English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If i win

If i win translate Turkish

1,760 parallel translation
If I win this fight I'll come for you.
Bu kavgayı kazanırsam senin için geleceğim.
If I win, it's free.
Eğer sen kazanırsa, bedava.
I believe that's the thing that can make a difference in people's lives. Well, I'll tell you what. If I win, you can be my education advisor.
Bak sana ne diyeceğim, Kazanırsam, eğitim danışmanım olabilirsin.
I knew with my salary you'd never be able to see Japan so I thought that if I win you'd be able to see Japan and feel happy.
Seni Japonya'ya götürmeye benim maaşım asla yetmezdi ben de düşündüm ki eğer kazanırsam Japonya'ya gidebiliriz, ve sen de mutlu olsun.
If I win this game, you have to tell me how you poisoned your wives.
Bu oyunu kazanırsam, bana eşlerini nasıl öldürdüğünü söylemek zorunda kalacaksın.
If I win, you must let my people free and withdraw your troops.
Eğer ben kazanırsam, İnsanlara özgürlüğünü vereceksin ve birliğini çekeceksin.
If I win, me free.
Eğer kazanırsam özgür olacağım.
No. but you had said that if I win you'd give me my Birbal.
Hayır ama kazanırsam eşeğimi geri vereceğini söylemiştin.
If I win, you've to disappear. Understand?
Kaznirsam, kaybolacaksin, tamam mi?
If I win, you acknowledge our relationship.
Ben kazanırsam ilişkimizi kabul edeceksin.
If I win, please spare that young master
Eğer kazanırsam, Genç Efendi'yi bırakacaksın.
You know... if I win.... okay... the story ends..
Biliyorsun eğer yenersem, tamam mı, hikaye bitmiştir..
And if I win then you will have to return with me.
Ve eğer ben kazanırsam o zaman benimle dönmek zorundasın.
If I win, then Hindustan will be mine.
Eğer kazanırsam, Hindistan benim olacak.
If they win, Jane, I'll lose half of everything I own.
Kazanırlarsa, Jane, varlığımın yarısını kaybedeceğim.
What if I told you that if we win, I will buy you a new car when you're 16.
Kazandığımız takdirde, 16 yaşına gelince sana yeni bir araba alacağım.
If I just let you win, nothing, so you've got to beat me.
Eğer öylece kazanmana izin verirsem, hiçbir şeyi. Yani beni dövmen gerekiyor.
If... if, by that, you mean I predictably win in my business dealings, then, yes, absolutely, guilty as charged.
Eğer... eğer bununla, iş anlaşmalarımda tahmin edilir şekilde kazandığımı söylemek istiyorsan, evet, kesinlikle öyleyim.
- Yeah, man, if I win something with it.
Evet bana getirisi olduğu zaman.
if it makes you feel any better, though, my mom and i are kind of a lock to win.
Daha iyi hissetmeni sağlayacaksa annemle ben galibiyete kilitlenmiş durumdayız.
okay, well, now i am making it up to her, especially if we win... mm.
Tamam, şimdi ödeşmek için yapıyorum özellikle kazanırsak...
If that happens, I win two times in a row.
Eğer öyle olursa, iki oyunu da ben kazanmış olacağım.
I don't know if I can win but... I'll try my best.
Kazanır mıyım bilmiyorum ama... elimden geleni yapacağım.
And anyway if you promise to work hard and do extra practice I also promise you that we will definitely win.
Şimdi bana çok çalışacağına ve fazladan egzersiz yapacağına söz verirsen ben de sana galibiyet garantisi verebilirim.
Today, I, Yan Fei-er will live and die together with the troops Won't return if we don't win
Ben Yan Fei-er, bugün ordumla birlikte ya ölüm ya kalım için varım! Yenene kadar vazgeçmeyeceğim!
All I ask is, if you ever win an Oscar... give it to me.
Tek isteğim, eğer bir gün Oscar kazanırsan onu bana ver.
If I see that hand signal before I see our infiltrator, You win.
Eğer el işaretini o sızıcıyı görmeden görürsem, kazanırsınız.
Wallow? If i do that, Geiss and the beam win.
Eğer böyle davranırsam, Geiss ve huzme kazanır.
If i control my feelings, i win.
Eğer duygularımı kontrol edersem, ben kazanırım.
Double if I win.
Kazanırsam iki katı.
It sound like you think you can win the argument if you wanted to but I'm too stupid to argue with.
İstersen tartışmayı kazanabileceğini ama benim tartışmak için salak olduğumu düşünüyor gibi konuşuyorsun.
If I am permitted to speak again, Dr. Sheldon Cooper for the win.
Tekrar konuşmaya iznim varsa Dr. Sheldon Cooper kazandı.
If your mother was up for murder, and you asked me for a hall pass to go see your brother win an election, I'd totally do it.
Eğer senin annen cinayetle suçlansaydı ve oğlunun seçimi kazandığını görmek için bir günlük izin isteseydi ben kesinlikle izin verirdim.
I'll scrub in for you, too, if you win, which you won't.'Cause I will.
Sen kazanırsan da ameliyata girerim ama öyle olmayacak çünkü beni seçecek.
If I help them win the money Casey's gonna loan me her car.
Eğer onların parayı kazanmasına yardım edersem, bana arabasını ödünç verecek.
I read about that in one of my 21 books, so if we don't stop Jason there's no way we can win for sure.
Bunu 21 kitaplarımdan birinde okumuştum.Onu durdurmazsak yenme şansımız yok.
If you don't win I can just get you a satellite radio.
Eğer kazanamazsan ben sana radyoyu alırım.
And my balls are telling me, if I play this right, I could win my job back.
Taşaklarım da bana bu oyunu iyi oynarsam işimi geri alabileceğimi söylüyor.
If you win I'll finish the tower all by myself until the moon. Are you in?
Eğer sen yenersen kuleyi tek başıma bitireceğim, aya kadar taş taşıyacağım, var mısın?
If we win we will be free I said.
Yenersek özgürüz diyorum size.
So if we could tone down the anti-Philly rhetoric, I think everyone would win.
O yüzden Anti-Philadelphia fanatizmini biraz azaltırsak sanırım herkes kazanır.
If I don't win here, I'm screwed.
Bunu kazanamazsam battım demektir.
If you win, I'll send your brother home.
Kazanırsan, ağabeyini eve göndereceğim.
I'll confess to her for you if you win this match, okay?
ben senin için ona söyleyeceğim eğe bu maçı kazanırsan, tamam mı?
I only attack if I can win.
Sadece kazanacağım zaman saldırırım.
If I couldn't win a dogfight I would turn around and flee.
Bir savaşı kazanamadıysam, öylece uçup gittim.
- Well, if it were, I'd win!
Şey, öyle olsaydı, kazanırdım.
But if you do win, I want you to think about staying here.
Şayet öyle olursa, burada kalmanı rica etseydim?
So Hennessey tells me if you're going to win, I'm supposed to stop you.
Hennessey, kazanmaya yaklaşırsak, seni durdurmamı söyledi.
If I were Maradona with a game to win
# Eğer Maradona olsaydım # # Kazanılacak bir maçla #
If you give me your ring, and I win tomorrow, I'll let you have sex with me.
Yüzüğünü bana verirsen ve yarın gece ödülü kazanırsam, benimle seks yapabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]