English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It may not

It may not translate Turkish

4,193 parallel translation
- But it may not be as far as we think.
- Ama düşündüğümüz kadar uzak olmayabilir.
This is not the first time I've fled a battlefield and it may not be the last.
Bu savaş meydanından ilk kaçısım değil, ve sonucusuda olmayacak.
You know, it may not look like it, but underneath this flyover, just out in the shallow water, is one of the best places in the world to find a particularly interesting animal.
Bilirsiniz öyle görünmese de hemen şu üst geçidin altındaki sığ sular bilhassa çok ilginç bir hayvanı bulmak için Dünya'daki en iyi noktalardan biri.
And the body was found on reservation land, but it may not be tribal related.
Ceset, KızıIderili bölgesinde bulundu ama kabilelerle alakalı olmayabilir.
It may not be that bad after all, yeah.
O kadar da kötü olmayabilir.
It may not, archbishop, be given at all.
Öylesine de verilebilir, Başpiskopos.
It's normal in England for the valets to help out in this way but it may not be in America.
İngiltere'de lord uşaklarının bu şekilde yardımcı olması normaldir. Amerika'da olmayabilir tabii.
This communion that you're seeking, it may not be what you think.
Aradığınız bu sohbet düşündüğünüz şey olmayabilir.
It may not be Nick.
- Nick olmayabilir.
Turns out it may not have been the right thing after all.
Sanırım pek de doğru değilmiş.
And it may not even be with that person, but it's... it's like a... well, it's bigger than that.
Artık o kişiyle birlikte olmasan bile... Yine de... Yani, bu çok daha büyük bir şey.
- It may not be that common.
- Farklı bir şey olabilir.
And if somebody were pregnant, It still may not even be a boy.
Hem birileri hamile kalsa bile erkek olacağının da bir garantisi yok.
You do not have to say anything, but it may harm your defence if you do not mention...
Konuşmama hakkına sahipsin, söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak...
It may sound reprehensible but he's not getting his money's worth, is he?
Kulağa biraz ayıp gelebilir, ama bu durumda parasının karşılığını alamamış gözüküyor.
Well, believe it or not, there may be something even better down here.
İnan ya da inanma burada daha güzel şeyler var.
Rumour has it that you may not all be singing from the same hymn sheet.
İlk olarak muhalefetin yakınlığını sınayacağım. Çünkü dolaşan söylentilere göre bize düşündürdüğünüz kadar iyi anlaşamıyormuşsunuz.
It's also possible that the first life may not have been cellular - just living chemistry in the porous rocks of some ancient ocean.
Ayrıca eski okyanusların gözenekli kayaçlarında yaşamış canlıların hücresel düzeyde olmamaları muhtemeldir.
You may not like it... but it can't be undone. - I can. I don't want you near me.
- Seni etrafımda istemiyorum.
She may not have had that happen while she was alive, but we're doing it now.
Hayattayken bunu yapma fırsatı olmadı ama biz şimdi bunu gerçekleştiriyoruz.
So it is just a lot of coincidental similarities, that may not be so coincidental after all.
Bunlar sadece sonunda pek de tesadüfi olmayacak bir sürü tesadüfi benzerlikler.
You may not like it, but I hope you understand.
Hoşuna gitmeyebilir ama umarım anlayışla karşılarsın.
It may be true that the six numbers were not a glitch, but the three days of silence preceding it were.
Altı numaranın hata olmadığı doğru olabilir ama üç günlük sessizlik bunun aksini gösteriyor.
Chemo may give you more time, but it has not been shown to provide a cure. I'm sorry.
Kemoterapi size zaman kazandırabilir ama şu ana kadar hastalığı tedavi ettiği görülmemiştir.
And you may not know it, but you're going to help a lot of people one day.
Bunu henüz bilmiyorsun ama bir gün pek çok insana yardım edeceksin.
Be that as it may, they've connected more than a few dots, and I do not like it.
Öyle olsa bile, birkaç taneden fazla noktayla bağlantı kurmuşlar, ve ben bundan hoşlanmıyorum.
