English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If you don't know

If you don't know translate Turkish

11,857 parallel translation
Plus, I don't know if you're aware, but my husband just died.
Ayrıca bildiğiniz üzere kocam daha yeni vefat etti. Evet.
I don't know if you heard what's happening.
Olanları duydun mu bilmiyorum.
No... - If you do have possession of the weapon, and you decided to suddenly turn it in, I don't know.
Silaha sahipsen ve bir anda onu saklamak istediysen falan, bilemiyorum.
Uh, but I don't know if we could convince them that you didn't know it was in the bag.
Ama çantanın içinde ne olduğunu bilmediğine inanırlar mı, bilmiyorum.
You don't make a play in there if you don't know the outcome.
- Sonuçlarını bilmiyorsan hamle yapamazsın.
With all due respect, I don't know if you play as well in Dixie.
Saygı duyuyorum ama burada Dixie'de olduğu kadar iyi olamazsın.
If I don't return, you'll know I was wrong.
Geri dönmezsem çıkmadığımı anlarsın.
I don't know if I'd beat you.
Seni yenip yenemeyeceğimi bilmiyorum.
I swear to you, even if they were magic, - I don't know how to use... - Wrong answer!
Yemin ederim, büyülülerse bile nasıl kullanacağımı bilmiyorum -
Don't know if you call it magic or fate...
Buna büyü mü dersin yoksa kader mi bilemem...
But how you gonna count all that money you got if, uh, you don't know math, right?
Ama eğer matematik öğrenmezsen o kadar parayı nasıl sayacaksın?
I don't know if you're still working at this school
Hala bu okulda mı çalışıyorsun bilmiyorum.
Ava, I would like to talk to you but I don't know if it's the right time.
Ava, seninle konuşmak istiyorum ama bu doğru bir zaman mı bilmiyorum.
I don't know if you live in Madrid and if you live in the same house
Hala Madrid'de ve aynı evde mi yaşıyorsun bilmiyorum.
Oh, as if you don't know it's perfect.
Sanki mükemmel olduğunu bilmiyorsun.
Oh, well, I don't know if you noticed, but there was an accident in the break room yesterday.
- Fark ettiniz mi bilmiyorum ama dün dinlenme odasında bir kaza oldu.
I don't know why we were competing. If you ask me, what we're doing right now, just hanging out, is the best part of the whole night.
Neden yarışıyorduk bilmiyorum bana sorarsanız şu an yaptığımız şey yani takılmak gecenin en güzel kısmıydı.
And if you ever need to talk, or get drunk, or throw stuff off a roof, I mean, I don't know your process. Am I hitting on anything here?
Ayrıca eğer olur da konuşmak, sarhoş olmak ya da çatıdan bir şeyler fırlatmak falan istersen...
I don't know if you knew this, but us Dad died when we were tiny, and then... us Mum died when I were 13, Catherine were 15, so...
Sen sanırım bunu bilmiyorsun. Biz küçükken babamız vefat etti. Sonra ben 13, Catherine 15 yaşındayken annemiz de vefat etti.
If you've done your research, I don't know what else you want.
Araştırmanızı yaptıysanız, başka ne istediğinizi bilmiyorum.
I don't know if you're still in there, but you won't wanna miss this.
Hâlâ orada mısın bilmiyorum ama bunu kaçırmak istemezsin.
You know, which, look, I don't have a problem with if you are, but you're not.
Anlarsın, ki bu, bak, Eğer öyleysen benim için sorun yok, fakat değilsin.
I just don't know if it's such a great influence for you to be around, that's all.
Tek derdim etrafında öyle bir örnek olması ne kadar iyi bilememem.
Listen, I was wondering if, I don't know, would you be interested in maybe getting a drink sometime?
Bak, acaba, bilmiyorum, benimle bir ara bir şeyler içmek ister miydin?
I don't know if you're interested.
İlgini çeker mi, bilmiyorum.
I don't want to make light of the situation, but for my own knowledge, sir, and if you don't feel comfortable saying, please feel free to decline, but do you know who will be replacing you?
