I found a job translate Turkish
239 parallel translation
I found a job and I can't take it.
Bir iş buldum ve onu alamadım.
I found a job, and his insurance helped.
Bir iş buldum, Eddie'nin sigortasının da faydası oldu.
Dear Mama, I found a job.
"Sevgili anneciğim, bir iş buldum."
I found a job
Bir iş buldum.
It's high time I found a job.
İyi bir iş bulmak için en uygun zamandayız.
I found a job.
İş buldum. - Nerede?
I found a job with better hours... and I like it better, even though I'll be earning less money.
Saatleri daha iyi olan bir iş buldum daha az kazanacak olsam da daha çok sevdiğim bir iş.
- I found a job.
- Bir iş buldum.
Look, Daddy, I found a job.
Bak baba. Bir iş buldum.
At first my parents loved that I found a job across the street from the house.
İlk başta ailem evin hemen karşısında iş bulduğum için sevinmişti.
Much against Steve's wishes, I found a job working in a circuit board factory.
Steve istemese de işe girdim. Bir devre fabrikasında.
I found a job in a brothel of Hong Kong.
Hong Kong'da bir genelevde iş buldum.
- I appreciate that, but I found a job.
- Çok teşekkürler, ama bir iş buldum.
I told her I found a job in a cigar store, I was getting married.
Bir tütün dükkânında iş bulduğumu söyledim. Evleneceğimi söyledim.
- See, I found a job.
- Gördün mü?
I found a job, a real job.
Gerçek bir işe girdim.
" I found a job as a lemonade vendor,
" Is buldum.Limonata yapiyorum,
I live in this part of the country because I found a job here.
Bu şehirde bir iş bulduktan sonra da buraya taşındım.
I've found a job for you.
Sen şanslısın, senin işin var.
I found a job.
Bir iş buldum.
I've finally found a job. I'd been looking for a long time.
Uzun arayışlarımın sonunda iş buldum.
- I've found a job for you.
Likör? - Sana iş buldum.
- It shouldn't have happened to me, now that I've found a job... - What?
Tam da bir iş bulmuşken bunun başıma gelmemesi lazımdı...
I'm in a rush'cause I found a new job.
Acelem var çünkü yeni bir iş buldum.
And please tell him I've found a job
Ayrıca kendime bir iş bulduğumu söyleyin!
As for me, I found a quiet job.
Öyle. Güzel bir iş buldum.
I traced Rosemary Muller myself I found her a job at Springe's I told her she was a Wildenbruck!
Rosemary Muller'i buldum Springe'de iş verdim Onun bir Wildenbruck olduğunu söyledim!
Oh, I guess I could have found myself an honest job... as a dishwasher or something, but, no, I took the easy way.
He, sanırım bulaşıkçılık gibi sıradan, dürüst bir iş bulabilirdim... ama hayır. Ben kolay yolu seçtim.
I found a good job there.
Kendime ilginç bir iş buldum.
But don't be worried of me, because now I really have found, - I swear it, I have found a good job.
Ama benim için endişe etme, çünkü artık gerçekten buldum... yemin ederim iyi bir iş buldum.
What would you say if I found you a job?
Sana bir iş bulduğumu söylesem, ne derdin?
I have, I've found you a job!
Sana iş buldum.
I'm in Delaware, and I found a terrific job in management.
Delaware'deyim. Müthiş bir yöneticilik işi buldum.
well, I found him a job.
Çünkü, ona bir iş buldum.
But I liked it out there so I found myself a job as an overseer on an Indigo farm.
Ama orayı sevdim sonra da çivit tarlasında kendime gözetmenlik işi buldum.
Actually, I found you a job.
Ben de sana bir iş bulmakla meşguldüm.
I've found a job in a bar
Bir kulüpte şarkı söyleyeceğim.
I had found one man in Flint with a secure job :
Flint'te işi garanti olan tek kişi vardı :
I have a degree in civil engineering, but I haven't yet found a job in my field.
İnşaat mühendisliğinden mezun oldum ama henüz kendi alanımda bir iş bulamadım.
As your parole officer, I've found you a job.
Senin gözetmenin olarak, sana bir iş buldum.
In sales I found not just a job, but a culture.
Satış departmanında sadece bir iş değil, bir kültür buluyorum.
I have found a good job... and someone who wants to spend his life with me.
İyi bir iş buldum.... ve tüm yaşamını benimle geçirmek isteyen biri var.
I also found it diffiicult to find a job.
İşimi bile zar zor buldum.
I've found that when one has a difficult job to do personal reasons can be quite an incentive.
Zorlu bir görevin üstesinden gelinmesi gerektiğinde kişisel sebeplerin etkili güdüleyiciler olduğunu düşünüyorum.
" Your honor, I found a new job.
" Sayın Yargıç, yeni bir iş buldum.
" Dear Mark, I'm glad you found a job and somewhere to live.
"Sevgili Mark, bir iş ve kalacak yer bulmana sevindim."
Well, surprisingly, I got fired, but Phillip found me a new job.
Şaşırtıcı ama kovuldum. Ama Phillip başka bir iş buldu.
Shit, I will not swallow he found a job.
Gerçek bir iş değildir onunki.
I thought you found a job for us.
- Bize iş bulduğunu sanmıştım
I found him a job lf you can't hide him, I will
Ona iş buldum. Saklayamayacaksan, ben yaparım.
I got a call from Greertelling me not to report to my job... because they found another intern.
Greer'ın ofisinden aradılar. Pazartesi günü işe gelmene gerek yok diyorlar. Çünkü başka bir stajyer bulmuşlar.
i found you 161
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found him 265
i found something 222
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found him 265
i found something 222
i found one 42
i found a 18
i found these 35
i found this 211
i found that 17
a job 224
i fought back 17
i fought 27
i found a 18
i found these 35
i found this 211
i found that 17
a job 224
i fought back 17
i fought 27