English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I stopped it

I stopped it translate Turkish

1,204 parallel translation
So I stopped it... and she got mad and broke my projector.
O yüzden durdum. O da kızdı ve projektörümü kırdı.
And when I touched him it stopped.
Ve ona dokunduğum zaman... o durdu.
The truth is...,... the jinn stopped talking to me after you and Xena left. It wasn't until I stopped fighting that they returned.
Gerçek şu ki... sen ve Zeyna gittikten sonra Cin benle konuşmayı bıraktı... dövüşmeyi bırakana kadar.
I just slapped it with a spatula till it stopped trying to get away.
Kaçmaya çalışmayı bırakana kadar bir spatulayla patakladım.
I say it over and over again. I ought to have realised, and stopped it.
Üst üste söyleyip durdum. "Anlamam gerekirdi." ve sonra bıraktım.
I let my butterflies die once upon a time... and it's never stopped hurting.
Bir zamanlar kendi kelebeklerimin ölmesine izin verdim... ve bunun acısını hep çektim.
I wanted a piece of it, and I stopped.
Bir parça istiyordum ve durdum.
You know, the Lord got me to thinking the other day that maybe it's time that I stopped preaching
Bilirsiniz işte, Tanrı geçen gün düşünmemi sağladı belki artık vaaz etmeyi bırakma ve
I think it's time you stopped antagonizing everybody and learned a little humility.
BENCE ARTIK BiRAZ ALCAK GONULLU OLUP HERKESi KENDiNE DUSMAN ETMEYi KESMELiSiN.
I liked it when animals barred my way, or I just stopped for them.
Hayvanların önümü kesmesi ya da onlar için durmam hoşuma gitti.
- It would have been good to meet this excellent being to scrutinise him - a point on the evolutionary scale where I would have happily stopped.
- Bu mükemmel bireyle onu irdelemek üzere tanışmak çok iyi olurdu -... memnuniyetle zamanımı vereceğim. Evrimsel ölçekte.
Maybe it's just time I stopped.
Belki de artık vermemeliyim.
I should have stopped her from bringing it back.
Onu resmi geri getirmekten alı koymalıydım.
I really think it'd be a good idea if you just stopped calling here so much, OK?
Dinle beni. Bu kadar sık aramaktan vazgeçsen çok iyi olacak, tamam mı? Hayır, seninle tartışmayacağım.
Yeah, I thought they'd stopped making it when it came out that Sergeant Salty kept a small Chinese woman locked in his basement.
Evet, Çavuş Tuzlu'nun bodrumunda küçük Çinli bir kadını kilitli tuttuğu ortaya çıkınca üretmeyi bıraktıklarını düşünmüştüm.
I mean, I had no money, no overcoat, it was cold out there, but man, oh man, I was so happy, I stopped in the middle of the street and did a little dance.
Yani, param yoktu, paltom yoktu, dışarısı çok soğuktu, ama adamım, çok mutluydum, sokağın ortasında durdum ve kısa bir dans ettim.
THEN I STOPPED THINKING ABOUT IT WHEN I LOOKED AT HIS FACE.
Ben de kalmasını istedim.
Maybe it's time I stopped being angry.
Belki ben de bu kadar öfkeli olmaktan vazgeçebilirim.
You're right. Maybe it's time I stopped living the lie.
Belki de yalan içinde yaşamayı kesmenin zamanı geldi.
I think it would be best for me if we stopped seeing each other.
Artık görüşmesek daha iyi olacak sanırım.
Cos I was coming up and got stopped by the landlord, like it's any of his business.
Sanki onu ilgilendirirmiş gibi.
Do you think it would still do this if I stopped feeding it?
Onu beslemeyi kesersem, hala bunu yapmaya devam eder mi sence?
I imagine they stopped it over there.
Sanırım arabayı orada durdurmuşlar.
I stopped walking, didn't I? But first you got to help us... make it look like this creep died here... alone and peaceful... so there's no questions.
Ama önce bu herife burada yalnız ölmüş süsü vermemize yardım edeceksin.
I just stopped by to say congratulations and I think it's great. "
Tebrik etmek için uğradım.. ... ve bunun harika olduğunu düşünüyorum
Reza saw to it that I stopped studying law... and started writing.
