English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I fought back

I fought back translate Turkish

164 parallel translation
My dear, I was given up for dead six months ago, but I fought back.
Sevgili kız, 6 ay önce beni öldü zannettiler, ama kurtuldum.
For the first time in four months, I fought back!
Dört aydır ilk kez mücadele ettim!
I fought back!
Mücadele ettim!
- I fought back.
- Karşı koydum.
So maybe, perhaps, I fought back.
Belki karşılık vermiş olabilirim.
I fought back, my spiritual powers weren't strong enough.
Mücadele ettim, ama benim ruhani güçlerim yeterince güçlü değildi.
You attacked me, I fought back.
Sen bana saldırdın, ben de kendimi korudum.
She went for me with a knife and I fought back.
Bir bıçak alıp üstüme yürüdü, ben de kendimi savundum.
I fought back... I asked him what he was doing.
Direndim... ne yapıyorsun dedim.
I fought back... but he kept coming... he tried to hug me.
Direndim... ama üstüme gelmeye devam etti. Bana sarılmaya çalıştı.
But I fought back.
Ama bir kaplan gibi dövüştüm.
Some asshole tried to hit me, but I fought back. It's nothing.
Hiçbir şey.
Maybe he got violent, maybe I fought back.
Belki şiddete başvurdu, belki karşı koydum.
I fought back and I left Lavigueur's body there with my dagger in his belly.
Ben de karşı koydum ve Lavigueur'ün cesedini bıçağım karnında, orada bıraktım.
How I fought back...
Nasıl geri savaşırım...
I fought back for all the wrong reasons.
Hep yanlış gerekçelere karşı koymaya çalıştım.
I fought back like you taught me.
Öğrettiğin gibi mücadele ettim.
He got violent and... I fought back.
Saldırganlaştı ben de karşılık verdim.
I fought and found my way back because I thought you couldn't be without me.
Sensiz hiçbir şey yapamıyordum. Bu yüzden uğraşıp seni buldum.
I fought in the real war, back in 1918!
1919'daki gerçek savaşta savaşmıştım!
I, Noriyasu, fought my way back to this castle with the prince under my protection.
Ben, Noriyasu, himayem altındaki Prensle beraber, buraya gelene kadar savaştık.
I fought to keep this house and to bring it back up.
Bu evi eski haline getirmek için mücadele ettim.
I fought with my editor, we met, we saw a movie, we ate, we went to bed, maybe we had sex, you left to edit your commercial, and I went back to the agency.
Editörümle kavga ettim. Buluştuk, bir film izledik yemek yedik, yatağa geçtik, belki seviştik sen reklam çekiminin montajı için gittin ve ben de ajansa geri döndüm.
I fought with him at the tavern a few days back.
Onunla bir süre önce handa kavga etmiştim.
I never fought back to anybody, and that's why I'm here today!
Kimseyle mücadele etmedim, o yüzden bugün buradayım!
She fought back so finally I gave in and I said :
O karşı koydu ben de pes ettim ve dedim ki :
I've fought this jungle back, cut it down, created my boundaries, my world.
Ben bu ormanla savaştım, kesip yıktım, sınırlarımı, kendi dünyamı yarattım.
Through dangers untold and hardships unnumbered I have fought my way to the castle beyond the Goblin City to take back the child that you have stolen.
Bilinmedik tehlikeler içinden, bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için.
Through dangers untold and hardships unnumbered I have fought my way here to the castle beyond the Goblin City to take back the child that you have stolen.
Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için.
"Through dangers untold and hardships unnumbered I fought my way here to the castle beyond the Goblin City to take back the child that you have stolen."
"Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için."
I think now, looking back, we did not fight the enemy, we fought ourselves, and the enemy... was in us.
Şimdi geriye bakıp düşünüyorum da biz düşmanla değil, kendimizle savaştık ve düşman bizim içimizdeydi.
Sickness took me out of this world, and I fought to get back.
Hastalık beni bu dünyadan aldı ve geri dönmek için savaştım.
All I'm saying is that you've been a victim. It's time you fought back.
Sadeçe senin Bir kurBan oldugunu sÖylüyorum, Karsi koyma zamani geldi,
I punched him, he fought back.
Yumruk attım, karşıIık verdi.
I fought my fear... ... by telling myself you'd come back someday... ... and trying to think of the first thing I'd say when I saw you again.
Korkumla mücadele ettim günün birinde geleceğini düşünerek ve seni gördüğüm an söyleyeceğim ilk şeyi düşünüyordum.
I mean. If Billy Koch had fought back he could have been fourth grade class president and, maybe adifferent man today.
Eğer Billy Koch savaşsaydı, dördüncü sınıf başkanı olabilirdi ve belki bugün de farklı biri olurdu.
- Nothing up there? [Grant] The importance of going back to Okinawa with my family was to show them where their uncle was killed, and to show them where I fought.
Ailemle Okinawa'ya dönmemin önemi onlara amcalarının nerede öldüğünü ve nerede savaştığımı göstermekti.
One of the reasons I'm going back to lwo Jima is to take my wife back there and let her see where I fought as a very young man for my country's freedom.
Iwo Jima'ya dönüş nedenlerimden biri karımı oraya götürmek ve bu ülkenin özgürlüğü için nerede savaştığımı görmesini sağlamak.
Maybe I should have screamed, fought back.
Belki bağırıp, karşı koyabilirdim.
I fought my way back for you.
Senin için çabalayıp geri döndüm.
Yeah, you are, and I'm so glad that you fought your way back in because I don't know what I would do without you.
Evet, yapıyorsun ve tekrar geri tırmandığın için çok mutluyum... ... çünkü sensiz ne yapardım bilmiyorum.
From the bruises on her knuckles, I'd say she fought back, which probably saved her.
Bileklerindeki morluklardan, karşılık verdiğini söyleyebilirim, bu onu kurtarmış.
I think if somebody probably tried to take that, she would have fought back.
Eğer biri onu almaya kalkıştıysa, o da karşı koymuştur.
I remember the first time you fought back against Tsukasa.
İkimiz hergün aşina olmadığımız yemekler yapardık.
* I fought for my meals * * I get my back into my living *
Watcherx İyi seyirler...
I guess I think that maybe I should have fought back.
Sanırım direnmeliydim bu konuda.
I also know that parry fracture means the kid fought back.
Ayrıca darbe çatlağının çocuğun karşı koyduğu anlamına geldiğini de biliyorum Bones.
I fought... and it came back.
Onunla savaştım... Ve o geri geldi.
I know we fought about this, but, the truth is I'm actually glad you kept those college guys off my back.
Anladım! Sonra yine tartışırız.
You lured Chicklet to thejunkyard, but he fought back.
Chicklet'i hurdalığa çağırdın Kavga çıktı
You know, the only other time we really fought was in the fifth grade, when I sat in the back of the bus with Luke on the way to the Museum of Tolerance.
Biliyor musun en son beşinci sınıftayken kavga etmiştik. Müzeye giderken otobüsün arkasında Luke ile oturduğum için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]