I look ridiculous translate Turkish
201 parallel translation
It's not enough that I look ridiculous, I also have to play with an amateur.
Berbat görünmem yetmiyormuş gibi bir de amatörlerle çalışıyorum. Kruger hep bunu yapıyor.
I know to you I look ridiculous, but I only want to increase the amount of love in this world.
Biliyorum, size gülünç görünüyorum, ama tek arzum, bu dünyada sevgiyi yaymak.
But I look ridiculous with all this goop on my eyes.
Gözümdeki yapışkanla maskaraya döndüm.
now I look ridiculous.
şimdi gülünç duruma düştük.
Oh, I know I look ridiculous.
Aptalca göründüğümü biliyorum.
Please I'm sorry, alright I wasted your money, I look ridiculous, I'm sorry
Üzgünüm tamam mı! Biliyorum sana para kaybettirdim. Kendimi aptal gibi hissediyorum.
- I look ridiculous.
- Komik görünüyorum.
I look ridiculous. Not only are they going to arrest us, they're going to laugh themselves silly.
Gülünç görünüyorum.Bizi tutuklamakla kalmayıp, kahkahalarını koyverecekler.
Do I look ridiculous when I dress as a boy?
Erkek gibi giyinsem saçma mı görünürüm?
I look ridiculous.
Çok komik görünüyorum.
I look ridiculous now.
- Şimdi gülünç duruma düştüm.
Now I look ridiculous.
Komik görüneceğim.
- ls it because I look ridiculous?
komik göründüğüm için mi?
Okay, I look ridiculous.
Tamam, komik görünüyorum.
- I know I look ridiculous.
- Çok komik göründüğümün farkındayım.
Look, I look ridiculous.
Baksana, çok gülünç görünüyorum.
I look ridiculous, don't I?
Çok aptal görünüyorum değil mi?
So my entire stockpile is wasted... and I look ridiculous!
Böylece bütün birikimim heba oldu... ve ben maskara oldum!
I look ridiculous.
Gülünç gözüküyorum değil mi!
Now I'm simply going to look ridiculous.
- Şimdi komik görüneceğim işte. - Bunlar da ne oluyor?
I think you look ridiculous and overdressed, and your little lady would look better without her finery.
Kılık kıyafetin bana gülünç geliyor. Küçük hanım süslü püslü elbisesi olmadan daha iyi görünürdü.
I'll look ridiculous with my head shaved.
Tıraşlı kafayla çok komik görünürüm.
Well, I mean, look - I don't like to complain, but, I mean, this is ridiculous.
Yanlış anlama ama, bu yaptığın saçma sapan bir şey.
I will look ridiculous.
Benimle alay edecekler.
I live in the fear that any moment he may even speak. He might make fun of me to make me look ridiculous.
Böyle günlerden birinde konuşup benimle alay edecek,... beni gülünç duruma düşürecek diye korkuyorum.
I know it sounds ridiculous, but they look like fireflies or something.
Komik gelecek, ama ateşböceklerine falan benziyorlar.
Look, Earl, I know this is going to sound ridiculous, but I think a strange woman's locked herself in my bathroom.
Bak, Earl, bunun saçma geleceğini biliyorum. Ama garip bir kadın banyomda ve kendini kilitledi.
Don't I look absolutely ridiculous?
Ben bakamıyorum kesinlikle çok gülünç görünüyorum?
Then he gave me one look and I realised what a ridiculous lie my life's been.
O an, tüm hayatımın saçma bir yalan olduğunu anladım.
Yeah, I know, but don't they know how ridiculous they look?
Bu metalci görünme işleri geçici bir safha sadece.
I think he should pay for the wedding... but it's important that he don't look ridiculous.
Bence, düğünü onun karşılaması lazım ama gülünç görünmemesi önemli.
I'll look ridiculous!
Gülünç olurum!
I think we can say he made us look ridiculous.
- Bizi gülünç duruma düşürdüğünü söyleyebiliriz sanırım.
I'll look ridiculous.
Bu elbiseyle komik görüneceğim.
- I must look ridiculous.
- Gülünç görünüyor olmalıyım.
I don't look ridiculous.
Gülünç görünmüyorum.
I hope I don't look ridiculous.
Umarım gülünç görünmüyorumdur.
I look fucking ridiculous!
Salak görünüyorum ha!
Besides... I'd look ridiculous in uniform.
Ayrıca, üniformanın içinde çok komik görünürüm.
Look, I know it sounds ridiculous but it was the only delaying tactic left me.
- Çok mantıklı. Kulağa saçma geldiğini biliyorum ama mahkemeyi erteletmenin elimde kalan tek yolu buydu.
Look, Al, I'll grant you the NEA has done some silly things in the past but no way, no how, will they accept a ridiculous movie about shoes.
Bak Al, Ulusal Sanat Vakı, geçmişte bazı saçma işler yapmış olabilir ama ayakkabılar hakkında saçma bir filmi hiçbir şekilde kabul etmezler.
I'm preventing him from becoming one of those guys people snicker at because they look ridiculous.
Arkadaşımın, insanların arkasından kıs kıs güldüğü kişilerden biri olmasını önlemeye çalışıyorum.
I must look ridiculous!
Çok aptal görünüyor olmalıyım!
I'd look ridiculous.
Komik bir halim olurdu.
When I want to do things that would make me look ridiculous, I have a trick.
Yapamayacağım bütün bu şeyler saçma gelince, bir hile yaparım.
I must look ridiculous.
Çok aptal görünüyor olmalıyım.
Look, Luke, I feel really ridiculous... but I left my key inside of you-know-where.
Bak Luke, kendimi çok komik hissediyorum ama anahtarımı unuttum. Nerede biliyorsun.
I don't want to look ridiculous this week.
Bu hafta tuhaf görünmek istemiyorum.
I know I look so ridiculous.
Gülünç görünüyorum.
I think you might look vaguely ridiculous at your age in that mob.
O kalabalığın içinde bu yaşta biraz garip görünürsün bence.
Look, Paige, I really, really wanna be the cool big sister, but this is ridiculous.
Bak, Paige, gerçekten, gerçekten iyi abla olmak istiyorum ama bu saçmalık.
i look forward to working with you 27
i look forward to seeing you 17
i look forward to that 29
i looked it up 118
i look forward to it 171
i looked up to you 18
i looked 86
i look like shit 18
i look like an idiot 16
i looked everywhere 87
i look forward to seeing you 17
i look forward to that 29
i looked it up 118
i look forward to it 171
i looked up to you 18
i looked 86
i look like shit 18
i look like an idiot 16
i looked everywhere 87