It is for me translate Turkish
4,998 parallel translation
It is for me.
Benim için öyle.
It is for me, too.
Benim için de öyle.
What would make me really sad is if you're staying here for the study because I know Dr Masters put your name on it, but Dr Masters is gone.
Eğer Dr. Masters senin adını da yazdı diye çalışma yüzünden kalıyorsan çok üzülürüm. Ama Dr. Masters gitti.
For another four years in this house, which is not going to happen if you don't put the scotch down right now and do something about your children, because believe me, it's going to be much worse for them if they don't do this interview.
Eğer o viskiyi şu an bırakmaz ve çocukların için birşeyler yapmazsan bir 4 yıl daha bu evde neler olacağını göremeyeceksin çünkü inan bana eğer bu röportajı yapamazsam onlar için çok daha kötü olacak
It is a great honor and privilege for me to be here with you today.
Bugün sizlerle burada olmak büyük bir onur ve ayrıcalık.
For the life of me, I don't know what it is.
Ne olduğunu bilmiyorum.
If I tell you where it is, you'll just kill me and keep it for yourselves.
Nerede olduğunu söylersem beni buracıkta öldürüp panzehiri kendinize alırsınız.
And so when it came time for me to decide what I wanted to do, I thought, well, what profession constantly gives itself awards just for doing its job?
Sonra iş ne yapmak istediğimle ilgili karar verme anına gelince kendime hangi meslek sırf işi yapıldığı için kendine ödül veriyor diye sordum.
Looks to me like a young woman who is taking her own pleasure for the very first time. I liked it.
Bana genç bir kadının tatmin oluşu gibi geliyor, hayatında ilk defa! Sevdim.
Is it too late for me?
Herşey için çok mu geç?
'Is it just me, or is Dad turning into the uncle nobody wants for Christmas?
'Sadece ben miyim ya da babamda Noel'de kimsenin istemediği amcaya dönüşüyor?
So, anyway, about a month ago, Candace calls me and tells me there might be a full-time fund-raising position opening up - and I'd be perfect for it.
Neyse, bir ay kadar önce Candace aradı ve bağış toplama işinde tam mesaili bir pozisyon açılacağını tam benlik bir iş olacağını söyledi.
I've been informed that Kieran's necklace is missing and the key that he always wore, I assume he left it for me.
Duyduğuma göre Kieran'ın kolyesi kayıpmış. Her daim üzerinde olan anahtarı da sanıyorum ki bana bıraktı.
Well, it's just something that the publicist for the show set up to, like, introduce me to the world and I just, I feel like this is my moment where I've really arrived.
Gösterinin reklamcısının ayarladığı bir şey beni dünyayla tanıştıracakmış ve sonunda gerçekten istediğim noktaya gelmişim gibi hissediyorum.
For me, it is already broken.
Benim için o zaten kırık.
But let me spell it out for you anyway, whatever Balleseros is up to, it has everything to do with this virus.
Ama yine de senin için kolay bir dille anlatayım. Balleseros'un çevirdiği dolaplar bu virüsle alakalıydı.
Yes. I'm used to hearing this more than saying it, but this is getting very uncomfortable for me.
- Bunu genelde söyleyen taraf değil de duyan taraf olurum ama, bu yaptığın beni rahatsız etmeye başladı.
It is the same for me with Jarl Borg.
Reis Borg'la benim aramdaki de aynı şey.
So is it not more important for me to remain here?
O yüzden burada kalmak benim için daha önemli değil mi?
It's a rubbish idea, and for a detective like me its rubbish work.
Bu saçma bir fikir ve benim gibi bir dedektif için bu saçma bir iş.
What is it gonna take for you to help me convince Moms that I should get Brandon's room?
Annemleri Brandon'ın odasını almama ikna etmen için ne gerekiyor?
Well, it's not awesome for me either, hearing guys talk about how hot my sister is.
Benim için de oğlanlardan kardeşimin ne kadar çekici olduğunu duymak harika sayılmaz.
Mr. Samot, it is just a formality but I need you to come with me. What for'?
- Bay Samot, formalite gereği ama benimle gelmeniz gerekiyor.
This is probably ho-hum for you, but for me and Betts, well, it's just, um...
Sana sıkıcı geliyordur muhtemelen ama Betty ve benim için...
I mean, loans we've taken out and friendships that we've lost, and it's all been for your work, work that does not include me.
Aldığımız krediler, kaybettiğimiz arkadaşlar hepsi senin işin içindi. İş ise beni kapsamıyor.
And while it is your night tonight, you did just have them for six weeks, so I'm going to keep them at home with me tonight.
