I shot him translate Turkish
1,667 parallel translation
When I shot him, he fainted.
Ona ateş ettiğimde bayıldı.
I shot him!
Onu vurdum!
I shot him.
Onu vurdum.
Oh, God, I shot him.
Tanrım, onu vurdum.
Will it make you feel better if I shot him in the knee?
Onu dizinden vursam neşen yerine gelir mi?
He didn't and I shot him.
Vermedi, ben de onu vurdum.
I Shot Him Justin
Onu vurdum, Justin.
I Shot Him With That Arrow
Onu okla vurdum!
That's what you thought the last time I shot him.
Geçen sefer onu vurduğumda da aynı şeyi düşünmüştün.
- Rathe kidnapped me killed the cops tried to rape me, so I shot him.
- Rathe beni kaçırdı polisleri öldürdü bana tecavüz etmeye kalktı ve onu vurdum.
- The bastard, the grass, I shot him.
- Pislik herif gammaz. Onu vurdum.
He shot his father. I didn't know it was him when I shot him.
Vurduğumda, o olduğunu bilmiyordum.
I shot him in the face with that rifle you were holding in there a while ago.
Demin elinde tuttuğun tüfekle onu suratından vurdum.
I picked up the gun... And i shot him.
Silahı aldım ve onu vurdum.
I shot him!
- Ben vurdum!
You know, when I shot him, he had a big... smile on his face.
Onu vurduğumda, suratında... kocaman bir gülümseme vardı.
I don't really have a shot with him, i think,
Onunla bi şansım olmadığını düşünüyorum.
I almost shot him one Christmas in Ann Arbor.
Ann Arbor'daki bir Noel'de az kalsın onu vuruyordum.
He knows it's a long shot. But I said I'd try to get you to meet him.
Ufak bir şans olduğunu biliyor ama seni ona götüreceğimi söyledim.
I mean, look at him. The man's been shot eight times and he's still here.
Sekiz kez vurulmuş ama hâlen yaşıyor.
You're not going to find him at all unless you give me something to go on. I told you, ski mask, shot gun.
Onu tamamen elimizden kaçıracağız, tabii sen bana devam etmem için yararlı bilgiler vermezsen.
I'm not getting him shot!
- Vurulmasını sağlamıyorum!
I saw him running, and I was the only one that had a clean shot at him.
Onu durdurabilecek tek kişi bendim.
I just shot him.
Vurdum.
And I'm thinking, that's when you shot him with the poison.
Ve bence zehri, o anda verdin.
He killed Keith! He shot him!
Keith'i o öldürdü!
Jim Conroy, we called him Roy, he slaps his credit card on the bar and challenges us to go shot for shot with him, I'm like "Line'em up, Jimmer."
Jim Conroy, ona bazen Roy derdik. Kredi kartını bar tezgahının üzerine vurup içki yarışması yapmak için bize meydan okudu. Ben de "Diz bakalım, Jimmer" dedim.
Yeah, I shot him, all right.
Onu vurdum, tamam mı?
I had him right in my sight, I could have shot him.
Tam karşımdaydı, onu vurabilirdim.
Tell me where the money is and I'll give him a shot of glucose.
Paranın nerede olduğunu söyle, yoksa ona glikoz iğnesi yapacağım.
I inquire into the official that they shot to him.
Vurulan memurla ilgili gelişme var.
I guess that I should thank him, though, because he made me a really good shot.
Ona teşekkür etmeliyim herhâlde çünkü sayesinde çok iyi nişancı oldum.
I'd have shot him.
Vururdum.
I'm sorry to say, you should have shot him.
Üzülerek söylüyorum, onu vurmuş olmalıydın.
You get him on the porch, I'll get a clean shot at him.
Verandaya çıkmasını sağla, ben de temiz bir atış yapayım.
- Shit, I almost shot him!
- Kahretsin. Az kalsın onu vuruyordum.
Find him, And this time, i want him shot on sight.
Bulun onu, ve bu sefer, onun görüldüğü anda vurulmasını istiyorum.
If I shot myself, it'd be the first thing I ever did to make him proud.
Kendimi vurursam, ilk defa onu gururlandıracak bir şey yapmış olurum.
I didn't know it was him when I shot him.
Vurduğumda o olduğunu bilmiyordum.
It's the one shot we have at finding him.
Aang'i bulmak için tek şansımız o.
I want to know who shot him.
Onu vuranın kim olduğunu bilmem gerek.
And he saw the man who shot him and it wasn't the person I described.
Onu vuran adamı görmüş ve benim tarif ettiğim adam değil.
I mean, we just saw him run down here and sink that shot with our own eyes.
Az önce buraya koştuğunu, o atışı yaptığını gözlerimizle gördük.
All I'm saying is, give him a shot.
Tek söylediğim, ona bir şans ver.
All I'm asking is you give him a shot.
Bütün istediğim ona bir şans vermen.
All I had to send him was one clean shot off the security cam.
Ona sadece güvenlik kamerasından bir resim yolladım.
I can't believe you shot him.
Onu vurduğuna inanamıyorum.
I shot him!
Ben vurdum!
I don't know why they shot him!
Yardım etmeye çalıştım.
If I wanted him dead, I would've shot him in Pigalle instead of going through all this freakin'crap.
Ölmesini isteseydim, tüm bu tittiri b.ktan işlere kalkışmaktansa... onu Pigalle'de mıhlardım.
So I'm gonna get my shot at him in court?
Onu mahkemeye çıkarma şansım olacak mı yani?
i shot you 18
i shot her 25
shot him 30
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i shot her 25
shot him 30
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i shouldn't have said that 115
i should have seen it coming 28
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i should tell you 63
i should have seen it coming 28
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i should tell you 63