I really don't understand translate Turkish
555 parallel translation
- Really, I don't understand you, Potts.
- Seni anlayamıyorum Potts.
- Really, I don't understand you.
- Gerçekten seni anlayamıyorum.
Fanny : But I really don't understand what you're waiting for.
Neyi beklediğinizi gerçekten hiç anlamıyorum.
I don't think you understand how to really handle men.
Bence sen, erkeklerin nasıl elde edileceğini bilmiyorsun.
Really, I don't understand you, Frisbee. Why take chances? - Yeah.
Anlamıyorum Frisbee, neden bu şansı geri çeviriyorsun?
Do you really think I don't understand?
Gerçekten de anlamadığımı mı sanıyorsun?
I don't really understand it.
Ben pek anlamıyorum.
Really, Felix, I don't understand you.
Felix, seni gerçekten anlamıyorum.
I don't really expect you to understand, but when we drove off the other night, all we did was kiss, because he never tried anything more.
Senden beni anlamanı beklemiyorum fakat geçen gece gözden kaybolduğumuzda sadece öpüştük, çünkü başka bir şeye hiç yeltenmedi.
I really don't understand this at all.
- Tamam. Ama anlamıyorum.
I really don't understand them.
Bunları gerçekten anlamıyorum.
I don't really understand what it means.
Daha önce hiç duymamıştım. Ne demek istiyor, hiç anlamıyorum.
Really I don't understand.
- Tazyik fazla.
I really don't understand you at all.
Seni gerçekten hiç anlamıyorum.
I really don't understand who could have moved it.
Onu kimin kaldırmış olabileceğini hiç bilmiyorum.
Then I really don't understand!
Hiç anlamıyorum!
I don't really understand, Rodrigo.
Gerçekten anlamıyorum Rodrigo.
Really, I don't understand.
Gerçekten anlamıyorum.
Then I really don't understand you.
Seni gerçekten anlayamıyorum.
I don't think I'll ever really understand you.
Seni gerçekten anlayabileceğimi hiç sanmıyorum.
Well, you're really not so dumb, honey...'cause, to tell the truth, I don't understand it myself.
O kadar da aptal değilsin tatlım çünkü doğrusu, bunu ben de pek anlamıyorum.
I really don't understand.
Gerçekten anlamıyorum.
My mother doesn't matter, nobody matters really, and especially not your God, or how I chose to exist, or thought I did, the others will face this fate, as will you, don't you understand?
Annem umurumda değil, aslında kimse umurumda değil özellikle de senin tanrın ya da var olmayı nasıl seçtiğim ya da düşüncelerim ; diğerleri bu kaderle karşılaşacak, tıpkı senin karşılaşacağın gibi. Anlamıyor musun?
I really don't quite understand this hush-hush attitude of yours, Miss Carter.
Bu gizli kapaklı tutumunuzdan hiçbir şey anlamadım, Bayan Carter.
There's really something I don't understand about all this, and maybe you can explain it to me, logically, of course.
Belki mantıklı olarak izah edebilirsin.
I don't really understand how crimes can feel like nothing more than events in a dream.
İşlenen suçlar bir hayaldeki olaylardan nasıl bu kadar farksız oluyor aklım almıyor.
Wait a second, I don't think I really understand.
Dur biraz, sahiden ne dediğini anlamıyorum.
I don't really understand what these are all about but they're charmingly decorative.
Gerçekten bunların tümünü anlamıyorum, ancak tatlı bir dekoratif görünümü var.
I don't really understand.
Pek anlayamıyorum açıkçası.
I understand your point, but, uh, really I don't think we can now...
Anlatmak istediğinizi anlıyorum. Ama gerçekten şu anda alacağımı sanmıyorum.
I really don't understand
Gerçekten anlamıyorum.
I don't really understand, but that can't feel good, can it?
Pek anlayamadım, sanırım kötü hissediyor olmalısın, değil mi?
I really don't understand you.
Vasco, seni anlamıyorum.
I don't really understand what it all means, sir.
Tüm bunları gerçekten anlamıyorum.
- I don't really understand.
- Anlamıyorum.
I - I really don't understand you, Sergeant, or your insinuations...
Ger-gerçekten sizi anlamıyorum, Çavuş, ya da dokundurmalarınızı...
You know... I really don't understand this business stuff. I never could understand business.
Biliyor musunuz, ben bu iş meselelerinden hiç anlamam hiçbir zaman da anlamadım.
Well, I really don't understand.
Şey, aslında gerçekten anlayamıyorum.
Look, Doc, I really don't understand how her whole personality could change.
Ama doktor, kişiliği nasıI değişti anlamıyorum.
I - I really don't understand you, Sergeant, or your insinuations... Or whoever wrote this, I can't remember the next line.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
I really don't think you understand kids at all.
Çocukları anladığını hiç sanmıyorum.
I don't know. Sometimes things... just don't work out and you really never understand why.
Bilmiyorum, bazen işler yolunda gitmez ve siz sebebini anlayamazsınız.
I really don't understand you.
Seni gerçekten anlamıyorum.
I really don't understand Viola.
Viola'yı gerçekten anlamıyorum.
I really don't understand
Anlayamıyorum
I really don't understand
Gerçekten anlamıyorum
I really don't understand you.
Gerçekten anlamıyorum.
Even a expert fighter... can't get there easily I really don't understand
En usta savaşçı bile... adaya binbir zorlukla ulaşabilir Ama hala anlayamıyorum
Rambler is a good man lt's not easy to find someone like him, don't give up I really don't understand you men
Serseri aslında çok iy biri! Haklısın! Onun gibi birini bir daha bulamazsın
Really, I don't understand you.
Gerçekten seni anlamıyorum.
Honey, I don't really understand this.
Tatlım, tam olarak anlamıyorum.
i really appreciate it 275
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369