English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I shouldn't have called

I shouldn't have called translate Turkish

105 parallel translation
I know I shouldn't have called you so late but I was at a party just around the corner and I remembered your invitation to see your collection of musical boxes.
Biliyorum, sizi o kadar geç bir saatte aramamalıydım fakat hemen köşebaşında bir partide idim, davetinizi anımsadım ve müzik kutuları koleksiyonunuzu görmek istedim.
I shouldn't have called him.
Onu aramamalıydım!
I shouldn't have called you.
Seni aramamalıydım.
I shouldn't have called her out.
Onu çağırmamalıydım.
I shouldn't have called you that night.
O gece seni aramamam gerekirdi.
- I shouldn't have called Bellevue.
- Bellevue'yu aramamalıydım.
I did something I shouldn't have, and these people called me on it.
Yapmamam gereken bir şey yaptım ve bu insanlar aklımı başıma getirdi.
I shouldn't have called.
Aramamlıydım.
I shouldn't have called.
Ben çağırmamalıydım.
I shouldn't have called you.
Aramamalıydım.
Your Highness, the warriors have called for a secret meeting to plan for a circus- - circumventing the oncoming hordes so they can trapeze- - trap them with ease! - Shouldn't I come too?
Ekselansları, savaşçılar bir sirk planı yapmak için gizli toplantı istiyorlar... yaklaşmakta olan sürüyü trapezle engellemek için, yani kolayca tuzağa düşürmek için!
I really shouldn't have called.
Aslında hiç aramamalıydım.
- I know I shouldn't have called...
- Biliyorum... aramamalıydım.
Maybe I shouldn't have called.
Belki sizleri böyle çağırmamalıydım.
Perhaps I shouldn't have called.
Belki aramamalıydım.
I shouldn't have called you.
Üzgünüm Paul, seni aramamalıydım.
I shouldn't have called Children's Services.
Çocuk Hizmetleri'ni bu olaya hiç karıştırmamalıydım.
I shouldn't have called.
Aramamalıydım.
I probably shouldn't say this but I have thought about nothing else since you called.
Aslında bunu söylememem lazım ama aradığından beri başka bir şey düşünmüyorum.
I shouldn't have called.
Aramamam gerekirdi.
I shouldn't have called your girl a whore. I'm sorry
Arkadaşın hakkında söylediklerim için özür dilerim.
Oh, no, i shouldn't have called.
Aramamalıydım.
I made a mistake. I shouldn't have called you. Go back to work.
Ben hata yaptım.Seni çağırmamalıydım.İşe geri dön.
I'm sorry. I shouldn't have called.
Özür dilerim.
Maybe I shouldn't have called.
Aramanı beklemiyordum. Belki aramamalıydım.
I probably shouldn't have called.
Ben aslında aramamalıydım.
All right, I shouldn't have called her earlier.
Abby'yi aramamalıydım.
I know I shouldn't have called her that, but she should have thanked me, right?
Biliyorum, öyle dememem gerekirdi. Ama yine de teşekkür etmesi gerekirdi, değil mi?
I shouldn't have not called you.
Seni aramamazlık etmemeliydim.
I shouldn't have called him.
Onu çağırmamalıydım.
I SHOULDN'T HAVE CALLED YOU. I'M SORRY.
Seni aramamalıydım.
I'm sorry, I shouldn't have called you during the day. It was a really bad mistake.
Özür dilerim, bu kadar erken saatte aramakla büyük bir hata yaptım.
I'm a dick, I shouldn't have called you.
Ben uyuzun tekiyim, seni hiç aramamam gerekirdi.
I know. I shouldn't have called you.
Seni aramamam gerektiğini biliyordum.
- I shouldn't have called her.
- Onu aramamalıydın.
I shouldn't have called them.
Onları aramamalıydım.
I shouldn't have called him.
Onu aramamalıydım.
You're busy. I shouldn't have called.
Meşgulsün işten aramamalıydım.
I'm sorry. I shouldn't have called you guys names before.
Size öyle şeyler söylediğim için üzgünüm.
I shouldn't have called you. No.
Seni aramamalıydım.
I shouldn't have called you an idiot.
Sana aptal dememeliydim.
I probably shouldn't have called that cop a fag.
Galiba şu polise ibne dememeliydim.
I shouldn't have called Frederique but you're overreacting.
Frederique'i aramamalıydım ama sen aşırı tepki veriyorsun.
Look, Ian, I shouldn't have hit you At the bachelor auction, and I shouldn't have Called you...
Bak, Ian, sana açık arttırmada vurmamalıydım ve, sana o dediğim şeyi dememeliydim.
I shouldn't have called the house.
Evini aramamalıydım.
I shouldn't have called Lyman first. I don't know what I was thinking.
Önce seni çağırmalıydım, çok aptalım değil mi?
Oh, so I shouldn't have called.
Oh, yani aramamaliydim
I'm sorry. I shouldn't have called you.
Üzgünüm, seni hiç aramamalıydım.
I shouldn't have called you a fucking idiot and told you to grow some balls.
Kolunu kaybedecek mi? Kolunu falan kaybetmeyecek.
Where is she? I'm sorry, I shouldn't have called you, I just...
- Üzgünüm, seni aramamalıydım ama...
Yeah, maybe I shouldn't have called him.
- Evet, belki de onu aramamalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]