Leave it out translate Turkish
1,353 parallel translation
If it's so sacred, you shouldn't leave it out.
Dışarıya bırakmamalıydın.
- Yes, but I told him not to leave it out.
- Evet, dışarıda bırakma demiştim.
- Leave it out.
- Bir yere bırakalım.
Leave it out, Jack.
Kes şunu Jack!
Leave it out.
Bırak artık.
- Leave it out, Bill.
- Bırak artık, Bill.
Leave it out, eh?
Bırak artık tamam mı?
I don't know anything, so leave me out of it, all right?
Baksana! Ben bir şey bilmiyorum. Beni bu işin dışında bırak!
If I'm out, leave it on my desk.
Burada yoksam masama bırakırsın.
I authorize you to leave the chair and check it out for yourself.
Kontrol etmen için sana koltuktan kalkma izni veriyorum.
Leave my mum out of it.
annemi bu işten uzak tut.
But whatever you plan on doing to me, please leave Vaughn out of it.
Ama bana ne yapmayı planlıyorsan lütfen Vaughn'u bu işe karıştırma.
- Deal with me. Leave Fred out of it.
- Hesaplaşmak istiyorsan benimle hesaplaş, Fred'i bunun dışında tut.
- You leave Fred out of it.
- Asıl sen Fred'i bunun dışında tut.
I take full responsibility for what I did, but leave Howard out of it.
Gereken dikkati göstermedim. Bütün sorumluluğu alıyorum, ama Howard`ı bu işe karıştırmayın.
Leave it to you, Calleigh, to find something good to come out of a hurricane.
Kasırgaların bile güzel bir yanını bulmayı başarıyorsun.
Isn't there some boy calculus you can use to figure out who won and just leave me out of it?
Bir hesap yöntemi bulup kimin kazandığını hesapla..... ve beni buna bulaştırma.
That we leave the past in the past, which is where it belongs anyway that we try and mak e the best out of this bad situation and that we get comfortable.
Zaten oraya aitti. Şu durumu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışalım. Rahatımıza bakalım.
Would you have a weapon in your armory and leave it unused... out of squeamish good taste?
Deponuzda olağanüstü gelişmiş bir silah olsa, siz vereceği o derin hazzı tatmadan onu... öylece bir kenara mı atardınız?
You know, I had decided that if I ever went to therapy... I was gonna leave you out of it, but now...
- Terapi görmeye başlarsam seni bu işe karıştırmayacağıma karar vermiştim, ama şimdi...
We'll leave it your way and see how it works out.
- Tamam, senin istediğin gibi kalsın. Bakalım neler olacak.
Leave Jamie out of it. Leave your mother out of it.
Yale'e gitmek istiyorsan, Yale'e git.
It seems that if you leave your laundry in the machine... for even two minutes after it stops, some incredibly impatient person... will take your nice, clean clothes out and dump them. - Where?
- Makine durduktan sonra çamaşırlarını iki dakikacık fazla içeride bırakırsan, sabırsızın teki gelip, temiz çamaşırlarını dışarı atıyor.
- Yes, our floor. The way it works is that anyone who wants to be... a part of the party will just leave their door open... so people can just wander in and out.
Partinin bir parçası olmak isteyen insanlar kapılarını açık bırakacakmış.
Just leave them out of it.
Onları karıştırma.
Take it all the way to the mayor's office, I can't blame you, but leave me out of it.
İstersen git başkanlık makamına şikâyet et, seni suçlayamam, ama bana bulaşma.
Why don't they give you the money and leave me out of it?
Beni bırakıp parayı neden direk almıyorsunuz?
What does it leave us with as persons, if in fact, we turn out to be these products of ratcheting?
Eğer gerçekte, hepimiz belli bir mekanizmanın ürünüysek nasıl birer birey olabiliriz?
Look, Steve, I know we both like her and you're angry and embarrassed, but leave her out of it.
İkimizin de ondan hoşlandığını biliyorum sen de kızgınsın ve kıskandın, ama onu bu olaya karıştırma.
Leave God out of it, we're talking about Dad!
Hayır, hayır, hayır, hayır! Tanrıyı karıştırma buna biz babamdan bahsediyoruz!
We're out of bags, just leave it.
Bizde de kalmamış, önemli değil. Olmaz, temizleyeceğim.
But you must promise me leave Fabrizio out of it.
Fabrizio'yu da bu işin dışında tut tamam mı?
- Get out, This is my house if you don't like it you can leave!
Def ol. Burası benim evim. Beğenmiyorsan basıp gidebilirsin.
What were my words? I said leave me alone, leave me out of it.
Beni yalnız bırak, bu işe karıştırma demiştim.
Leave him out it!
- Yalan söylüyorsunuz! - Beaumagnan, onu bu işe bulaştırma. - Kontes!
They won't leave it to people like me when they figure out... how much money there is to be made :
Bu işten ne kadar kazanabileceklerini anladıklarında benim gibilere bırakmayacaklar.
- Leave Frankie out of it.
- Frankie'yi bu işe karıştırma.
Leave Mama out of it!
Annemi bu işe karıştırma!
But I would leave Tommy out of it.
Tamam, bu çıkma için ne kadar vermiş?
Leave Mom the fuck out of it.
Annemi buna karıştırma Andrew.
- I leave it! - Cut it out!
- Bak bıraktım ellerimi!
That's okay. We'll just leave our emotions out of it.
Sorun değil, hisleri bu işe karıştırmayız.
There are witnesses to swear that you didn't leave the lounge before the quarrel broke out, and then you were wounded in the leg, making it physically impossible.
Yaşanan tartışmadan önce salondan ayrılmadığınıza yemin edecek tanıklar vardı. Sonra da bacağınızdan vurulmuştunuz ve hareket edecek durumda değildiniz.
Leave it there, I'll take it when I go out.
Bırak onu, dışarı çıkarken onu da alacağım.
- Leave him out of it.
- Onu bu işin dışında tut.
And he says his approach is more like, you take this walnut and you put it out in the snow and you leave it there for a few months and then when you come back to it, it just opens.
Ve o kendi yaklaşımının daha çok, bu cevizi karın ortasında bir kaç ay boyunca bıraktığınızda ve daha sonra geri geldiğinizde kendiliğinden açılması gibi olduğunu söylüyordu.
Leave my face out of it.
Yüzümü buna karıştırma.
If your marriage is in trouble, if you and Vaughn are having problems, I suggest you leave me out of it and take it up with your husband.
Evliliğinde sorun varsa, Vaughn'la bazı sorunlar yaşıyorsanız,... beni bu işe karıştırmayıp bunu kocanla konuşmanı öneririm.
" Take a photo of me if you must, but leave her out of it!
" Çekiyorsanız benim fotoğrafımı çekin, onu bu işe karıştırmayın!
So nobody is gonna leave here until we figure out who it is.
Bu yüzden kimse bunu kim olduğunu anlamaya kadar burada terk olacak.
Leave it there, you bought-out son of a bitch.
Bırak onu orada, seni satılmış herif.
leave it here 29
leave it with me 73
leave it to me 292
leave it 1083
leave it there 89
leave it at that 22
leave it be 22
leave it alone 263
leave it on 47
leave it open 25
leave it with me 73
leave it to me 292
leave it 1083
leave it there 89
leave it at that 22
leave it be 22
leave it alone 263
leave it on 47
leave it open 25
leave it to us 28
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
outside of work 17
out of 299
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out of 299
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of the way 896