English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I need a phone

I need a phone translate Turkish

508 parallel translation
- I need a phone.
- Bir telefon bulmaliyim.
I need a phone.
Bir telefon bulmalıyım.
- I need a phone company insider... to find out, uh, if any of them received any long-distance phone calls.
Aralarında şehirler arası görüşme yapan olmuş mu öğrenmek için.
I need a phone to get out of here so you two can live happily ever after.
Buradan gitmek için bir telefona ihtiyacım var böylece ikiniz sonsuza kadar mutlu yaşayabilirsiniz.
I need a phone.
Odaya ihtiyacım yok.
I need a phone.
Bana telefon lazım.
I need a phone.
Bir telefona ihtiyacım var.
I told you people I need a phone.
Telefon etmek istiyorum.
somebody, I need a phone.
Birisi var mı, telefona ihtiyacım var.
Somebody, I need a phone!
Birisi yok mu, telefona ihtiyacım var!
What? ... until Thursday, I need a phone call.
Perşembe'ye kadar yer açılmazsa haber ver.
I need you to phone my folks, I want you to tell them that I'm fine and everything's OK, that I'm just going to go travelling for a little bit.
Bizimkileri aramanı ve onlara iyi olduğumu, her şeyin yolunda olduğunu, ve biraz daha seyahat edeceğimi söylemeni istiyorum.
I need to make a call, but our phone's not working.
Bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor ve bizim telefonumuz da çalışmıyor.
I would like to put a tap on your phone, but I need your written permission to do that. Is that okay with you?
Telefonunuza bir cihaz yerlestirmek istiyoruz, ancak once sizin izniniz olmali.
I need to make a phone call.
Moskova'ya bir telefon etmem gerekiyor.
He's in a bit of trouble and he's waitin for me, so I need to use a phone.
Başı biraz dertte. Beni bekliyor. Bir telefon etmem lazım.
Last thing I need is a cop showing up here'cause your daddy sees our number on the phone bill.
İhtiyacım olan son şey buraya bir polisin gelmesi. Çünkü senin baban telefon faturasında bizim numarımızı görüyor.
Fine! I need to make a phone call.
Bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.
I need long enough to make a few phone calls.
Birkaç telefon görüşmesi yapacak kadar.
I need to make a phone call.
Bir arama yapmam lazım.
I'm a phone call away if you need me...
Sadece bir telefon kadar uzağındayım...
Please, I need to use a phone!
Lütfen, telefonu kullanmaya ihtiyacım var.
I'll fill that baby with dimes, and we're going to learn you don't need a phone company to have a phone.
Onu jetonlarla dolduracağım ve telefon etmek için bir telefon şirketine ihtiyaç olmadığını öğreneceğiz.
I need to make a phone call. - A phone call?
Evet, onu tanıyorum.
Jonah, I need you to make a phone call for me.
Jonah, benim için bir telefon etmeni istiyorum.
And I'm gonna need you to make a phone call for me presently.
Sen de benim için bir yeri arayacaksın,... şimdi.
I need to get to a phone, and I need to call my boss.
Bir telefona ihtiyacım var, patronuma telefon açmalıyım.
Yeah, I, uh - by noon tomorrow, I need, uh, a list of names, addresses of her friends, phone numbers, relatives.
Tabii, elbette. Yarın öğleye kadar bana, arkadaşlarının isimleri adresleri, telefon numaraları ve akrabalarının listesi gerekli.
A phone and a fax, that's all I need.
Sadece bir telefon ve faks gerekiyor.
.. but if you need to make a phone call, or if you want a coffee, I could help you.
.. ama arayacağınız bir yer varsa, ya da bir kahve içmek isterseniz yardımcı olabilirim.
Now I'm going to need an address and a phone number for this Vandalay company.
Bir adres ve telefon numarasına ihtiyacım olacak bu Vandalay şirketi için.
I need a signature and daytime phone number.
Bir imzaya ve güncel bir telefon numarasına ihtiyacım var.
Sometimes I wish I could yell real loud so I wouldn't need a phone at all.
Bazen öyle yüksek sesle bağırabilmeyi diliyorum ki, telefon hiç ihtiyacım olmasın.
- I need you to find a phone number.
- Benim için bir numarayı bulmanı istiyorum.
And then the radio went glitchy, so I just need to get down and use a phone.
Telsiz devredışı oldu, hemen bir telefon bulup haber vermem lazım.
- Nah, I don't need no son to give me no guilt trip about a phone.
- Bana bir telefon için suçluluk hissi yaşatacak bir oğula ihtiyacım yok.
You're on the phone! I need a cell phone.
Komiser Stottlemeyer, sen giriyorsun.
I NEED YOU TO GET A MR. SABATINO ON THE PHONE.
Bay Sabatino'yu telefona bağla.
Ladies, I'm not cutting the line. I just need a phone.
Bayanlar, kuyruğu bozmuyorum, sadece telefon arıyorum.
Doc. I need to find a phone before I miss out on the deal of my life.
Doktor, hayatımın anlaşmasını kaçırmadan, bir telefon bulmalıyım.
If that's a secure phone, I need it.
Güvenli bir hatsa kullanmalıyım.
I forgot, uh, I need to make a phone call.
Unutmuşum, bir telefon görüşmem vardı.
- I need specifics, a phone.
- Ayrıntılar lazım, ve bir telefon.
I just need you to get a phone book!
Sadece şu rehberi almanı istiyorum!
I need to make a phone call.
Bir telefon etmem gerek.
I need a few phone numbers.
Bana telefon numaraları lazım.
I need to make a phone call..... if that's all right?
Bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum sakıncası yoksa?
I need to make a phone call.
Ben bir telefon edeceğim.
- I'm in need of a phone.
- Telefon etmem gerekiyor.
I need to use a phone.
Birini aramak istiyorum.
- I need you to drive to a phone.
- Bir telefona gidin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]