Reza durumu fark edince hukuk eğitimime son verip yazmaya başladım.
I knew this trooper who always carried a Bible next to his heart. - It stopped a bullet. - No shit?
Bir askerin kalbinin yanında taşıdığı İncil sayesinde bir kurşunu durdurduğunu biliyorum.
Now that I'm here near you, it's as if we never stopped seeing each other.
Sanki birbirimizi görmeyi kesmemişiz gibi gözlerinin içine bakabiliyorum.
No, I mean before they beat you. I would have stopped you from doing whatever it was you were doing.
Yani, demek istediğim, onlar seni dövmeden önce... dayak yemene yol açacak şeyi yapmana engel olurdum.
The car stopped, and I stopped next to it.
Araba durdu, ben de yanında durdum.
I had it when I walked in the forests close to the Silvaplana lake... and I stopped close to an imposing stone block shaped like a pyramid... a short distance from Surlei.
Bunu Silvaplana gölünün yakınlarındaki ormanda yürürken düşünmüştüm... ve piramite benzeyen bir taşın yanında durdum... Surlei'ye yakın bir mesafede.
I stopped because it was too destructive.
Bıraktım çünkü çok tahripkardı.
If I'd deployed one Nova bomb, just one, I could've stopped the Long Night before it began.
Eğer ben, bir nova bombasını konuşlandırmış olsaydım... Uzun gece başladan önce bunu bunu durdurabilirdim.
If I'd hit a car, I would have stopped. It...
Bir arabaya çarpsam dururdum ama alt tarafı konteynırdı.
And then all of a sudden this path that I was on that seemed like such a great idea when I started it, stopped making sense.
Sonra birden ilk başta çok mantıklı gelen bu yeni yol anlamsız gelmeye başladı.
I thought it stopped snowing.
- Kar durdu sanıyordum.
But then I realized, he needed it more than we did and I stopped chasing him.
Ama onun o paraya bizden daha fazla ihtiyacı olduğunu anlayıp kovalamayı bırakmıştım.
I don't know when or why he stopped believing in it... but those stories made me who I am.
Buna olan inancını ne zaman veya neden kaybettiğini bilemiyorum. Beni, ben yapan ise bu hikayelerdi.
I GOT IT. LOOK, I STOPPED BY TO SEE MY SON.
Oğlumu görmek için uğramıştım.
Michael stopped by today, and this ended up on the bed so I am tuning it for you. MARIA : Why?
Bugün Micheal uğradı, ve bu yatağın üstündeydi bu yüzden senin için akordunu yapıyordum.
I told him he was losing it, so he stopped talking to me about it.
Aklını yitirdiğini söyledim, ondan sonra benimle bunlar hakkında konuşmayı bıraktı.
Once I stopped defining everything, I realized how great we have it.
Her şeye ad koymaya çalışmaktan vazgeçince, Trey'le ilişkimizin ne kadar hârikâ olduğunu anladım.
I'm all right, it stopped.
İyiyim ben, kan durdu gibi.
I couldn't get stopped with it.
Üzerimde onca malla yakalanmak istemedim.
I stopped going'cause I didn't really like it.
Sonra bıraktım, çünkü pek sevmedim.
I had the opportunityto stop what occurred that night. I could've stopped it.
Eğer daha önceden bilseydim... o gece olanları durdurabilmek için bir fırsatım olabilirdi.
I just can't put the genie back in the bottle, because... if she suddenly stopped working, you know, just dropped out of sight, they'd never let it rest.
Cini lambasına geri koyamam, çünkü eğer birdenbire çalışmayı bırakırsa birdenbire gözden kaybolursa asla peşini bırakmazlar.
I know. - He wanted to know what happened... while it was stopped. - I was there, actually.
- Ben oradaydım aslında.
I stopped when Claire showed me what it felt like to be loved.
Claire bana sevilmenin nasıl bir duygu olduğunu gösterdiğinde bıraktım artık.
Damn, I should have stopped it!
- Tüh be, keşke durdursaymışım!
I mean, we started going back the same way, and then we stopped and said it didn't look right, and then we went to the right for a little while.
Yani, aynı yola girdik, durduk ve doğru görünmüyor dedik ve sonra... -... bir süre sağdan gittik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]