English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If i do

If i do translate Turkish

36,235 parallel translation
- Do you mind if I don't take part in this?
- Ben katılmasam olur mu?
I mean, if I do what you're asking and I get all the treatments, how much time will I have?
İstediğinizi yapıp tedaviyi kabul edersem ne kadar yaşayacağım?
Tom will never forgive me if I do.
Eğer yaparsam Tom beni asla affetmez.
If I do, it'll upset the whole balance of power. I'll be...
Eğer yaparsam, bütün güç dengesini bozarım.
"If I don't do it..."
"Ben yapmazsam..."
Do you mind if I go through the door?
Ben kapıdan çıksam olur mu?
How many children will say, "If I work really hard and do my homework, one day, maybe, I can have a KADJAR"?
Kaç tane çocuk "Eğer çok çalışır ve tüm ödevlerimi yaparsam bir gün belki bir Kadjar'ım olabilir" der ki?
That's why I think if we see a good opportunity to turn left, like we did last night, we do it.
Bu yüzden düşünüyorum Eğer iyi bir fırsat görürsek Sola dönmek Dün gece yaptığımız gibi yapıyoruz.
Do you mind if I get changed?
Mm. Değişir miyim?
I am definitely not getting together with relatives I hate so we can gorge ourselves on dry bird, while pretending that we'd ever have anything to do with each other if we weren't related by blood.
Pişmiş bir kuşun başında sırf, kendimizden bahsetmek için, nefret etiğim, eğer aramızda kan bağı olmasa, hiç bir şey yapmayacağım, akrabalarımla, bir araya gelmeyeceğim sadece.
But, God, Rufus, it can't be real, because, I mean, if it is, the things that it says that I'm going to do...
Ama, Tanrım! Rufus, gerçek olamaz. Çünkü eğer öyleyse, söylediği şeyler yapacağım şeyler...
I mean, if you really want to do this, then go home, find a class, get some training.
Yani, eğer gerçekten bunu yapmak istiyorsan evine dön, kursa yazıl, biraz eğitim al.
If we were to do this, I'd have to clear it with Panabaker.
Eğer böyle bir şey yapacaksak bunu Panabaker'la konuşmuş olmam gerekir.
Yeah, I don't know if I can do this.
Kotarabilir miyim bilmiyorum.
I do. If you expect this relationship to continue.
Tabii bu ilişkinin devam etmesini istiyorsan.
Of course, you'll only get the chance to if we can figure out what Rumplestiltskin is planning before the sun goes down and he takes you away, which, now that I've calmed you down, maybe we can do that.
Tabii ki bu şansı ancak güneş batmadan ve seni uzaklara götürmeden önce Rumplestiltskin'ın ne planladığını öğrenebilirsek elde edebilirsin... Şimdi seni sakinleştirelim ve bakalım öğrenebilecek miyiz.
I don't know what you were looking for with all this, or even if you do, but I do know you don't have a whole lot of time.
Bu konuda ne aradığını hiç bilmiyorum, belki sen biliyorsun, ama ben de biliyorum ki artık çok fazla vaktin kalmadı.
What if I can't do it?
- Ya yapamazsam?
If anyone targeted my boys, I'd do anything to keep them safe.
Biri oğullarımı hedef alsa onları korumak için her şeyi yaparım.
If I am, what do I need to do?
Eğer verdiysem, ne yapmam gerekiyor?
I mean, if you got work to do though, I...
Yani, eğer yapman gereken işlerin varsa, ben...
- Look, hey, I'll give you a thousand dollars right now if you can tell me what I do for a living.
- Baksana, sana 1000 dolar vereceğim, eğer benim ne iş yaptığımı bilirsen.
Yeah, she told her mom that we were dating, so I had to do Hanukkah, and I thought it would be weird if, uh, when I left, I didn't bring her, so...
Evet, annesine çıktığımızı söylemiş, ve bu yüzden Hanukkah'a gitmek zorunda kaldım. kulağa garip geldiğini biliyorum... Ben oraya gittim ve onu getirdim.
So if I get a chance to do something good, I'm taking it.
Yani iyi bir şey yapma şansım olduğunda, yapıyorum.
- I mean, you know, if you got nothing else to do on a Saturday... - It's great.
Harika.
It means that if they get married, do you think I'm gonna have any say in what color I wear at the wedding?
