It could be him translate Turkish
510 parallel translation
Tomorrow it could be him killing you.
Bakmışsın yarın seni öldürüyor.
Yes, indeed, it could be him.
Evet, aslında o olabilir.
It could be him. I've talked to him, worked with him...
Onunla konuştum, onunla birlikte çalıştım...
Hey, there is a guy stopping here. Oh, my God, it could be him!
Ahh, İş mi arıyorsun?
Look, if it is that way, the way Manuel said could you fix it so someday there'll be an extra seat in Manuel's father's dory with him and Manuel?
Bak, eğer Manuel'in anlattığı gibiyse... günün birinde, Manuel'in babasının kayığında... Manuel'le onun yanında... fazladan bir yer ayarlayabilir misin?
I... I'd think it'd be a good idea if you could send him almost anywhere.
Onu herhangi bir yere göndermeniz sanırım iyi bir fikir olacaktır.
Naturally, I told him what a great piece of luck it would be... and I told him about the things he could buy with gold.
Doğal olarak bunun büyük bir şans olduğunu... ve altınla birçok şey satın alabileceğini söyledim.
Of course, it doesn't have to be a crown block. It can be a car backing over him, or he could fall out of the upstairs window.
Blok taç olması da gerekmez tabi, üzerinden geçen bir araç, veya camdan düşebilir.
Some day I hope it may be, because we could use him.
Bir gün umarım o da bize katılır, çünkü bizim iyiliğimize olur.
If nobody knows about you, if nobody saw him coming in here tonight, how could either of us be connected with it if his body were found miles and miles away from here? But how?
Seni kimse bilmiyorsa, onun da bu gece buraya geldiğini kimse görmemişse ve ceset buradan kilometrelerce uzakta bulunduğunda bizi nasıl suçlayabilirler?
John wasn't the sort you could argue with so I figured it'd be best to give him his head.
John tartışabilecek biri değildi öyle olunca da ben en iyisinin kendi kararını kendisinin vermesi olacağını düşündüm.
It seemed to him unbearable that what he had done could never be undone.
Yaptığı şey dayanılmazdı, asla yapılamayacak bir şeydi.
So it could be just like him.
Böylece tıpkı ona benzer.
I don't think it really could be him.
Gerçekten onun olabileceğini sanmıyorum.
I got him all hopped up about it. He thinks it could be made into something.
İyi bir şeyler çıkabileceğini düşünüyor.
It could be "Promote him!" Or "Fire him!"... they don't care.
"Terfi ettirin!" ya da "Kovun!" Hiç fark etmez.
He said if I could catch him in 10 minutes... and touch the medal with my hand, it would be like Prisoner's Base. He'd let me wear the medal for an hour.
10 dakika içinde onu yakalayıp madalyaya dokunabilirsem köşe kapmaca gibi yani bir saatliğine madalyayı takmama izin verecekti.
If I'm here when he comes to and he sees me after all that's happened... it could be fatal to him.
Eğer uyandığında ben buradaysam ve olanlardan sonra beni görürse bu onun için ölümcül olabilir.
Now, all that remains is to choose the time when he has the required amount on him, and to dispose of the money in such a way that it could never be traced.
Şimdi, geriye bir tek şey kalıyor, o da üzerinde istenen para bulunduğu zamanı seçmek, ve asla izi sürülemeyecek şekilde parayı ortadan kaldırmak.
At his age it could be bad for him.
Onun yaşında bir adam için bu iş kötü olabilir.
it could be if I settle down with my family and wait for him to come.
Lou, ailemi güvenli bir yere yerleştirmiş olsaydım, oturup gelmesini bekleyebilirdim.
- How could it not be him?
- İşte fotoğraf. Hadi, dikkatli bak.
Study him thoroughly - it could be worthwhile.
Onu yakından takip edin. Bizim için büyük bir kazanç olabilir.
and had even absented himself without letting him know where. Since no admonition nor living care could longer help, the father had to bear his cross in patience, leaving the son to God's mercy, not doubting that it would hear his sorrowful plea, and effect that he should learn how conversion is to be attributed solely to the Divine Goodness.
Artık ne uyarılar ne de himaye bir fayda sağladığından, baba, acısına sabırla katlanmak zorundaydı, ızdırap dolu ricasını işiteceğinden kuşku duymadan, oğlunu Tanrı'nın merhametine bıraktı ve değişimin sadece ilahi erdemin bir vasfı olduğunu öğrenmesini diledi.
Could it be him?
O olabilir miydi?
It must be fate so I could repay him
Kesinlikle bu kaderin bir oyunu! O nedenle ona olan borcumu mutlaka ödemeliyim!
It occurred to him that if it's possible to identify one's previous incarnations, it might also be possible to determine one's future ones, in which case Mr Stratton could leave his money to himself.
İnsanın önceki hayatlarını belirlemek mümkünse sonraki hayatlarını da belirlemenin mümkün olabileceğini, böylece Bay Stratton'ın mirasını kendine bırakabileceğini düşünmüş.
If I could find him alone it could be done.
