English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Leave it here

Leave it here translate Turkish

1,192 parallel translation
Just leave it here please.
Buraya bırakın lütfen.
Do I leave it here?
Ayağımı şuraya koyayım mı? Yavaş! Yavaş.
Can i leave it here and come back when he returns?
Burada bıraksam da döndüğünde gelsem?
Well, just leave it here, Henry.
Buraya bırak.
What are you gonna do, you're gonna leave it here like this?
Ne yapacaksın peki? Burada böyle mi bırakacaksın arabayı?
Try it on. No, I'll just kind of leave it here for a second.
Hayır, bir süreliğine buraya bırakacağım.
Right, I'll just leave it here, and you can pick it up at your convenience.
Doğru, ben çantayı buraya bırakıyorum. Müsait olduğunda alabilirsin.
I'm not supposed to, so I'll just leave it here for you.
Okumamam gerekiyor, bu yüzden senin için burada bırakıyorum.
Leave it here!
Onları burada bırakın!
I'll leave it here, maybe you'll eat it later.
Buraya bırakıyorum, belki sonra yersin.
This place is unknown, so I'll leave it here.
Bu yeri kimse bilmiyor, kimse yaşamıyor burada.
We can't just leave it here.
Onu burada bırakamayız.
- No. Did you leave it here?
Hayır, burada mı bıraktın?
- Can I leave it here till Saturday.
- Cumartesiye kadar kalsa olur mu?
We ought to leave it here.
Burada bıraksak iyi olur.
We're not going to leave it here to rust.
O burada paslanacaksa, gitmiyoruz.
What, and leave it all here?
Ve her şeyi burada mı bırakalım yani?
I have your pizza. Leave it on the doorstep and get out of here.
Kapının eşiğine bırak ve buradan defol.
Your not seriously suggesting we... walk out of here and leave it lying there?
Gerçekten, gidip onu burada bırakmamızı önermiyorsun değil mi?
I'm bored because of the unpredictable world. Since it's unpredictable, let's stop. Will leave here tomorrow.
sıkıldım, çünkü dünyayı anlamıyorum anlamadığım için durmasına izin verdim yarın burdan ayrılın.
You leave here and it is trouble for you two.
Buradan gitmeye kalkarsanız, ikinizin de başı belada demetir.
It's not wise of the living people to visit here. You'd better leave.
Size göre bir yer değil burası, gidin hemen!
So enjoy your moment of prehistoric bravado because after you leave here it will be over.
Yani tarihöncesi kabadayılığının tadını çıkar çünkü burayı terk ettiğinde her şey bitecek.
It is not safe here, we'd better leave
Burası pek güvenli değil, gitsek iyi olacak.
It's very important that I leave here very soon.
Buradan hemen gitmem çok önemli.
Leave it down here.
Oraya bırak.
Is it safe to leave them here? Clear.
Kolyeyi burada bırakmak güvenli olur mu?
These ships are for our guests, who must leave because it is no longer safe for them here.
Bu gemiler burada güven içinde olmadıkları için ayrılmak zorunda olan misafirlerimiz için.
The idea of Kahless's return must be stopped here or it will travel through the Empire like a wave, and leave nothing but destruction behind.
Kahless'in döndüğü fikri şimdi, burada durdurulmalı. Yoksa bir dalga gibi tüm İmparatorluğa yayılır ve ardında yıkımdan başka bir şey bırakmaz.
Can you leave your purse here, or is it- -
Cüzdanını buraya bırakabilir misin yoksa- -
God, I said leave me here, God damn it!
Beni burada bırak dedim, kahrolası!
Guillaume, it is nice to have you here, thank you for coming I know you are not used to it, but... can I ask you to please leave so we can have some space?
Guillaume, seni görmek güzel, geldiğin için teşekkür ederim. Biliyorum buna alışık değilsiniz, ama sizden gitmenizi isteyebilir miyim? Böylece yer kazanabiliriz.
I'll leave some things here anyway... if you could keep an eye on it for me.
Bazı eşyalarımı burada bırakacağım. Onlara benim için göz kulak olursan.
You don't like it here, leave!
Burayı sevmiyor musun? Ayrıl!
It's time for those of us who don't belong here to leave, Ben.
Buraya ait olmayanların gitme vakti geldi, Ben.
If I can't find it and neutralize it I'm going to have to leave here and try to find Sisko and the others.
Paraziti bulup yok edemezsem buradan ayrılmak zorunda kalacak ve Sisko'yla diğerlerini bulmaya çalışacağım.
But, Dana, you must leave here only when it's time.
Ama, Dana, buradan ancak zamanı geldiğinde gitmelisin.
- The White House chief of staff... will not let us leave here until he`s broken the bad news. - It`s time for us- -
Komisyonun bu yan etkilerden haberi bile yok.
By the time you are talking to that lady, I leave it at here.
Siz o hanımla konuşurken ben onu burada bırakmıştım.
What if I give it to you and you leave me here?
Ama ya ben size bunu verdikten sonra siz beni terkederseniz?
I came here willingly and I'll leave when I feel like it, okay?
Buraya kendi irademle geldim ve ne zaman gitmek istersem o zaman giderim, tamam mı?
I'll leave it to our young medical expert here to make sure she does what she's told.
Ve şikayetlerinin doğruluğundan emin olmak için onu bizim genç ilaç uzmanına teslim ediyorum.
Leave it to us from here on, okay?
Bunu biz hallederiz. Sen burada kal ve dinlen.
Without a trial, without some definitive answers... it'll leave doubt in the mind of everyone here about what really happened.
Mahkeme olmadan, bazı cevaplar verilmeden buradaki herkesin kafasında olanlarla ilgili şüpheler kalacak.
Leave it here.
Buraya bırak.
You just happen to leave it in here?
O zaman bunu niye burda bıraktın?
The problem is, Captain, if we leave our little hatchling here and the mother rejects it, it might die of exposure before we get back.
Sorunumuz, eğer biz bu yavruyu, burada bu şekilde bırakacak olursak, ve annesi de onu ret edecek olursa, burada ölme ihtimali çok yüksek.
Look, I'm gonna leave the list here, and I'll come back and check on it later, okay?
Ben listeyi size bırakayım. Sonra gelir kontrol ederim.
Here, we'll leave it there for you.
Burada, alın.
He's got coke, and he's got cash in that safe in that bedroom and if we leave here without it, we're fucking idiots, man.
Yatak odasındaki o kasada, kokain ve para var! Onları almadan gidemeyiz, dostum.
But it doesn't matter, I came here to leave you.
Ama önemli değil, seni terk etmek için gelmiştim. Benim için daha kolay oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]