English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm keeping it

I'm keeping it translate Turkish

572 parallel translation
I'm keeping it back at present.
Bunu saklayacağım.
I think it's a dirty trick, this Cairo Museum keeping everything we've found.
Bulduklarımızı Kahire Müzesi'nin alması pis bir numara.
And I'd have you know, Mrs Judson, that it isn't just keeping a man buttoned up, it's heredity and loyalty, and I suppose you could call it habit if you wanted to.
Ayrıca bu sadece... birinin hayatına çeki düzen vermekle değil, alışkanlık ve sadakatle de ilgili. Ve sanırım dilersen buna gelenek de diyebilirsin.
When I get back to St. Joe, I figure on keeping my hair... instead of telling the folks how I lost it.
St. Joe, ya geri döndüğümde saçımı uzatmanın... onu nasıl kaybettiğimi insanlara anlatmaktan daha iyi olacağını anladım.
It's just I can't understand her not keeping in touch with you.
Tek anlamadığım, seninle de bağını koparması.
Hope it's what she wanted. I've been keeping it for her.
Umarım tam istediği gibidir, onun için ayırmıştım.
Look, kid, this bargain your old man sold me. I've been keeping it together with spit.
- Bak evlat, babanın sattığı... bu aracı adam etmek için canımı dişime taktım.
I'm keeping your room for you, just as you left it, like I always do.
Odanı senin için tutuyorum, aynı bıraktığın gibi, her zaman yaptığım gibi.
I was just keeping it warm for you.
Senin yokluğunu belli etmek için bunu yaptım.
I'm keeping it.
Bende kalacak.
It's dirt farmers and fence-raisers I'm keeping out.
Benim derdim toprağa yerleşip çit çekenlerle.
And I'm keeping it together for mine.
Ben de kendi oğlum için muhafaza edeceğim.
I'm keeping it for the man I love!
Kendimi sevdiğim adama saklıyorum.
Haven't you found it difficult keeping away just guessing what I was doing?
Neler yaptığımı tahmin etmeye çalışarak... buradan uzak durmak zor gelmedi mi?
Oh, it's so late! We're chatting on and I'm keeping you!
Sizi böyle lafa tutup ev işlerinden alıkoyuyorum.
If I did wrong in keeping my suspicions to myself, I did it with the best of intentions.
Kuşkularımı kendime saklayarak hata yaptıysam, en iyi niyetle yaptım.
- Aye. And I'm keeping it.
- Evet ve kendim için saklıyorum.
It's your neck, but I'm responsible for keeping it where it belongs.
Can sizin, ama ben o canı korumakla sorumluyum.
I'm not hiding it. I'm keeping it warm.
Saklamıyorum, sıcak tutuyorum.
One moment..., The Hatrack Hanging, I've been keeping it for you,
Bir dakika..... Rafta Asılma, sizin için ayırmıştım.
I only gratify your curiosity because you're the one man I've met capable of appreciating what I've done and keeping it to himself.
Merakınızı gidereceğim çünkü yaptığım şeyi takdir edecek kapasitesi olan ve bunu kendisine saklayabilecek tek kişi sizsiniz.
- Hasn't it occurred to you... that I'm having a tough time keeping my hands off you?
Ellerimi üzerinden çekmek için kendimi zor tuttuğumun farkına varamadın mı?
It's settled because I'm keeping it.
Tablo bende kalacak.
I've told you why. I'm keeping it myself.
Veremem, çünkü tablo benim artık.
Well there was no point in keeping them here so I thought it might cheer Arbitan up to know that we'd been successful.
Burada kalmalarına gerek yoktu, ben de başardığımızı görürse Arbitan keyiflenir diye düşündüm.
- No, it's mine and I'm keeping it.
- Raimundo!
- No, I'm keeping it on.
- Yok, üstümde kalsın. Gel.
- If there's one thing I believe in... it's keeping my place and keeping my mouth shut.
Kesin olarak inandığım bir şey varsa, yuvama sahip çıkıp ağzımı kapalı tutmaktır.
The gold is mine and I'm keeping it.
Altın benim.Ve onu muhafaza ediyorum.
The gold we'll split, but I found the hat and I'm keeping it.
Altını bölüşürüz, ama şapka olmaz.Onu ben buldum.
And I'm for keeping it deserted.
Ben de terk edilmiş bırakacağım.
I know, I'm keeping it unless we meet again.
Biliyorum, bir daha karşılaşmazsak, bende kalacak.
But I can assure you when it comes to matters of keeping the peace... I'm always on my toes.
Yine de sizi temin ederim ki konu huzuru korumaya gelince... her zaman tetikte olacağım.
Well, let's just say I'm keeping it for somebody.
Peki, biri için tutuyorum diyelim.
Listen, I've had this gun since I fought the Germans... and I plan on keeping it.
Dinle, Almanlarla savaştığımdan beri bu silahım var ve bende kalmasını planlıyorum.
I don't know how it got there, you, see, because I make a point of keeping my money in my hip pocket.
Oraya nasıl girdi anlamadım, çünkü paramı hep arka cebime... koymaya önem veririm.
I'm keeping it, even if Herbert throws a fit.
Herbert kriz geçirse dahi vazgeçmeyeceğim.
But I'm keeping it.
Ama çocuğumu doğuracağım.
I'm keeping nothing from my old production except this dress. It's Juliet's.
Eski sahneye koyuşumla ilgili bir şey saklamayacağım, sadece bu elbiseyi, bu Juliette'indi.
I'm keeping an eye on it.
İzlemeye devam ediyorum.
My first love secret, and I'm keeping it.
İlk gizli aşkım ve bunu koruyacağım.
- I'm not keeping it.
- Paranı almayacağım.
Yeah, well, Fritz, as a matter of fact, as it turns out, I'm keeping her... Excuse me.
Aslına bakarsan Fritz biraz daha uzun kalacak.
WELL, I'M NOT KEEPING IT.
Ben saklamıyorum.
Annie says it'll keep one side of my brain... occupied while I'm on the mound, keeping my brain slightly off center... which is where it should be for artists and pitchers.
Annie'nin dediğine göre ; bu şey ben atış yaparken, beynimin bir köşesini meşgul ediyormuş. Beynimi sabitlememi sağlıyormuş. Bunu daha çok ressamlar ve atıcılar kullanıyormuş.
It is you I have to thank for keeping our love alive.
Aşkımız hala devam ediyorsa bunu size borçluyuz.
In case you haven't been keeping score... it's his fucking banquet, and I'm the last course!
Eğer kaydını tutmuyorsan söyleyeyim... bu onun lanet olası sofrası ve ben de son tabağım!
I'm keeping something from him now even though I know it's wrong.
Yanlış olduğumu bilmeme rağmen, şu anda bile ondan gizlediğim bir şey var.
I guess that's it, except to say thanks for keeping me sober one more day.
Sanırım hepsi bu kadar. Ayık geçen bir gün için daha hepinize teşekkürler.
I'm not keeping score but, if I were, it'd be about 83 to 6 in my favour.
Bunları tek tek saymıyorum ama eğer saysaydım, 83'e 6 lehime olurdu.
I'm keeping it, and I'm going to use it.
Onu saklıyorum, ve onu kullanacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]