English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If you don't go

If you don't go translate Turkish

3,779 parallel translation
But... what are you going to do if I don't let you go?
İyi de.. gitmene izin vermezsem ne yapacaksın?
If you leave me too... I really don't know how I'm going to go on.
Eğer sen de beni bırakırsan, gerçekten nasıl yaşarım hiç bilmiyorum.
So if you don't want to run with the wild horses, then go back to the barn and go to bed.
Vahşi atlarla takılmak istemiyorsan ahıra geri dön ve yatıp uyu.
If... by the time you're done shooting your movie you still don't feel anything for me... then I'll go.
Eğer çekimlerin süresince hala bana karşı bir şey hissetmiyorsan o zaman giderim.
I'm not going to follow you, but if I don't hear from you by then, I'm going to have to go back to the wrong tactics.
Seni takip etmeyeceğim fakat senden üç gün içinde haber almazsam yanlış stratejilerle peşinden gelmem gerekecek.
I don't know what you're up to or what Klaus has over you, but even if I have to go through you, I'm going to kill him.
Neyin peşindesin ya da Klaus'un elinde ne gibi bir koz var bilmiyorum ama bunun için seni geçmem de gerekse onu öldüreceğim.
If you're finished, why don't you go?
Bitirdiysen niye gitmiyorsun?
If I... If I don't let you go home, what will you do?
Eğer eve gitmene izin vermezsem, ne yaparsın?
What are you going to do if I don't let you go home tonight?
Ne yapacaksın? Bu gece seni eve göndermezsem?
If you're going to go, don't let me know, and don't tell me your destination either.
Madem gideceksin, bana haber vermeden gitseydin. Ve nereye gideceğini söylemeden.
If you don't go now...
Hemen gitmezsen...
"If you don't go now, I'm not going to let you go."
"Hemen gitmezsen, seni bırakmam"
I was going to say that if you don't go now there's going to be a lot of traffic later.
Hemen gitmezsen, trafiğe yakalanırsın diyecektim.
But, if you don't do it properly, we'll go up by power of 2.
Ama doğru düzgün yapmazsan, iki katıyla gideriz.
If you don't undo the hold on my credit card, there's someone I can go see.
Kredi kartımı açtırmazsan, gidip görebileceğim biri var benim.
"If you don't go now, I won't let you go".
Hemen gitmezsen, gitmene izin vermeyeceğim.
If you don't go now, there'll be a traffic jam.
Şimdi gitmezsen, trafiğe yakalanırsın.
If you want privacy, go diddle a bundt cake in the bathtub, but don't have a camera crew record you while you're doing it and then whine when it gets leaked.
Özel hayat istiyorsan, banyoya şekilli kek at ama bunu yaparken ortalıkta kamera olmamasına dikkat et yine de internete sızarsa zırlarsın.
If we don't finish, I'll take full responsibility and will go to the games in place of all of you.
Eğer bitiremezsek tüm sorumluluğu alacağım ve hepinizin yerine oyunlara gideceğim.
Go? Go where? It's safer for you if you don't know.
- Bilmemen senin için daha iyi.
Don't go if you dare, you fag.
Götün yiyorsa gelme lan yavşak.
If you don't wanna go back to my place, - maybe we can get a hotel room?
Bana gelmek istemezsen bir otel odası tutabiliriz?
If you go nuclear, don't leave missiles in your silo.
Eğer nükleer savaşa gireceksen, silonda füzeleri bırakma.
Hope you don't mind if I go.
Ben gitsem sakıncası olmaz değil mi?
But I don't have to go if you think I'm just gonna get in the way.
Bir yolunu bulacağımı düşünüyorsanız gelmek zorunda da değilim.
If you don't let me go, you will wish you had been born a protocol droid.
Eğer gitmeme izin vermezsen, bir protokol droidi olarak doğmuş olmayı dileyeceksin.
And kiddies, if you ever need to go back to geo'kindergarten, don't forget that one little phrase that helps you remember all of geological time...
Ve çocuklar, eğer ki jeoloji ana okuluna gitmeniz gerekiyorsa bu ufak küçük cümleyi unutmayım tüm jeolojik süreçte size yardımcı olacağını hatırlayın.
