musun, lrma, beni biraz hayal kırıklığına uğrattın.
Some folks are gonna say I'm doing all this so I can sit up in the hereafter and look down on a park named after me, or that I was disappointed in you and didn't want you to get all that money.
İnsanlar bütün bu yaptıklarımı konuşacak. Ben de arkama yaslanıp, parka ne isim vereceklerini izleyeceğim. Ya da tüm bu varlığı sana bırakmadığım için hayal kırıklığı yaşayacağım.
I'm very disappointed in you.
Sana çok kırıldım.
I'm disappointed in you, Alan.
- Beni hayal kırıklığına uğrattın Alan
I'm disappointed in you, Elizabeth.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
- Charly, I'm disappointed in you.
- Charly, beni hayal kırıklığına uğrattın.
Well, I'm disappointed in you doctors.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız, doktorlar.
I don't mind saying I'm disappointed in you, Miss Dickinson.
Beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.
I must tell you I'm disappointed in you. - I'm really very disappointed.
Ama şunu söyleyeyim, bu kez beni hayal kırıklığına uğrattınız Komiser.
Ma Yung Chen, I'm disappointed in you You planned on picking up the dollar?
Ma Yung Chen, hayal kırıklığına uğradım... yoksa o parayı yerden alacak mıydın?
Alfa, I'm deeply disappointed in you this morning. You really a pain in the ass.
Alfa, bu sabah beni büyük hayal kırıklığına uğrattın, tam bir baş belasısın.
I'm fair disappointed in you.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
He was afraid you'd be disappointed in him, I expect.
Sanırım senin hayal kırıklığına uğrayacağından korktu.
I don't know if you'll answer me sincerely... but now that I am seated in front of you... aren't you disappointed?
Buna samimi bir cevap verir misiniz bilmiyorum ama şimdi karşınızda oturmam sizi hayal kırıklığına uğrattı mı?
I don't know you well enough to be disappointed in you.
Bunu diyecek kadar seni tanımıyorum.
I'm really disappointed in you.
Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun.
I'm disappointed in you, boy.
Hayal kırıklığına uğradım, evlat.
I think your father, from what I know of him, would be quite disappointed to find Miss Mallow instead of lamb chops in his freezer, don't you?
Tanıdığım kadarıyla babanın dolapta kuzu eti yerine Bayan Mallow'u bulunca bayağı bir canı sıkılacaktır. Haksız mıyım?
I'm disappointed in you, Red.
Beni hayal kırıklığına uğrattın Red.
Mr. Dillinger, I'm so very disappointed in you.
Bay Dillinger, sizin hakkınızda büyük bir hayal kırıklığına uğradım.
I'm very disappointed in you.
Beni büyük düş kırıklığına uğrattın.
I'm a little bit disappointed in you.
Beni biraz hayal kırıklığına uğrattın.
Julie, I'm so disappointed in you.
Julie, seni hayalkırıklığına uğrattım.
I must say, Dr. Hill... I'm very disappointed in you.
Şunu söylemeliyim doktor Hill beni çok hayal kırıklığına uğrattınız.
I'm really disappointed in you, Tommy.
Gerçekten hayal kırıklığına uğradım Tommy.
And I'm very disappointed in you, Norman.
Beni düş kırıklığına uğrattın Norman.
Frankly, I'm disappointed in you, Ernest.
Açıkcası, senle ilgili hayal kırıklığı yaşadım Ernest.
Boys... I'm really disappointed in you.
Gençler... Sizinle ilgili gerçekten hayal kırıklığına uğradım.
I'm disappointed in you, Miss Riley.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız.
I'm disappointed in you, Jerry.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Jerry.
"Monsieur" Poirot, I'm deeply disappointed in you.
Mösyö Poirot, beni hayal kırıklığına uğrattınız.
i'm disappointed 170
in your mouth 17
in your dreams 215
in your hands 23
in your 51
in your heart 60
in your face 181
in your own time 47
in your house 29
in your own words 44
in your mouth 17
in your dreams 215
in your hands 23
in your 51
in your heart 60
in your face 181
in your own time 47
in your house 29
in your own words 44
in your absence 21
in your room 49
in your condition 33
in your eyes 70
in your own way 24
in your bed 21
in your arms 19
in your head 52
in your expert opinion 21
in your position 20
in your room 49
in your condition 33
in your eyes 70
in your own way 24
in your bed 21
in your arms 19
in your head 52
in your expert opinion 21
in your position 20