Bu durumu küçümsemek istemiyorum ama kanaatimce içinizden söylemek gelmiyorsa lütfen reddetmekten çekinmeyin ama sizin yerinize kimin geçeceğini biliyor musunuz efendim?
I don't know if you well-liked enough, Mr. Gamby.
Yeteri kadar tanındığınızı sanmıyorum Bay Gamby.
I don't know if you know this or not, but the reputation around town is that people that go to Percival suck.
Bunu bilip bilmediğinden emin değilim ancak kasabadaki insanlar Percival'a gidenlerin mal olduklarını düşünüyorlar.
I don't know if you'd be interested in coming to Janelle's race.
Janelle'nin yarışına gelmekle ilgilenir misin bilmiyorum.
I don't know if you've seen...
Eğer görürseniz...
If that, er... I don't know if that's something you would enjoy.
Hoşlanacağınız bir şey mi bilmiyorum.
I don't know if it has occurred to you why he brought her here.
Onu hangi akla hizmetle buraya getirdin hiç bilmiyorum.
I just don't know if I can get all my shit together before the fall, you know.
Güz döneminden önce kendimi toparlayabilir miyim, bilmiyorum.
I don't know if you remember this. I didn't look at the fucking sun.
Bunu hatırlar mısın bilmiyorum, güneşe bakmadım.
If you don't have an answer, just say, "I don't know."
Bir cevabınız yoksa, sadece "Bilmiyorum." deyin.
We don't know how long it's going to be until she's well enough to talk, so I was hoping, in the meantime, maybe you might like to review original case files and see if there was a link between the two girls.
Kız ile konuşmak için iyileşmesini ne kadar bekleyeceğimizi bilemedik. Bende düşündüm ki, bu süre içerisinde iki kız arasında bir bağlantı var mı diye dava dosyalarına tekrar bir bakmak istersiniz.
If you don't know, Prince, far be it for me to tell you!
Bunu bilmiyorsanız prensim, söylemek bana düşmez.
You don't know if they validate, do you?
Ödeyip ödemediklerini biliyor musun?
'Cause I don't know what you are if you're not a lawyer.
Çünkü avukat değilsen, ne olursun bilmiyorum.
I don't know who ye're surveying, but if we meet the British now, you can count on one of two things.
- Kimi yokladığını bilmiyorum ama İngilizlerle şimdi karşılaşırsak iki şeyden emin olabilirsin.
If you don't know what that is, then let me tell you.
Bunun ne olduğunu bilmiyorsan söyle de sana anlatayım.
You know what... I don't even know if I've set up my glue traps for him yet.
Tutkallı tuzağımı hazırlamadım galiba.
Don't know if you're familiar with that term.
Bu terime aşina mısınız bilmiyorum ama.
Listen, Carrie, I don't know if you've heard, but... Hood is back.
Bak, Carrie, duydun mu bilmiyorum ama Hood döndü.
If you think i've been sitting around, Waiting for an apology all this time, I don't know what to tell you.
Bunca zaman sonra özür beklediğimi düşünüyorsan sana ne desem bilemiyorum.
If that is all I can offer you, then my men and I are dead before the sun rises tomorrow, because you know there is always a choice to be made, and you don't trust me at all.
Size sunabileceğim tek şey buysa, yarın güneş doğmadan ben ve adamlarım ölmüş oluruz, çünkü dışarda her zaman başka bir seçenek vardır, ve sen bana güvenmiyorsun.
Well, even if I did sign that, we both know how empty the victory would be, seeing as you don't give a shit about my piracy or my treason.
Şayet bunu izmalasam bile benim mahremiyetim yada hainliğim için bir halt yemiyeceğinizi ve bu zaferinizin ne kadar yersiz olacağını göreceğiz.
Angel, if he comments on the script, don't get frantic, I know you.
Angel, senaryo hakkında yorum yaparsa dellenme, seni bilirim.
If you don't know...
- Anlamadıysan...
I don't know if you know this, but I never knew my father.
Bunu biliyor musunuz bilmiyorum, ben babamı hiç tanımadım.
You don't even know if there was a murder.
Cinayet var mı yok mu onu bile bilmiyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]