I'm over it translate Turkish
7,089 parallel translation
I'm... just thinking I should plead guilty to everything, so it'll all be over.
Bunlar tamamen bitsin diye her şeyin suçunu kabul etmeyi düşünüyorum.
Not that I'm accusing you of taking it but Jenna says that when she left last night there was over two-hundred in the box.
Seni suçladığım için söylemiyorum ama Jenna dedi ki geçen gece çıkarken kasada 200 dolar bırakmış.
I looked at the road atlas and figured it's a little over 200 miles, so at 60 miles an hour, we could do it in under four hours with bathroom breaks and whatever.
Yol haritasına baktım. 200 milden fazla yolumuz vardı. Yani saatte 60 mil hızla, 4 saatten az sürerdi.
So I hand my restaurant over to you, and it's you doing me a favor?
Restoranımı sana teslim edeceğim ve sen bana bir iyilik yapmış olacaksın öyle mi?
I'll leave you to think it over.
Bunu düşünmen için seni yalnız bırakayım.
I mean, here it was, at 2 : 00 in the morning, and all of a sudden it was just like... this wave of anxiety came over me, and I'm - I'm up there, like, going, "Shit."
Yani, burada sabah 2 : 00 de oldu, ve sadece bir aniden gibi... anksiyete bu dalga üzerime geldi ve ben - ben gidiyorum gibi, orada değilim "Kahretsin."
- I'll get over it.
- Bir şekilde atlatırım.
I mean, at least high school, it's over at 3 : 00 and it's kids I mostly know by now.
- En azından lise saat 3'te bitiyor. ... ve anladığım kadarıyla öğrencileri dağılıyor.
I bet there's not a person in this room who, given the chance to do it all over again, would do it any differently.
Bu salondaki hiç kimse başa dönme fırsatı bulsaydı hiçbir şeyi farklı yapmazdı. Haklı mıyım?
He started a fight and when it's over, he's in the hospital and I'm arrested.
Kavga etmeye başladık. Bittiğinde o hastaneye ben de karakola gitmiştim.
If it doesn't get better, Beck, - I'm sorry, mate. It's over.
İyileşmezse kusura bakma Beck, buraya kadarmış.
- I'm sorry, but it's over.
- Üzgünüm ama buraya kadar.
In the meantime, this music, it's beautiful and laden with tragic disillusion but, uh, the same tape over and over again, all day long, please, I know I am your prisoner but there's no need to torture me, my friend.
Bu sırada bu trajik bir hayal kırıklığı ile yüklü olan güzel bir şarkı ama gün boyu aynı şarkı tekrar tekrar çalıyor. Lütfen, esiriniz olduğumun farkındayım ama bana işkence etmenize gerek yok arkadaşım.
Dude, I'm sorry, but it's over.
Adamım, üzgünüm ama bu bitti.
I was thinking let's discuss is it over dinner tomorrow at 8.
Bunu yarın akşam 8'de, yemekte konuşalım.
What happened between Kate and I, it's over.
Kate'le aramızda olanlar bitti, tamam mı?
- And I'm so over it.
Zaten artık umurumda değil.
It would appear that I finally have you over a barrel, Nancy Patterson.
Sonunda seni köşeye sıkıştırdım gibi Nancy Patterson.
- I'm over it, obviously, but I just...
Ben bunları aştım tabii ki ama...
- We were never able to really come up with anything every time we kicked it around until, uh, I was visiting my parents in St. Louis, Missouri over the summer of 1980, came across my father's high school yearbook.
- GD YAZAR BAŞYAPIMCI ) Konuyu tartıştığımız zamanlarda ortaya bir fikir çıkaramamıştık. Ta ki St. Louis, Missouri'deki ailemi ziyaret edene kadar. 1980 yazında babamın lise yıllığını buldum.
But honestly, if I had to do it all over again,
Ama dürüst olmak gerekirse, eğer ı bunu yapmak zorunda kaldım. - her şey tekrardan,
I'm over it.
Ben atlatmıştım.
It was hard, but I'm over it.
Zordu ama atlatmıştım.
Okay, then I'll just go to the mall... and get you one of those stuffed elephants with the mirrors all over it.
O zaman markete gider ver her tarafında aynalar olan doldurulmuş filden alırım.
I just-I FaceBooked you because it thought I should start dating again, I'm trying to get over this guy- -
Facebook'tan ekledim seni çünkü... Tekrar çıkmaya ihtiyacım olduğunu düşündüm, birini unutmaya çalışıyordum ve...
You know what - you mind if I run over there just to see if it's him?
O mu diye kontrol etmemde sakınca var mı?
And remember, if you cut me off or try anything weird, I'll push the button and it's all over.
Şunu da unutma, telefonu kapatır veya tuhaf bir şeyler yapmaya kalkarsan düğmeye bastığım gibi işinizi bitiririm.
I have to rub Vaseline all over my lips, because his dick is so big, it feels like my mouth is gonna rip at the corners.
Onun aleti o kadar büyük ki dudaklarıma vazelin sürmek zorundayım. Sanki dudaklarım köşelerinden yırtılacakmış gibi hissediyorum.
I thought that it was gonna just blow over, I don't know.