Look, I may have burned you 15 years ago, but I'm not gonna do it again.
Bak, 15 yıl önce seni yakmış olabilirim ama tekrar yakmayacağım.
She may not have known she had it.
Hasta olduğunu bilmeyebilir.
We may not live together, Goldie, but the fact that we share the same last name, it says we're a family.
Birlikte yaşamıyor olabiliriz, ama Goldie, aynı soyadı paylaşıyor oluşumuz, aile olduğumuzun bir göstergesi.
Be that as it may, the rent's not been paid for ages.
Öyle ama kiraları senelerdir ödenmemiş.
It may come as something of a relief for you to hear that I will not be marrying Rose.
Bunu duymak sizi rahatlatabilir Rose ile evlenmeyeceğim.
He may not have taken this, or he may have sneaked it into the maid's bucket when we weren't looking.
Bunu almamış olabilir... Veyahut biz görmeden bunu temizlikçinin kovasına koymuş da olabilir.
It's not in the box, but they may have it around.
Kutuda yok ama şekerleri olabilir.
This may not make sense to everyone, but I'm pretty sure she would've loved it.
Bu, herkese anlamlı gelmeyebilir ama eminim onun çok hoşuna giderdi.
What the government decision, can be introduced tomorrow. And I do not need nobody to ask or it may.
Hükümetin verdiği karar ertesi gün yasaya dönüşebilir ve kimseden izin almam gerekmez.
You may call it worthless, but it's not.
Ona değersiz diyebilirsin, ama değil.
Okay, may-maybe it is, but it did not mean anything.
Tamam, belki öyleydi, ama bir anlamı yoktu.
- "DEAREST REJOYLA, " I HOPE THIS PORTRAIT WILL SERVE AS A REMINDER " THAT EVEN THOUGH HE MAY NOT HAVE ALWAYS SHOWN IT,
" Sevgili Rejoyla umarım bu portre sana bunu hiç gösterememiş olsa da babanın seni çok sevdiğini hep hatırlatabilir.
That may be a killer ass, but it's not the murder weapon.
Bu katile ait olabilir. Ama cinayet silahı değil.
And that... that may have been me at one point, but it's not me now.
Ve bu kişi bir zaman ben olmuş olabilirim ama şimdi ben bu değilim.
'You do not have to say anything,'but it may harm your defence if you fail to mention,'when questioned, something that you will later rely on in court.'
Konuşmama hakkına sahipsiniz ama mahkemede itimat edeceğiniz bir şey sorulunca cevap vermezseniz, savunmanız kötü yönde etkilenebilir.
Well, whatever their personal enmities may be, this is treason, is it not?
Birbirlerine karşı kişisel düşmanlıkları ne olursa olsun bu ihanettir, değil mi?
And you may think it's not my business but when the family's honour is concerned, My Lord, it is my business.
Beni ilgilendirmediğini söyleyebilirsiniz, lordum ancak ailenin şerefi söz konusuysa, ilgilendirir.
Well, it doesn't matter, because he may not have been the one to betray me, but he didn't stop it.
Önemli de değil çünkü bana ihanet eden o olmayabilir ama engel de olmadı.
You may not recognize it, but this... this is the face of grief.
Fark etmemiş olabilirsin ama bu... Bu acının yüzü.
Klaus may not care about his own child, but it's very clear what it already means to you.
Kendi çocuğu Klaus'un umrumda olmayabilir. Fakat senin için özel bir öneme sahip olduğu çok açık.
Yeah, but if the hacker is good, your software may not pick it up.
Evet ama korsan iyi ise yazılım onu bulamayabilir.
I mean, you may not like the way it happened- -
Bu şekilde olması hoşuna gitmedi belki ama...
You may not need it, but I owe it.
İhtiyacın olmayabilir ama sana borçluyum.
He may not have understood it, but I did.
O bunu anlamamış olabilir ben anladım.
But do not try to fix it with a Hail Mary that very well may kill the man!
Ama sakın onu öldürebilecek bir son dakika hamlesiyle iyileştirmeye çalışma!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]