Ve bu gece sıranın sende olmasına rağmen onları daha yeni altı haftalığına aldın bu yüzden bu gece benimle beraber evde olacaklar.
And yet, those children - - when I think that they may be all that there is for me, it's not enough.
Hal böyle olunca, bu çocukların belki de sadece benim için öyle olduklarını düşününce yeterli gelmiyor.
It is the chick's text she's thanking me again for saving her life.
Piliç bana mesaj atmış. Yine, hayatını kurtardığım için teşekkür ediyor.
That is what you taught me, and I will gladly accept whatever punishment you deem fit for my forgetting it.
Bana öğrettiğin buydu ve unutmam konusunda bana addettiğiniz ceza neyse gözü kapalı kabul ederim.
You know, and then suddenly you stop making fun of me for the beach blazer, and I stop telling you that peeling an orange in one piece is not a superpower, it's OCD?
Zamanla sen kumsal ceketim konusunda benle dalga geçmekten vazgeçeceksin ben de sana portakal kabuğunu tek hamlede soymak süper güç değil OCD'dir demeyi keseceğim öyle mi?
It seems to me, on my side of the canyon, that the search for unity with another is the font of much of the world's unhappiness.
Uçurumun benim tarafında, bana öyle geliyor ki,... bir başkasıyla birleşme durumu... dünyadaki mutsuzlukların bir yüzü gibi.
Is it for me?
Bana mı?
Indeed it is time that you care for me.
Demek ki benimle uzun zamandır ilgileniyorsun.
Not for you, maybe, not anymore, but for me it is.
Artık belki senin için yok ama benim için var.
Well, then you'll never work again, and it'll look bad for me. [Chuckles]
O zaman bir daha hiç iş yapamazsın ve bu benim için kötü görünür.
Rick, I really enjoyed our date. I'm grateful to you for giving me an acting job and making my childhood dreams come true. But if the job comes with strings attached, then I cannot and will not do it.
Rick, randevumuzdan gerçekten keyif aldım ve bana bir oyunculuk işi verip çocukluk hayallerimi gerçekleştirdiğin için çok minnettarım ama iş bazı şeylere bağlı olmaya başlarsa bunu yapamam ve yapmam da.
I am gonna flip this coin, and if it is heads, then you will cover my shifts for the rest of this weekend, but if it's tails, you will never hear me complain again.
Bu parayı atacağım ve tura gelirse bu hafta sonu boyunca yerime bakacaksın. Yazı gelirse bir daha yakındığımı görmeyeceksin.
I don't know what it is, but, uh, you know... Son of a bitch had it out for me.
Derdinin ne olduğunu bilmiyorum ama piç kurusu hıncını benden çıkarıyordu.
I think that this city... is a city of the dead for me, it's...
Sanırım bu şehir benim için çoktan ölmüş...
Believe me, it can work... for both of us.
İnan bana, bu iş ikimize de fayda sağlayabilir.
They've come to the misguided conclusion that it is more dangerous for me to spend time in the field than for you.
Kanıtları incelemeden, benim sahada vakit geçirmemin,.. ... senden daha tehlikeli olduğu yanılgısına düşmüşler.
Let me get this straight... for this to be a photograph of who you say it is, someone would have had to swapped all of the DNA records in Sentinel, both digital and hard copies, know the exact warehouse where
Bana bu düz başlayalım... Bu fotoğraf olması için Ne olduğunu söyleyenler arasında, Birisi olurdu takas tüm vardı
Yeah, and for me, sir, I would really like to say that it is just about beating her.
Evet, benim için de en önemli şey bu kadını yenebilmek, efendim.
I have my work cut out for me as it is.
İşimi uygun biçimde yapmak zorundayım.
This task, for me alone it is.
Bu görevde olmalıyım tek başıma.
And if a dumpster was good enough for me as a baby, it is still good enough for me as an adult.
Bebekken, çöp kutusu bana yeterli geldi yetişkin olunca hâlâ yeterli.
It's not for me, and I don't believe it is for you.
kendim için değil. Senin için de öyle olmadığını düşünüyorum.
And that's your place now, is it, to recollect my words for me?
Senin şu anki yerin benim sözlerimi hatırlatmak için mi?
But that coat and that pin is as much a disguise for me as it is for you.
Ama bu ceket ve broş senin gibi benim için de kılık değiştirme sayılır.
Is it too late for me to talk you out of this?
Seni bundan vazgeçirmek için çok mu geç?
I think this is it for me.
Galiba benim için buraya kadarmış.
it is 11007
it is good 116
it is done 137
it is not okay 24
it is me 119
it is mine 58
it is what it is 220
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is good 116
it is done 137
it is not okay 24
it is me 119
it is mine 58
it is what it is 220
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27