English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It may be

It may be translate Turkish

7,971 parallel translation
It may be your only chance to save the city.
- Bu senin şehri korumak için tek şansın olabilir.
It may be from lying on that machine for so long.
Belki makinede fazla uzandığımdandır.
It may be hard.. but you have to endure it.
Zor olabilir ama katlanmak zorundasın.
Look, dude, this is our big chance, and it may be our only one, so we have to take it.
Bak dostum, bu en büyük şansımız belki de tek şansımız bunu kullanmalıyız.
" It may be possible to hold power based on guns.
" Silahlarla gücü elinde tutmak mümkündür.
"It may be possible to hold power based on guns, but it is far better to win the heart of a nation."
"SİLAHLARLA GÜCÜ ELİNDE TUTMAK MÜMKÜNDÜR, AMA BİR ULUSUN KALBİNİ KAZANMAK ÇOK DAHA İYİDİR."
You know, it may be none of my business, but... you look a little sad.
Aslında pek beni ilgilendirmez ama biraz üzgün görünüyorsun.
- It may be that we get a point.
- Belki bir puan alalım diyedir.
It may be that you should talk to Brian yet.
Yine de bence Brian'la konuşmalısın sen.
It may be a fact now.
Doğru olabilir.
It may be 20 minutes long.
Maçın bitimine 20 dakika var.
Johnny, it may be time to play the Betelgeuse card.
Johnny, Beter Böcek numarasını çekmenin zamanı geldi galiba.
Otherwise it may be too late...
Aksi takdirde çok geç olabilir.
It may be too early.
Henüz çok erken olabilir.
Well, as it happens, he may very well be plotting to kill you, so... please elaborate.
Sana komplo kurmaya da çalışabilirdi. Lütfen ayrıntıları anlat.
While that may be true, it doesn't change the fact that I came up with dragon racing.
Bu doğru olsa da ejderha yarışı fikrini benim bulmuş olduğum gerçeğini değiştirmiyor.
I know it may seem easy to be the big bad Salvatore, but soon, you'll find yourself lying in the middle of the road, pouring your heart out to a stranger, having an existential crisis.
Kötü bir Salvatore olmak kolay gibi görünebilir ama yakında kendini bir yolun ortasında uzanırken ve hiç tanımadığın birine içini döküp varoluş amacını sorgularken bulabilirsin.
The vitamin B12 shot may be giving you a boost of energy, but it's temporary.
B12 vitamin iğnesi sana enerji vermiş olabilir. Ama bu geçici.
Well, it may not be in the history books, but neither are The Troubles.
Tarih kitaplarında yazmıyor olabilir ama sorunlar da yazmıyor.
You may be afraid of it, but I'm not, and as for Duke, he'll be fine.
Sen ondan korkuyor olabilirsin ama ben korkmuyorum. Duke'e gelince de, ona bir şey olmayacak.
The mantle that you've inherited weighs heavy on your soul, but it will not always be so. Though he may not have known it,
- Ruhunun üstünü mirasının ağır yükü kaplamış ama her zaman böyle olmayacak bunu bilmemesine rağmen Minos seni güzelce ilerideki görev için hazırladı.
Now that I hear it out loud, DTL itself may be a DTL.
Sesli söyleyince fark ettim de, LS de aslında bir LS.
It may not be as bad as we think.
Düşündüğümüz kadar kötü olmayabilir.
I may be blind, but I can hear it in your voice.
Kör olabilirim ama sesinden anlıyorum.
These are the questions you'll be asked, but the order of it may change slightly.
Bunlar sorulacak sorular. Gerçi hangi sırada sorulacağı değişebilir.
Don't you think that we may be able to make something of it?
Sence de bir şeyler elde edemez miyiz?
If those text messages had gotten through then your relationship with your mother may not be as screwed up as it is now.
O mesajlar yerine ulaşmış olsaydı o zaman annenle ilişkin şimdiki gibi kötü olmayabilirdi.
You know, there are other things I could be doing, surprising as it may seem. Okay.
Ne kadar şaşırtıcı da görünse şu an başka işlerle uğraşıyor olabilirdim.
Reality may be tricky, but it does have an objective existence.
Gerçek aldatıcı olabilir ama nesnel varlığa sahiptir.
Let this be a reminder for you that whatever challenges you face however far it may seem to be at...
Bu ufak hatıra senin hatırlatıcın olsun neyle yüzleştiğinin önemi yok ne kadar uzak göründüğümün önemi yok...
Well, that may be, but it's'cause I have to be.
Olabilir, çünkü öyle olmak zorundayım.
If this world must die so that mine may live... so be it.
Benim dünyamın yaşaması için bu dünyanın ölmesi gerekiyorsa... öyle olsun.
And it looks already as though things may be slipping away from Billy Hope.
Ve şimdiden, ipler Billy Hope'un elinden kaçıyor gibi görünüyor.
Underneath it all, a subtext of hatred, anger, revenge... which may or may not be relieved by the violent combat in which they now immerse themselves.
Bunların hepsinin altında nefret öfke, intikam yatıyor ki bu hisler, şu anda kendilerini yok ettikleri vahşi mücadeleyle tatmin olmayabilir de.
This planet may be a bit of a fixing-it-upper... but that is okay.
Bu gezegene biraz çeki düzen vermek gerekecek... ama olsun.
It may not be waiting for this.
- Bu olmayabilir, Bunun için mi bekliyorsun,
It... it... may be Captain America.
Kaptan... Kaptan... Amerika olabilir.
This deal may not be done... and, man, it is imperative that we shake hands...
Bu anlaşma kesinleşmemiş olabilir... ve el sıkışmamız zaruri...
May, It's gonna be okay.
May, artık bir sorun olmayacak.
It's gonna be okay, may.
Her şey düzelecek, May.
Because it has been in the paper, it may well be true.
Belki yazanlar doğrudur.
Arbitration may be affordable, but it's also a risk.
Yargıç kararıyla çözüme paramız yetebilir ama aynı zamanda bir risk.
it sounds as if your daughter may be being stalked by a demon or a demonic presence.
Kızınız bir iblis ya da şeytani bir varlık tarafından takip ediliyor olabilir.
Yeah, it seems you may be right.
Haklı olabilirsin sanırım.
We agreed that my colleague would do the speaking and rightly so for while her language may be... salty, it has great economy and pith.
Sizinle konuşma işini ortağımın yapması konusunda anlaşmıştık zira dili her ne kadar sivri olsa da çok açık ve net bir üslupla konuşur.
I know the world may have thought it was wrong but I think, personally, the world was wrong about what could be between a pillow, and a boy who became a man.
Bütün dünya yanlış anlayabilirdi tabii ama bana sorarsan büyümekte olan bir oğlanla bir yastık arasında olanlarla ilgili bütün dünya yanlıştı.
... and if it is two, they may not be working in close proximity.
... iki tane olurlarsa da, birbirlerine yakın bir şekilde çalışmayabilirler.
Alright, it's going to be a tough week. ( May 5th )
Zor bir hafta olacak.
Be that as it may, you can no longer stay here with us.
Bu doğru bile olsa artık burada kalamazsınız.
This city may be surrounded by a wall but it doesn't have to be a prison.
Bu şehir duvarla çevrilmiş olabilir ama bir hapishane olmak zorunda değil.
You may not be my little brother but you might as well be... and it's my job to protect you... and I'm sorry.
Belki benim küçük kardeşim değildin ama ben seni öyle gördüm. Benim işim seni korumaktı. Özür dilerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]