Eğer onu yalnız yakalayabilirsem yapabilirim.
It could have been anyone, but it had to be him.
Başka biri de olabilirdi, ama Jimi çok uygundu.
- We can't upset him or it could be fatal.
- Onu kızdıramayız. Öldürücü olabilir.
It was a crashing disadvantage to me in the 1942 campaign in that I hadn't got a wireless set which would contact my air support in Rangoon, and, therefore, believe it or not, the only thing I could do was to tap in onto the railway telephone line, get the babu in the post office in Rangoon, and try and persuade him that it was vitally important for me to be put on to air force headquarters.
1942 seferinde benim için en vurucu dezavantaj Yangon'daki hava desteğimizle irtibatı sağlayacak kablosuz bir setimiz olmayışıydı ve bu sebeple, inanın ya da inanmayın yapabildiğim tek şey demiryolunun telefon hattına girmek Yangon'daki Babu isimli adama bağlanmak ve onu, hava kuvvetleri karargahımıza bağlanmanın hayati derecede önemli olduğuna ikna etmekti.
It was dishonourable to pretend to be my uncle so that you could trick me into leading you to him.
Seni ona götürmem için beni kandırarak amcammış gibi davranmak onursuzca bir hareketti.
Could it be him who cheated Tieh Sin Nan?
tieh sin nan'ı da kandıranlar... bunlar olmalı?
It would be well if the refusal could be made to come from him and you ought to try by some means or other to make him dislike you.
Reddedenin o olmasını sağlamak gerekiyor. Sizden soğumasını sağlamanın bir yolunu bulmalıyız. - Haklısın.
Could it be he is the iron Axe... Iron Axe is so prominent, looks like it's him that's why you could get away and killed him instead
Yani o "Demir Balta" mıydı? ... Herkesin böyle Demir Baltası olmaz, Belli ki bu o!
He would be so honoured if I could tell him that we made it.
Ona yaptığımızı söyleyebilirsem çok büyük onur duyacak.
– He said Admiral — – Huidobro. – Huidobro would be there too... and that it might be good for us to come so we could talk to him.
Amiral Huidobro'nun da orada olacağını ve onunla konuşabileceğimizi söyledi.
Well, I've never heard of him, but it could be legit.
Adını hiç duymadım ama bir tür oyun olabilir.
See, he was alone when they found him, and they couldn't be sure how long he'd been there... Or if he'd been in a battle, which battle, because there were three in the area that week. It could have been in any of'em, they said.
Bulduklarında yalnızmış ve ne kadar süredir orada olduğunu kestirememişler ya da bir çatışmada mı olduğunu, hangi çatışma olduğunu çünkü o bölgede aynı hafta üç çatışma olmuş.
He said if you could convince him it wouldn't be a spiritual corruption, he'd think about it.
Manevi bir yozlaşma olmayacağına dair onu ikna edebilirsen, düşünecekmiş.
It'll be quick and painless, compared to what I could do to him.
Benim yapacağıma kıyasla, çok çabuk ve acısız olur.
It could be as bizarre as voices commanding him to kill.
Bir sesin öldürmesini emrettiği gibi abes birşey bile olabilir.
I may be kidding myself, but I have this crazy notion that if I did find him maybe you could smooth it over so I could see him again.
Kendimi kandırıyor da olabilirim ama eğer onu bulursam, belki geçmişe bir perde çekip onunla tekrar görüşebi - lirmişim gibi çılgın bir düşüncem var.
How could it be possible, I've only known him for two days.
Nasıl olsun? Onunla tanışalı sadece iki gün oldu.
It could be whoever's hired him.
Onu bu iş için tutan kişi olabilir.
If I try to sedate him, it could be a real mess.
Sakinleştirmeye kalkarsam ortalığın dağılacağından eminim.
I know it'll just be a bare patch with the bulldozers and everything but I was hoping you could find him a spot in the garden.
Onun yeri orası bunu biliyorum ama evimizin bahçesinde kendini daha güvenli hissedeceğini düşünüyorum.
Clarence, could it be him?
Lens. O olabilir mi?
There's no ID on him and no fingerprints, so it could be tough.
Kimlik yok, parmak izi yok, zor gözüküyor.
You could see him thinking " Is this right? It might be right.
"Doğru mu acaba?" diye düşünüyor.
In which case, it might well be difficult to persuade him a psychiatrist could help.
Böyle bir durumda, psikiyatr tedavisini onaylaması çok zor.
it could kill you 25
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could happen 61
it could have been worse 50
it couldn't 27
it could go either way 16
it could be you 17
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could happen 61
it could have been worse 50
it couldn't 27
it could go either way 16
it could be you 17
it could be 318
it couldn't hurt 20
it could kill him 17
it could happen to anyone 28
it could be fun 40
it could've been worse 30
it could be anybody 30
it could be nothing 33
it could be anything 89
it could be anywhere 59
it couldn't hurt 20
it could kill him 17
it could happen to anyone 28
it could be fun 40
it could've been worse 30
it could be anybody 30
it could be nothing 33
it could be anything 89
it could be anywhere 59