Unutulur gider sandım, bilemiyorum.
I mean, it was up to me, but I've now turned it over to you, so...
Yani karar benimdi ama şimdi sana bıraktım, yani...
Oh, so, at the time, Wh-when I came over to you guys, I... I thought it was probably just... just two women.
Yani o zaman sizin yanınıza geldiğimde muhtemelen iki kadın olduğunuzu sandım.
- All right, you know, I have to have my lawyers look it over, but, yeah, sure, let's talk.
Tamam, avukatlarıma bir inceleteyim ama tabii, konuşalım.
Yes I'm sure she's our sister, I but it's time to go, the party is over and the guests are leaving.
Evet, kardeşin olduğuna eminim ama gitme vakti, parti bitti ve konuklar gidiyor.
And if you still don't do something, I'm gonna come back and fucking thump you with my car and your fucking body's gonna fly over the fucking hood and I'm gonna take a knife and I'm gonna shove it up your fucking arse
Hâlâ devam edersen, yine gelip bu sefer sana arabamla çarparım. O iğrenç vücudun havada uçuşurken elime bir bıçak alıp götüne sokarım.
I know, but I just feel like, if I start seeing someone else or just even go on a date, that... I'll be admitting that it's over, and I-I... I don't want to do that.
Biliyorum ama eğer başkalarıyla görüşürsem hatta bir buluşmaya bile gidersem bittiğini kabul etmiş olacağım ve bunu istemiyorum.
Because all it really did was help Kurt and I get over whatever resentment and whatever bitterness we were holding in, and it made us realize that-that we are... we're-we're just better as friends, okay?
Çünkü bütün o şeyler Kurt'le aramızda olan kırgınlığı gidermemizi sağladı ve arkadaş olarak daha iyi olduğumuzu anlamamızı sağladı, tamam mı?
And so I think what agencies will try and do is they'll... they'll want to step right up to the line, and maybe get a little bit of chalk on their toes, but don't step over it.
Ve böylece ne ajansları düşünüyorum denemek ve yapacak onlar olacak bir... Onlar adım isteyeceksiniz Sağ çizgiye kadar, ve belki bir nebze olsun kendi parmakları üzerinde tebeşir, ama üzerinde adım yok.
I'm just gonna try to build up all the strength that I have in me just to get myself to roll over onto my girlfriend hoping that it wakes her up.
İçimdeki bütün gücü toplayarak kendime gelip bunun onu uyandırmasını umarak kız arkadaşıma doğru yuvarlanacağım.
Yeah, I had my own sleep paralysis episode, and, well, in that one, it was sort of like a classic three-dimensional, black shadow man, who came up in the woods behind my house, leaned over my bed.
Evet, ben kendi uyku felci olayımı yaşamıştım ve onda, evimin arkasındaki ormandan gelip yatağıma eğilen klasik üç boyutlu gölge adam vardı.
"I can't look into your house." I'm trying to look into your house, "but I see this black shadow over it."
"Evinin içine bakamıyorum bakmaya çalışıyorum ama siyah gölgelerden başka bir şey göremiyorum."
And I would just repeat it over and over and over in my head, as If I had some kind of psychic bond with my alien abductors and that I could communicate with them telepathically, and just plead with them, to make tonight not the night
Ve bunu kafamda da defalarca ve defalarca kez tekrar ederdim. Galiba, beni kaçıran uzaylılarla telepatik olarak iletişime geçebildiğim ve bu geceyi, onların geri gelip bana bunu yapmayacakları gece olması için onlara yalvardığım fiziki bir bağım vardı.
That's right by us. I mean, it's a fourth tier hell, but I'll take you over there if you want.
Bizim sağımızda, yani dördüncü sırada, istersen seni oraya götürebilirim.
Now I throw it over.
Şuradan atlayacağım.
Here I am, hurting over memories, and he's having to look at it every night.
Buradayım hatıralardan acı çekiyorum ve o her gece onlara bakıyor.
You call me, I hotfoot it over here.
Beni arayacaksın, direkt damlayacağım.
Still I like a few days just to think it over so that...
Düşünmek için birkaç güne ihtiyacım var yine de.
Well, I'm over it, ok.
Geçti gitti ama.
Ye can deny this from now till judgment day, but it's yer word against Captain Randall. And even with the Duke's backing, I fear that there is no way that a British judge will take yer word over that of one of his majesty's officers.
Şu andan hüküm gününe kadar bunu inkâr edebilirsin ama Yüzbaşı Randall'a karşı senin sözün olacaktır ve Dük'ün desteğiyle bile korkarım ki bir İngiliz hâkimin Kral'ın subaylarından birinin sözü yerine senin sözünü dikkate alması mümkün değil.
But then I looked over at the South Tower and it was still calling to me.
Sonra durup Güney Kule'ye baktım. Orada durup beni çağırıyordu.
- I need to think it over.
- Düşünmem lazım.
I'm sure they'll get over it in a minute. Your fucking..
- Kısa sürede bunu atlatacaklardır eminim ki.
i'm over 49
i'm over here 182
i'm overwhelmed 26
i'm over that 16
over it 24
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
i'm over here 182
i'm overwhelmed 26
i'm over that 16
over it 24
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24