I looked for you translate Turkish
640 parallel translation
Do you know how much I looked for you?
Seni ne kadar aradım, haberin var mı?
I looked for you on the train last night.
Geçen gece trende seni aradım.
I looked for you so often.
Sık sık gelip sana bakıyorum.
I looked for you but they told me I can find you down here.
Sizi aradığımda burada bulabileceğimi söylediler.
I thought you'd come, and I looked for you.
İyi akşamlar. Her yerde sizi aradım.
I suspected you wanted to see me, so I looked for you.
Bu yüzden seni aramaya çıktım.
I looked for you at Wally Ray's party.
Wally Ray'in partisinde seni aradım.
I looked for you everywhere.
Her yerde seni aradım.
I looked for you.
Seni aradım.
I looked for you so.
Seni her yerde aradım.
I looked for you everywhere :
Bu sabah mı? Her yerde seni aradım.
I waited for you. I looked for you.
Seni bekledim, aradım.
- I looked for you downstairs.
- Senin için ona aşağıda bakarım.
I looked for you. I'll always look for you.
"Her zaman seni arayacağım."
- I looked for you everywhere
- Her yerde seni arıyorum
- You know, I looked everywhere for that other glove last night.
Dün gece her yerde bu eldivenin diğer tekini aradım.
To go off on a trip for no one knows how long to some spot you don't even hint at the only woman on a ship with the toughest mugs I ever looked at.
Ne kadar süreceğini kimsenin bilmediği bir yolculuk, neresi olduğunu ima bile etmediğin bir yer, gördüğüm en kaba heriflerle dolu bir gemide tek başına bir kadın.
I've looked for you so long.
Seni o kadar çok aradım ki!
I've looked everywhere for you.
Her yerde seni aradım.
But I didn't tell them about Jean as you say, because if they looked for him, they'd have found you with him.
Ama onlara Jean'dan bahsetmedim çünkü onu ararlarsa yanında seni bulacaklardı.
I put Raynald to bed and looked everywhere for you.
Raynald'ı yatırdım ve her yerde sizi arıyordum.
You know, when I left you this afternoon, I couldn't remember what you looked like. Not for the life of me.
Bugün senden ayrıldığımda, neye benzediğini hatırlayamıyordum.
- I looked all over for you.
- Sizi her yerde aradım.
I looked all over for you.
Her yerde sana baktım.
I looked for you at the office.
Üzgünüm.
I was the one who looked for you, the first time.
Seni arayan bendim, ilk kez.
I looked everywhere for you.
Her yerde seni aradım.
The last four days were like a lifetime I took the police and I looked everywhere for you
Şu son dört gün bana bir ömür gibi geldi. Polise haber verdim, heryerde seni aradım.
You came to New Orleans and looked out for yourself. I stayed at Belle Reve and tried to hold it together.
Ben ise Belle Reve'de kalarak işleri toparlamaya çalıştım.
- Darling, I've looked everywhere for you.
- Sevgilim, her yerde seni aradım.
- Doctor, I looked everywhere for you...
Doktor, dün gece her yerde sizi aradım.
For the first time, when we looked at each other in the Gypsy camp and again at the window of the casino and again, just now, when I held out my hand to you
Çingenelerin kampında, birbirimizle gözgöze geldiğiniz an, sonrada kumarhanenin penceresinde ve az önce elimi size uzattığımda.
And I've always looked up to you, tried to ape you but today I'm ashamed for you.
Senin izinden giderdim. Her zaman seni taklit ederdim ama bugün beni utandırıyorsun.
I looked all over for you, but I couldn't find you.
Ben seni her yerde aradım, ama bulamadım.
- Cos I looked all over for you last night!
Çünkü dün gece her yerde seni arayıp, durdum.
I have looked for her, like you paid me.
Bana para verdin, ben de onu aradım.
While you looked for the payroll that wasn't there, I had important business.
Sen orada olmayan parayı ararken, benim önemli işim vardı.
Then, I looked all over for you.
Sonra, seni her yerde aradım.
I'm glad you looked for me.
Benimle ilgilendiğin için müteşekkirim.
I looked all over for you.
Her yerde sizi aradım.
I looked everywhere for you.
Sizi her yerde aradım.
I looked all over for you.
Her yerde seni aradım.
- Jacques dragged me back to the hotel. - I looked everywhere for you.
- Her yerde seni aradım.
- Well, I looked everywhere for you.
Seni aradım.
If you really must know, Balestrieri looked a bit like my father and, since I was small, I have had a real passion for my father.
Gerçekten bilmek istiyorsan, Balestrieri biraz babama benziyordu ve küçük olduğumdan, babama karşı gerçek bir tutkum vardı.
For my part, I know you will be well looked after.
Benim düşüncem, başının çaresine bakabileceği yönünde.
I've looked all over for you.
Her yerde seni aradım.
I looked all over for you!
Her yerde seni aradım!
I don't suppose you looked for it.
Aradığını sanmıyorum.
So did I. I looked all over for you.
- Ben de. Her yerde sizi aradım.
But I see you looked a lot for the why.
Ama görüyorum ki sen çok aradın nedenleri.
i looked it up 118
i looked up to you 18
i looked 86
i looked into it 48
i looked everywhere 87
i looked up 43
i looked down 17
i looked all over for you 17
i looked everywhere for you 19
i looked around 20
i looked up to you 18
i looked 86
i looked into it 48
i looked everywhere 87
i looked up 43
i looked down 17
i looked all over for you 17
i looked everywhere for you 19
i looked around 20
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your own sake 81
for your birthday 37
for your daughter 16
for your mother 31
for your wife 22
for your safety 30
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your own sake 81
for your birthday 37
for your daughter 16
for your mother 31
for your wife 22
for your safety 30