It should have worked translate Turkish
47 parallel translation
It should have worked.
- İşe yaramalı.
- Because it should have worked.
— Çünkü işe yaraması gerekiyordu.
It should have worked.
İşe yaramalıydı.
You, it, it should have worked!
Sen, o, o çalışmalıydı!
It should have worked.
Yaramalıydı.
It should have worked!
İşe yaramalıydı!
It should have worked.
Çalışması lazımdı.
I don't believe it. How could it have not worked? It should have worked.
Motor fonksiyonlar da, yüksek beyin fonksiyonları da onarıImış olmalıydı.
It should have worked.
işe yaramalıydı.
We had it all timed out, it should have worked.
Her şeyi zamanlamıştık, yürümeliydi.
Wild exaggeration. - It should have worked.
- Kendi yaptığın işi kendin anlat.
It should have worked.
İşe yaraması gerekiyordu.
It should have worked.
İşe yaramalı.
It should have worked.
İşe yaraması lazımdı.
It should have worked.
İlişkiniz yürürdü.
It should have worked.
İşe yaraması gerekiyordu. Tüm adımları uyguladık.
It should have worked.
İşe yaramak zorunda.
It should have worked.
Çalışması gerekiyordu.
Respectfully, the people in my room are smarter than the people in your room, and they say that it should have worked.
Saygılarımı sunarım ama şu anda yanımda olan insanlar, sizinkilerden daha zeki ve bunun işe yaramış olması gerektiğini söylüyorlar.
Your calculations were conservative. There should have been enough time, it should have worked.
Hesaplamalarımız doğruydu.
You know, it should have worked.
İşe yaramalıydı.
The team's training was impeccable, the plan was bulletproof, it should have worked!
Ekibin eğitimi müthişti, plan kusursuzdu, işe yaramalıydı!
Damn it, once a man has worked his whole life, he should have the right to let up!
İnanamıyorum, bütün hayatı boyunca çalışmış bir adamın dinlenmeye hakkı olması gerek! Kaç saat çalışıyorsun?
Maybe it never would have worked, but at least I should have tried.
Belki hiçbir işe yaramayacaktı ama en azından denemeliydim.
- I should have agreed. - It never would have worked.
Asla yürümezdi.
Everything's worked out as it should have, don't you agree?
Her şey olması gerektiği gibi oldu. Sence de öyle değil mi?
I should have worked it out myself.
Bu işi kendi başıma çözmeliydim.
Well, it worked, and you'll get what you want - a war between the Romulans and the Dominion and if your conscience is bothering you you should soothe it with the knowledge that you may have just saved
Gördüğünüz gibi işe yaradı ve istediğinizi aldınız. Romulanlar ve Dominion arasında bir savaş ve vicdanınız rahat değilse kendinize Alfa Çeyreği'ni kurtardığınızı söyleyebilirsiniz, ve ödenen bedel
It should not even have worked.
Hiç işe yaramamalıydı.
You should have worked it out.
Olanları dikkate almalıydın.
It should have worked.
Çalışması gerekirdi.
We should have worked on it together.
Üzerinde birlikte çalışmalıydık.
- It should never have worked.
- Böyle bir şey olmaması gerekirdi.
Yeah, well, I'm glad everything worked out like it should have.
Her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna sevindim.
My system should have worked, but it... didn't.
Sistemim işe yaramalıydı, ama... yaramadı.
He should have thought about that years ago and worked for it.
Bunu seneler önce akıl edecektin de ona göre çalışacaktın.
It should've have worked.
- Başarıya ulaşacaktı.
Well, we should have worked it out sooner, really, what with the belly.
Bunu daha önceden anlamalıydık. Aynı büyük göbek falan...
It's like he's gonna be there, but he's not. I never should have worked late that night.
Tatlım... ben alışveriş yapacağım.
It should have only worked with Laurel.
Sadece Laurel kullanabilmeliydi.