Evlenecek olurlarsa sence düğünde ne renk giyeceğim konusunda söz hakkım olacak mı?
Now, you can kill them, and I'm pretty sure there is nothing I can do about it, but if you do... you're gonna have to kill me too.
Eğer onları öldürecekseniz, eminim ki bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, ama yapacaksanız... beni de öldürmeniz gerekecek.
Figured if I was gonna die, I'd rather not do it alone in the woods.
Eğer ben de öleceksem, ormanda yalnız ölmektense orada öleyim diye düşündüm.
Why do I feel like if it was a group of white people, you'd be calling it a demonstration?
Bunu yapan bir grup beyaz olsaydı gösteri diyecekmişsiniz gibi hissediyorum.
Then if I could go back and do it all again, I would do it all so differently.
O zaman keşke geri dönebilsem her şey çok farklı olurdu.
Because I didn't do it and I didn't ask you to cover anything up, so if you think I killed him, call the cops.
Çünkü ben yapmadım ve senden de bu işi halletmeni istemedim. Benim öldürdüğümü düşünüyorsan ara polisleri gelsinler.
Even if we do turn Roman, the last thing I need to deal with is a sociopathic killer.
Roman'ı caydırsak bile sosyopat bir katille uğraşmak istediğim en son şey.
I mean, if it were me, I would ask myself, "What would Adam do?" but you're Adam.
Eğer benim başıma gelseydi, "Adam ne yapar?" diye sorardım.
Look, I don't care if she thinks I can't do it.
Bak, yapamayacağımı düşünmesi umurumda değil.
I'm streaming the broadcast ; I'll know if you do.
Yayını buradan açtım ; kesersen haberim olur.
If your mom ever does let me back into the house, I'm gonna have some serious digging to do.
Annen beni eve geri alırsa... evin altını üstüne getirmem gerekecek.
I vowed to destroy their happiness if it is the last thing I do.
Onların mutluluklarına engel olmaya yemin ettim yapacağım son şey bile olsa.
Do you mind if I ask a question?
- Bir şey sorabilir miyim?
Mr. President, I know I'm not VP yet, and... and maybe I never will be, but if there's ever anything I can do to help you ease your burden, I hope you won't hesitate to ask.
Başkanım henüz başkan yardımcısı değilim ve belki hiç olmam ama yardımım dokunacaksa yükünüzü azaltabilirsem söyleyin.
I wanted to let you know that if you do go ahead with an investigation, it will be without my support.
Bilmeni istiyorum ki o soruşturmayı yapmaya karar verirsen benim desteğimi alamayacaksın.
Do you mind if I ask what it is you have against Kirkman and myself?
Kirkman ve bana neden bu kadar düşmanca yaklaşıyorsunuz?
Sarah, do you mind if I take a look at that foot locker?
- Kutuya bir göz atabilir miyim?
Next year, I will be spending Pattern Day for all of you, if you do not follow me!
Eğer beni takip etmezseniz, önümüzdeki yıl yıl sizin için Patern Günü'ne katılacağım.
If she were here, she would listen to me and she'd want me to do everything that I can to save this town!
Burada olsaydı, beni dinler ve bu kasabayı kurtarmak için elimden geleni... -... yapmamı isterdi!
I've been listening to you, for days, talk about what you'd do if you were elected.
Günlerdir seni dinliyorum, seçildiğinde neler yapacağını.
If I'm gonna win her, I want to do it the right way.
Eğer onu geri kazanacaksam bunu doğru şekilde yapmak isterim.
Guys, do you mind if I have a word with Tim?
Çocuklar, müsaadeniz olursa Tim'le iki çift laf edebilir miyim?
I don't know what I'd do if I ever lost you.
Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum.
I cannot do my thing if I'm worried about losing you every minute.
Her dakika senin için endişeleneceksem yapmam gerekenleri yapamam.
I wasn't 100 % sure I could break out of this place with Jack's help. And now, I really don't know if I can do it alone.
Buradan Jack'in yardımıyla bile çıkabileceğimden emin olamazken, şimdi bunu yalnız başıma nasıl yaparım, bilemiyorum.
If we're gonna escape, I'm gonna need your help, but I'm just gonna need you to do what I say and don't ask questions, all right?
Kaçacaksak, yardımına ihtiyacım var, ama lütfen dediklerimi yap ve fazla soru sorma, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]