If you subscribe to the right magazines, you don't have to go to business school.
Doğru dergileri takip edersen, İşletme okumana gerek kalmaz.
So, if you don't want to go to find your food, you can hardly make your food come to you.
Yani, yemek bulmaya gitmek istemiyorsanız, onu size... gelmeye zorlamalısınız. Ya da zorlayabilir misiniz?
You want me to go down for this. Don't you think if I wanted you to go down for this, you'd be in lockdown in the deepest, darkest hole in gitmo by now? Come on.
Bu işi benim üstüme yıkmak istiyorsun.
But you know what? There is a cost-cutting measure If you put a horse's head in someone's bed, don't let the rest of the animal go to waste.
Birisinin yatağına at kafası koyacağınız vakit hayvanın tamamının boşa gitmesine gerek yok.
You don't have a clever way for Go Nam Soon and Oh Jung Ho already, and if the transfer student adds troubles onto that...
Zaten Go Nam Soon ve Oh Jung Ho için akıllı bir yol yok, ve bunun üzerine transfer öğrencinin sıkıntıları eklenirse...
If you guys don't mind, I think I'll go look for clues to this mystery about the- -
Sakıncası yoksa ben şu gizeme dair ipuçlarını aramaya...
I won't go if you don't go in.
Girmezsen gitmem.
If you know well enough that you don't deserve Yoon Jae, can you let him go?
Eğer Yoon Jae'ye layık olmadığının farkındaysan onun gitmesine izin verebilir misin?
I don't know what nonsense you're saying, but if that is true then clear those demons up before you go.
Ne söylediğini anlamasam da eğer bunlar doğruysa gitmeden önce hepsinden kurtul.
If you don't find the records you want before the time runs out... you will never be able to go back to your world.
Sana verilen süre içerisinde aradığın şeyi bulamazsan dünyaya bir daha asla dönemeyeceksin.
Huh? Why don't you let my hands go if you're done talking.
Konuşmanı bitirdiysen, ellerimi bırakır mısın?
I have no money and phone, then where do I go eat? Do you die if you don't eat 1 meal?
- Dedemin sana bir şey sorduğunu duydum.
And someone, like, told Karen that there's so much of that stuff on the web that if you just don't make a big deal about it, it'll go away.
Ve birisi Karen'a demiş işte, böyle şeylerden internette o kadar çok varmış ki, fazla büyütmezsen geçer gidermiş.
You needn't go if you don't want to.
İstemiyorsan gitmeyebilirsin.
Don't go back there if you can help it.
Yardım edemiyorsan gitme oraya.
And if you don't fix me up, I'm gonna go to the D.A., I'm gonna tell them that you like cruising Tori Amos concerts, selling Special K to little weepy college girls.
Beni tedavi etmezsen savcıya gidip onlara Tori Amos konserlerine gidip sulu gözlü üniversiteli kızlara ketamin sattığını söylerim.
I can go home and watch Family Guy if you don't want to play.
Eğer oynamak istemiyorsan eve gidip Family Guy izleyeceğim.
If you don't believe in God, there's no Hell to go to.
Tanrıya inanmıyorsan, gidecek bir cehennem de yoktur.
What, you think if we don't say it, it'll go away?
Ne, eğer söylemezsek gideceğini mi düşünüyorsun?
Why don't you call me right before you go to bed, even if it's a weird time here. I just want to hear your voice.
Uyumadan önce saat kaç olursa olsun beni arar mısın sesini duymak istiyorum
Ig, look, I... I don't have to go back on the road next week if you don't want me to.
Ig, istemiyorsan gelecek hafta tura gitmek zorunda değilim.
Things are gonna go a lot easier for both of us if you don't lie to me.
Bana yalan söylemezsen işler ikimiz için de daha kolay yürüyecek.
It's like giving them the money if you don't go.
Eğer gitmezsen parayı elinle onlara vermiş olacaksın.
I don't believe you're gonna shoot me in the back, but if you feel you need to, go ahead.
Beni sırtımdan vuracağına inanmıyorum. Ama yapman gerektiğini hissediyorsan. Durma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]