Just leave it translate Turkish
3,080 parallel translation
We just leave it that way?
Öylece bırakacak mıyız?
Tim, I don't want to just leave it till the end of dinner.
Tim, yemeğin sonuna kadar beklemek istemiyorum.
Just leave it alone, all right?
Bir rahat bırakır mısın?
Honey, just leave it.
Hayatım, boş ver şimdi.
Let's just leave it.
Peşini bırak.
So why don't we just leave it at that?
O yüzden bu konu burada kapanabilir.
Our need to achieve, to conquer, to break things. Let's just leave it there.
Başarma, fethetme, bir şeyler kırma ihtiyacımızdan.
So let's just leave it at that.
O halde bunu öylece kapatalım.
So... let's just leave it at that.
Bu nedenle bu konuyu kapatalım.
Let's just leave it at that.
Bırakalım böyle kalsın.
- Seriously just leave it.
- Cidden bana bırak.
Can you just leave it?
Konuyu kapatabilir misin?
Can you just leave it till I go?
Ben gidene kadar bekler misin?
Just leave it mom, I'll take care of it.
Bırak anne, ben toparlarım.
You know, just leave it.
Boş ver aslında.
The best thing you can do is just leave it alone.
En iyisi bu işin peşini bırak.
I would rather just leave it here with only a sheep's tail to suckle on
Ben olsam bir kuzu kuyruğunu emmesi için eline verir, onu burada bırakırdım.
Maybe we just leave it at that.
Belki de böyle bırakmalıyız.
Just leave it at that. Best is not to rub it in too much.
- Bu konuda çok değil hiç soru sormayacaksınız.
I'll just leave it there.
Şuraya bırakayım.
Riley, please, just leave it.
- Riley, lütfen, boş ver.
Just leave it.
- Bırak sen.
Just leave it to me.
Bu işi bana bırak.
Just leave it.
Boşver gitsin.
Just leave it.
Bana bırak.
Just leave it alone.
Bırakın peşini gitsin.
But let's just leave it at that, shall we?
Ama artık bırakalım bunu, olur mu?
Just leave her out of it, huh?
Onu bu işe bulaştırma, tamam mı?
Just leave it.
- Bırak işte.
It felt like you were making a difference just you, yourself and you didn't even have to leave your home.
Bir şeyleri değiştirdiğinizi hissediyorsunuz. Sadece sen, kendi başına, ve bunun için evden çıkmak zorunda bile değilsiniz.
Is it all right to just leave like this?
Böyle gidersem her şey hallolacak mı?
- Just leave it.
Bırak kalsın.
If you just want to leave the book and the keys, I'll get to it.
Defterle anahtarı bana verirsen, ben bakarım.
You're just gonna leave it here?
- Arabayı burada mı bırakacağız?
Okay, so, I'm just gonna leave this on your bongo drum, and you can, you know, give them a whirl if you feel like it.
Bunu bongo davulunun üzerine bırakacağım biliyorsun, bunu giyinip fırıl fırıl dönebilirisin.
No, I'm not gonna leave just'cause it's hard to stick it out.
Hayır, sırf sonuna kadar dayanmak zor geldiği için gitmeyeceğim.
it's just that... lately, it seems like she could just take it or leave it.
Sadece son zamanlarda ya sev ya terk et modunda.
Max, I say, just leave it.
- Max, boş ver gitsin.
I... I think it best if I just leave, yeah?
En iyisi ben gideyim, tamam mı?
It's that she's not going to find that one person who accepts her for everything that she is, and that when she finally starts to let him in, he's just going to leave.
Her haliyle, onu olduğu gibi kabul edecek birini bulmak,... ve sonunda bulduğunda o kişinin gitmek zorunda olması.
So you can just take it down when I leave?
Neden? Ben gider gitmez geri indiresin diye mi?
You know, actually, I was just gonna update you on the Boise doctors'bios but since you're both here, I'm just gonna give it to you, and then that way, I can... leave.
Size Boise'deki doktorlar hakkında bilgi verecektim ama ikiniz de burada olduğunuza göre bunu size vereyim, böylece ben de gideyim.
Yeah, or we could just do it and leave it at that, okay?
Ya da bir an önce yapıp arkamızda bırakırız ne dersin?
Leave it... just kidding.
Mesaj bırakın... şakaydı.
Just blow the fucking trumpets and leave it at that.
Öttürün şu trompetleri ve orada bırakın.
Whatever it is they can't just tell us to leave!
Her ne ise bize öylece gitmemizi söyleyemezler.
Can't just leave a baby on a doorstep and then waltz back in when you feel like it.
Bebeği kapının önüne bırakıp, canın istediğinde geri alamazsın.
After that, it's just hanging out with someone who kind of hates you but you can't get it together to leave.
Bundan sonraysa, sadece bir tür nefretle harmanlanmış bakışlarla dışarı çıkabilirsin ama asla terk edemezsin.
It's just that Strausser isn't really known to leave survivors, sir.
Strausser geride canlı bırakmamakla tanınır efendim.
Please, somebody hold it I will. Just leave him
Ben yaparım, ona zahmet vermeyin.
So, I would appreciate it if you just please leave.
O yüzden giderseniz çok memnun olacağım.
just leave it there 25
just leave it to me 37
just leave it alone 77
just leave me alone 345
just leave me here 19
just leave me be 17
just leave 209
just leave me 31
just leave her alone 44
just leave us alone 45
just leave it to me 37
just leave it alone 77
just leave me alone 345
just leave me here 19
just leave me be 17
just leave 209
just leave me 31
just leave her alone 44
just leave us alone 45