It makes no sense translate Turkish
636 parallel translation
It makes no sense. Hmm?
Hiçbir anlamı yok.
- It makes no sense.
- Çok anlamsız.
It makes no sense to me.
Bana mantıklı gelmiyor.
I TELL YOU, IT MAKES NO SENSE.
Sana söylüyorum, bu hiç mantıklı değil.
It makes no sense.
Hiç mantıklı değil.
No matter how you shout, it makes no sense.
Nasıl böyle bağırırsın, bunun bir anlamı yok!
No matter how he begs, it makes no sense.
Yalvarmanın hiç bir mantığı yok.
This whole policy of overkill... It makes no sense piling up bombs when we already have a capacity...
Tüm bu aşırı silahlanma politikası... gereğinden fazla bomba depolanması hiç anlam ifade etmiyor...
To plan a wedding when you reach that point, it makes no sense!
Evlilik planları yaparken, bunların farkına varınca bir anlamı kalmıyor!
It makes no sense!
Bunun bir anlamı yok!
It makes no sense.
Bu anlamsız.
It makes no sense!
Bunun anlamı yok!
It makes no sense at all, does it, Franz?
Hiçbir anlamı yok, öyle değil mi Franz?
I think of what I did and it makes no sense.
Yaptığım şeyi düşününce çok mantıksız geliyor.
But it makes no sense anymore.
Ama bunun anlamı kalmadı artık.
Then it makes no sense to me at all.
O zaman benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
It makes no sense.
Bu çok anlamsız.
- It makes no sense.
- Buna hiç gerek yok.
Man of your experience must know that sometimes... it makes no sense to even try.
Sen gibi deneyimli birinin çabalasan da bir fayda getirmeyeceğini bilmesi lazım.
How could we two be taken for enemies? It makes no sense
"Nasıl iki düşman olabiliriz?" Bu çok saçma anlamı yok.
It makes no sense.
Hiç bir mantığı yok.
It makes no sense.
Gerçekten bunun hiçbir anlamı yok.
But it makes no sense.
Ama anlamsız.
* It makes no sense * in any way
Duygusuzlaştırıyor Herhangi bir şekilde.
It makes no sense to suffer.
Acı çekmenin hiç bir anlamı yok.
It makes no sense!
Anlamı yok!
He's now in Hachiman Field. It makes no sense.
Şu anda Hachiman toprakları üzerindeymiş.
It makes no sense without him.
Onsuz hiçbir anlamı yok. Anlıyor musunuz?
It makes no sense!
Bir şey sezinleyemedim.
It makes no sense.
Saçmalık.
She knows you're here so it makes no sense to call you.
Burada olduğunu biliyor, bu yüzden seni aramak mantıksız.
It makes no sense.
Hem de ben buradayken.
It makes no sense.
Bu mantıklı değil.
It makes no sense to me.
Bana çok anlamsız geldi.
But it makes no sense!
Ama bu hiç mantıklı değil!
This way or that way, it makes no sense!
Böyle ya da öyle, hiç bir anlamı yok.
Your absurd, ridiculous jealousy. It makes no sense.
Bu çok saçma ve işe yaramaz.
It makes no more sense to me than Chinese music.
Benim için Çin müziği kadar anlamsız gelmeye başladı.
It makes us realise... no... guess... no sense what nature is divine nature, divested of the human mind
Fark etmemizi... Hayır. Tahmin etmemizi...
That makes sense, I guess. No, it doesn't.
İşte şimdi anlamlı oldu.
It is you who makes no sense!
Asıl saçmalayan sensin!
Now it makes sense. No Wonder the inspector has such a nice palanquin.
Müfettişin pahalı arabası olmasına hiç şaşmamalı.
Makes no sense but Alex would have loved it.
Anlamı yok, ama Alex görse bayılır.
It makes no sense, Khaleel.
Akla uyar tarafı yok, Halil.
It still makes no sense!
Bir türlü çözemedik şunu!
No, David, it makes sense.
- Hayır David, bu gayet mantıklı.
- No, it makes sense.
- Hayır, mantıklı.
It makes no sense.
Zaten on kere okuduk!
No, it actually makes sense to me.
Hayır, aslında mantıklı geliyor.
This makes no sense unless we see how it works in the real world.
Eğer bu bilgi gerçek hayatta işimize yaramayacaksa bize ne faydası olabilir ki?
Now, if you think about it, that makes no sense at all.
Eğer düşünürsen, hiç mantıklı değil.
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes me happy 38
it makes sense 359
it makes me nervous 21
it makes no difference 88
it makes me sick 76
it makes me sad 26
it makes no difference to me 22
it makes perfect sense 119
it makes me feel 18
it makes me happy 38
it makes sense 359
it makes me nervous 21
it makes no difference 88
it makes me sick 76
it makes me sad 26
it makes no difference to me 22
it makes perfect sense 119