It could translate Turkish
78,026 parallel translation
It could be an equipment malfunction.
Cihazlar arızalanmış olabilir.
Hell, it could've been broadcasting. Nadeer knew the details of our mission.
Nadeer'a görevimizin detaylarını yayın yapmış bile olabilir.
I'm starting to feel some tension, sexual and otherwise, so I was actually thinking about taking a shot, but I'm afraid it could go south.
Bu yüzden şansımı denemeyi düşünüyordum ama işlerin ters gidebileceğinden korktum.
I didn't know it could be you.
Senin olabileceğini bilmiyordum.
- But it could be concealed.
- Ama gizlenebilir.
It could be a trap.
Bu bir tuzak olabilir.
His bank deposits, it could help. Did you look?
- Banka hesaplarını karşılaştırdın mı?
It could happen.
Olabilir de.
It could be anything!
Her şey olabilir.
It could never last for years.
Asla yıllarca süremezdi.
Hey, it could happen to...
Bu herkesin başına...
If I've overestimated, it could cause dangerous convulsions.
Dozu yüksek ayarladıysam ciddi kas kasılmalarına yol açabilir.
I don't know what you did, but you said it could learn from itself, and that's exactly what happened.
Ne yaptın bilmiyorum ama kendi kendine öğreneceğini söylemiştin ve öğrenmiş.
I think the problem was, I actually started believing it could happen.
İşin üzücü yanı sanırım bunun gerçekleşebileceğine inandırmışım kendimi.
Mike, come on. We gotta get back to the office and start going through everyone it could be.
Mike hadi, hızla şirkete dönüp bu kişinin kim olabileceğine kafa patlatmalıyız.
It could be appendicitis.
Apandisit olabilir.
No, it could be fun.
Eğlenceli olabilir.
How could I miss it?
Nasıl kaçırırım bunu?
We wanted to give it to you early so you could wear it to graduation today.
- Evet.
Sure, but the thing is he's got to get it back, so if you could strip a little more in our direction...
Tamam ama onları geri alması lazım. Bize doğru daha hızla soyunabilirsen...
You could do way worse than you did last night, and it ain't gonna change a thing.
Dün gece yaptıklarından daha beter şeyler yapsaydın da bir şey değişmezdi.
This could've killed me. Now I can give it to Erlich.
Bu beni öldürebilirdi ama artık Erlich'e verebilirim.
I beat it, just like you said I could.
- Onu yendim, tıpkı yapabileceğimi söylediğin gibi.
Who would send a sniper in there and think they could get away with it?
Kim bir tetikçi gönderip bu işten kurtulabileceğini düşünür ki?
Or we could kill you and take it.
- Ya da seni öldürüp alabiliriz.
I get it. We could find a nickname for it...
- Onun için de bir takma isim bulabiliriz.
Could she have stopped it?
Durdurabilir miydi?
It's like the real thing. I could even smell the sweat.
Ter kokusunu bile alabiliyorum.
If I could tap into that directly, then... maybe I could find the key to shutting it down for good.
Ona direkt olarak bağlanabilirsem belki sonsuza kadar kapatmanın bir yolunu bulabilirim.
Well, you, Doctor, exhibit poor self-control, and if you someday come to regret building the Framework, you could change my parameters and have me dismantle it.
Siz Doktor, zayıf bir irade sergileyip günün birinde Framework'u inşa ettiğinize pişman olursanız parametrelerimi değiştirip beni parçalara ayırabilirsiniz.
If I knew, I would tell you because if anyone could get you to wake up and realize that this nightmare isn't real, it's her.
Bilseydim sana söylerdim. Çünkü yalnızca o seni uyandırıp bu kâbusun gerçek olmadığını fark etmeni sağlayabilir.
Well, it's the only one he could clear from hydra's database, so mount up, flugelman.
Hydra'nın veri tabanından çıkarabildiği bir tek buydu. Hazırlan Flugelman.
But I thought we could decorate it together.
Ama beraber dekore edebiliriz diye düşündüm.
Now, if we could get these two back, it'd be even better.
Bu ikisini geri getirebilirsek daha da iyi olacak.
And there was not one damn thing I could do about it.
Bu konuda yapabileceğim tek bir halt da yoktu.
Because he knew he could never do it.
Asla beceremeyeceğini biliyordu çünkü.
We could test it if you want to.
İstersen test edebiliriz.
It's a shame you're only here temporarily. We could use more like you.
Burada geçici görevde olman çok yazık.
It was never something that could last for days.
Günlerce sürecek bir şey değildi.
With that, you could replace me and help a lot of people for a long time. It's a lot of money.
Az bir para değil.
You could tell me from now on if you have a problem with me, you'll take it up with me instead of going behind my back.
Şu andan itibaren benimle bir sorunun varsa arkamdan iş çevirmek yerine benimle halledebilirsin.
It could be the only way for you.
Senin için tek yol bu olabilir.
Dan knows I'm the only one who could've put it there.
Dan, bunu benim yaptığımı anlamıştır. Kayıp falan değil.
You know, it's too bad that Anton isn't a hamster because then we could communicate with him through Vicky the Pet Psychic.
Anton'un bir hamster olmaması çok kötü çünkü onunla Hayvan Medyumu Vicky aracılığıyla iletişim kurabilirdik.
I could speculate further, but it would be as pointless as trying to observe cold fusion from the electrolysis of heavy water on a palladium electrode.
Daha fazla tahminde bulunabilirdim ancak paladyum elektrot üzerindeki ağır su elektrolizinde soğuk füzyon gözlemlemeye çalışmak kadar anlamsız olurdu.
I did that because I had to watch Oliver fail and there's nothing I could do about it.
İzin verdim çünkü Oliver'ın kaybetmesini izlemek zorunda kaldım ve yardım edemedim.
There might be other things in it for me than just investing. Yes, there could.
- Benim için yatırımdan başka şeyler de olabilir.
You couldn't beat it, could you? No.
- Daha iyisini bulamadın, değil mi?
He asked me if I could do it.
- Benim yapmamı istedi.
Everybody knows you're great with people, so it'll play out there, but, between you and me... no, Harvey, I didn't ask for partner just so I could keep being a superwoman behind closed doors,
Herkes insanlarla aranın iyi olduğunu biliyor, bu yüzden burada faydalı olacaksın. Seninle benim aramda ise... Hayır, Harvey.
He liked it. I could tell.
Beğendiğini söyleyebilirim.
it could kill you 25
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could happen 61
it could have been worse 50
it could go either way 16
it could be you 17
it couldn't 27
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could happen 61
it could have been worse 50
it could go either way 16
it could be you 17
it couldn't 27