It matters to me translate Turkish
334 parallel translation
- But it matters to me!
- Benim için önemli!
It matters to me!
Benim umurumda!
It matters to me a lot!
İlgilenirim tabii..
- It matters to me, me!
- Ama, benim için çok önemli!
I don't know if it matters but it matters to me.
Senin için önemli mi bilmiyorum ama benim için önemli.
- It matters to me
- Benim için var. - Önemi yok.
- It matters to me.
- Benim için önemi var.
Do you think it matters to me?
Bunun benim için bir önemi olduğunu mu sanıyorsun?
Like it matters to me.
Sanki benim umurumda.
It matters to me.
Benim için önemli.
But it matters to me.
Ama benim için önemli.
I mean, it matters to me... but you're the one who really needs to hear this now.
Yani var ama şu an bunu duyması gereken sensin.
It matters to me.
Benim için fark eder.
It matters to me what you think.
Ne düşündüğün benim için önemli.
It matters to me.
Benim için farkeder.
Well, it matters to me!
Benim için fark ediyor ama!
Oh, it matters to me, because I don't intend to let you continue preying on others.
Oh, evet önemli, çünkü kendine başka avlar aramana izin vermek istemiyorum.
- It matters to me.
- Benim için sorun.
Yes, it matters to me.
Benim için çok önemli.
It matters to me.
Benim için de önemli olur.
Not that it matters to me anymore.
Tabi artık bunların benim için bir anlamı yok.
But it matters a heap to me, ma'am, how you understand.
Fakat sizin ne düşündüğünüz benim için önemli Bayan.
And if I seem to touch on matters that are how shall I say it, too intimate, you must forgive me it is because of my duty.
Ve eğer değineceğim konu, nasıl desem mahremiyetinize dokunacak olursa, beni bağışlayın... -... çünkü görevim gereğidir.
It seems to me there's a judicial custom - to start from the trivial, from the very outside matters, to distract the interrogatee, to put him off his guard,
Bana öyle görünüyor ki burada adli özel bir durum var - başlamak saçma, çok uzak meseleler, dikkati dağıtmak için sorgulamalı, onu gafil avlamalı..
Madam, in matters of debauchery it was I who lured him and I didn't need anyone to lure me away from the duties I owe you.
Madam, sözkonusu uçarılık ise... onu ayartan bendim, o beni ayartmıyordu. Ve sana karşı olan görevlerimi, ihmal etmem için beni kimsenin ayartmasına ihtiyacım yok.
It's always intrigued me how you can be so strict in matters of honour yet so liberal when it comes to matters of the heart
Onur meselelerinde bu kadar katı olup gönül meselelerinde böyle açık görüşlü oluşun beni hep hayran bırakmıştır.
Even if I knew, it is not for me to discuss such matters.
Bilsem bile böyle meseleler benim için konuşmaya uygun değil.
It seems to me that an eye for an eye, a tooth for a tooth is the part that matters to the Apache.
İncilde Apaçilere uyan tek şey, "Göze göz, dişe diş."
Now if I help you it matters that you see These sordid kind of things are coming hard to me
Size yardım ediyorsam görmelisiniz ki bu işler bana zor geliyor
It really matters to me!
Bu beni gerçekten sinirlendiriyor!
- It matters to me.
- Benim için önemli.
It matters little to me that I am considered unworthy of their further support.
İlave desteklerine uygun bulunmamış olmam beni çok etkilemiyor.
It matters not to me.
Bana göre hava hoş.
When it's something that matters to me, I control myself.
Ucu bana dokunan bir şey olsa kendimi kontrol ederim.
If you have so many private matters... solve it before you talk to me
Kendi sorunlarını benimle konuşmadan önce çöz.
Excuse me, it's not in Mr. Ryan's best interests or the prosecution's to discuss matters not related to the events at hand.
Pardon ama, alakasız konuları konuşmanın, ne Bay Ryan'a ne de savcılığa bir yararı olur.
Nothing else matters to me, and this is as close as I've ever gotten to it.
Benim için başka hiçbir şeyin önemi yok ve hiç bu kadar yaklaşmamıştım.
It matters. lt matters to me.
Önemli. Benim için önemli.
It was the year 1979 and i believed that a portrait of 100 persons of which 40 appear in the film could show a common portrait of our mental condition i'm a history teacher the freedom to decide my own fate matters most to me
Sene 1979 idi ve yüz insanın portresinin ki bunlardan kırkı filmde yer aldı, ruhsal durumumuzun genel bir portresi olacağını düşünmüştüm. Ben bir tarih öğretmeniyim. Benim için en önemli şey kaderimi çizme özgürlüğüdür.
It's the only thing that matters to me.
Benim için önemli olan tek şey bu.
It matters a lot to me.
Benim için çok önemliler.
You want me to put aside my empty, soulless, shady astonishingly lucrative, divorcee practice because it matters?
Boş, ruhsuz, şaibeli, inanılmaz derecede karlı... boşanma işlerini bir kenara bırakıp... kazanılması imkansız, bütün dostlarımı kaybetmeme yol açacak bir davada... sırf önemli diye seninle çalışmamı mı istiyorsun?
Doesn't really matter, does it? Kind of matters to me, don't you think?
- Polislere ne söyledin?
It's all that matters to me.
Tek umursadığım da bu.
I think most of you know... ... nothing matters to me more than this firm and the people here. So it's with a lot of humility...
Sanırım hepiniz, bu firmadan ve burada çalışanlardan daha fazla... önemsediğim bir şey olmadığının, farkındasınızdır.
It matters little to me.
Benim için bir önemi yok.
It matters nothing to me.
Benim için bir önemi yok.
- Tell me that it matters to you.
- Önemli olduğunu söyle.
Tell me that it matters to you that I help your friend.
Dostuna yardım etmenin senin için önemli olduğunu söyle.
But to make matters worse, it now appears as though... someone was filming me as well.
Fakat görünüşe göre her şeyi daha kötü yapıyor, sanki şu an biri beni çekiyormuş gibi.
It matters because it happened to me.
Fark eder, çünkü aynısı bana da oldu.
it matters 145
it matters not 21
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
it makes no sense 207
it makes me feel 18
it makes sense to me 16
it makes me happy 38
it matters not 21
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
it makes no sense 207
it makes me feel 18
it makes sense to me 16
it makes me happy 38