English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I need coffee

I need coffee translate Turkish

408 parallel translation
I need coffee.
Bana kahve gerek.
I need coffee.
Kahveye ihtiyacım var.
- Coffee. I need coffee.
- Kahve içmem gerek.
- I need coffee. - I know how you boys feel.
— Kahveye ihtiyacım var.
I better make some coffee, you look as if you need some.
Biraz kahve yapsam iyi olur, ihtiyacın varmış gibi duruyorsun.
- Oh! I need some coffee.
- Biraz kahve alsam iyi olur.
Aside from water, I shall need 200 bullocks 500 pigs, 100 quintals of salt 40 tons of flour, 10 tons of sugar, five tons of tobacco, one ton of coffee the juice of 40,000 limes and are there any wines to be had here?
su bir kenara, 200 öküze ihtiyacım var. 500 domuz, 100 kilo tuz. 40 ton un, 10 ton şeker, beş ton tütün, bir ton kahve... 40 bin mildir kireç gibi su içiyoruz.
I'll make a pot of coffee. You need it.
Ben kahve getireyim, ihtiyacın var.
I need some white flour, Mr Grafton, and four pounds of coffee.
Beyaz un ve 2 kilo kahve istiyorum Bay Grafton.
- I don't need food if I can have my coffee.
- Kahvem olsun da yemek şart değil.
We was on the way to town and I thought I'd stop... and have a cup of coffee, see if you need anything.
Kasaba yolundaydık sonra durdum ve aklıma bir bardak kahve içmek isteyebileceğin geldi.
I don't need black coffee.
Kahveye ihtiyacım yok.
- I don't need any coffee yet.
- Kahve istemiyorum, henüz değil.
I need a coffee.
Kahve içmem lazım.
I need to take a bath at least, and a cup of coffee.
En azından duş alıp kahve içmem gerek.
- I need her to make coffee.
- Kahve yapmasına ihtiyacım var.
I need a cup of coffee or a drink.
Bir kahve ya da içecek bir şey istiyorum.
I think we need a cup of coffee.
Bence bir fincan kahveye ihtiyacımız var.
The coffee's ready. But don't wander too far because I'll need you really soon.
Ama çok fazla uzaklaşmayın çünkü gerçekten kısa bir vakit var.
Hurry up, I need my coffee. Sit down.
Biraz acele et, daha kahvemi içeceğim.
Boy, I need some more coffee.
Evlat, bize biraz kahve gerek.
- I need some coffee.
- Biraz kahveye ihtiyacım var.
And I don't know... You need to get a coffee to cheer yourself up a bit, right?
Sen de kalanıyla gidip bir kahve falan iç.
I need a coffee cup, Manny.
Bir kahve fincanı istiyorum Manny.
I need some coffee.
Kahve içmem lazım.
Then again, maybe I don't need coffee.
Belki de kahveye hiç ihtiyacım yoktur.
Yes, I need some coffee.
Evet, biraz kahveye ihtiyacım var.
Mrs. Fortune, I really think you need a cup of coffee.
Bayan Fortune, tahmin ediyorum ki, size gerçekten bir kahve gerek.
I've got the coffee if you need it.
İhtiyacın olursa diye kahve getirdim.
I need a box of.44 cartridges and some beans and coffee.
Bir kutu.44'lük mermi, biraz fasulye ve kahveye ihtiyacım var.
.. but if you need to make a phone call, or if you want a coffee, I could help you.
.. ama arayacağınız bir yer varsa, ya da bir kahve içmek isterseniz yardımcı olabilirim.
No, all I need is some coffee, maybe a little food.
Kahvemi içer, birazcık da yemek yersem kendime gelirim.
- I need that coffee break.
- Yok yok.. bir kahve arası vereceğim..
I need some coffee.
Biraz kahveye ihtiyacım var.
Please, Marilyn, I need a cup of coffee.
- Lütfen, Marilyn, bir fincan kahve istiyorum.
I need to speak to him by 4 : 00, and get me some coffee, some... fresh... coffee.
Bay Stevens'ı çağır, onunla saat 4.00 civarı konuşmam gerek. Bir fincan da kahve getir. Taze olsun.
I need to speak to him by 4 : 00... and get me some coffee, some fresh coffee.
Bay Stevens'ı çağır, onunla saat 4.00 civarı konuşmam gerek. Biraz fincan da kahve getir.
I need a cup of coffee.
Önce bir fincan kahve istiyorum.
- What? - I don't need you to tell me how fuckin'good my coffee is.
Kahvenin ne kadar iyi olduğunu açıklaman gerekmiyor.
Listen, I know a lot about dirty coffee cups... and I know a lot of facts, but I need to know all about you.
Dinle, kirli kahve fincanlar hakkında çok şey biliyorum ve birsürü gerçek biliyorum, ama senin hakkındaki her şeyi bilmem lazım.
You know, I really need a cup of coffee.
Biliyor musun, bir kahveye çok ihtiyacım var.
I need some coffee before I black out.
Bayılmadan kahve içmem lazım.
I'm gonna need a coffee here!
Buraya bir kahve lütfen.
I just need a cup of coffee in a little while.
Birazdan bir kahve içsem iyi olur.
Neelix, I need another pot of coffee.
Neelix, bir başka sürahi, kahveye daha ihtiyacım var.
- With coffee I need a cigarette.
- Kahveyle hep sigara içerim ben.
I need you to get me some coffee.
Bana kahve getirmeni istiyorum.
I don't know, but there are four men downstairs who need coffee.
Bilmem. Aşağıda kahve bekleyen 4 kişi var.
All right, doc, I'm gonna need a blindfold, some whipped cream and a glass coffee table.
Doktor. Bir göz bağı, biraz kremşanti ve bir cam sehpaya ihtiyacım olacak.
I need a cup of that house paint you call coffee.
Kahve dediğin o boyadan lazım bana.
But what the hell, I need my coffee.
Ama kim takar ki. Biraz kahve içmem lazım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]