English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just leave me here

Just leave me here translate Turkish

360 parallel translation
And if I weren't, wouldn't the Lord just leave me here to walk around?
Peki gitmezsem, tanrı buralarda dolaşmama izin verir mi?
You can't just leave me here.
Beni burada yalnız bırakma.
Why don't you just leave me here and go after her?
Beni bırakıp onun peşinden gitseydiniz bari.
You can't just leave me here alone.
Beni burada bir başıma bırakamazsın.
Just leave me here, you must go first.
Ben burda kalacağım, sen kendini kurtar
You can't just leave me here.
Beni böyle bırakıp gidemezsin.
'Cause most of the time they just leave me here.
Çoğu zaman beni burada bırakırlar çünkü.
You should just leave me here.
O zaman beni burada bırak.
Eddie, you can't just leave me here.
Eddie, beni burada yalnız bırakma.
You can't just leave me here!
Beni burada bırakamazsın.
- You can't just leave me here.
- Beni böyle bırakamazsın.
Oh, what are you gonna do, just leave me here alone?
- Beni yalnız mı bırakacaksınız?
Just leave me here!
Beni burada bırak!
But, Daddy, you can't just leave me here with Mother.
Ama, babacığım, burada beni annemle bir başıma bırakamazsın.
You can't just leave me here.
Beni burada bırakamazsın.
Why'd she just leave me here when I clearly need medical attention?
Neden açıkça tıbbi yardıma ihtiyacım olduğunu bile bile beni burada bıraktı?
Wait, you're not gonna just leave me here, are you?
Bekle, beni burda bırakıp gitmeyi düşünmüyorsun değil mi?
You can't just leave me here.
Beni burada öylece bırakamazsın.
You can't just leave me here!
Burada beni yalnız bırkamazsınız.
- Wait, you can't just leave me here.
- Bekle, beni burada bırakamazsın.
Just leave me here, please.
Beni rahat bırakın, lütfen.
You can't just leave me here like this!
Beni bu şekilde burada bırakamazsınız!
You might as well just leave me here.
Beni burada bıraksan daha iyi.
Just leave me here.
Beni burada bırak.
I came up here with such doubts in my mind... and now you're going to leave me here just as the cause is getting me.
Buraya aklımda bir dolu şüpheyle geldim ve tam davaya ısınırken beni burada bırakacaksınız.
Just go... and leave me here all alone.
Git... ve beni burada bir başıma bırak.
Mr. Sproule wants me to come into town to sign some papers, but I can't possibly leave here now just when...
Bay Sproule şehre gidip bazı evrakları imzalamamı istiyor ama burdan ayrılamam... -... tam da...
You gonna leave me here? I can't just leave him.
- Beni burada mı bırakıyorsun?
I just want you to leave me here.
Beni burada bırak, yeter.
No, if it was just me, okay... but, uh, I couldn't ask you to go... and I wouldn't leave you here, so, uh, let's forget all about it.
Hayır, sadece ben olsam tamam.. .. ama sizden gitmenizi isteyemezdim.. .. sizi burada da bırakamazdım, en iyisi unutalım gitsin.
Just let her go back to her own life, and... leave me here to live mine in peace.
Bırak kendi hayatına dönsün ve ben de burada kendi hayatımı huzur içinde yaşayayım.
I just got here and you want me to leave?
Buraya daha yeni geldim ve sen benden gitmemi mi istiyorsun?
For a moment I worried, That would leave me here, just me.
Biran için bizi burada yalnız bırakacağını sandım.
You're just gonna leave me here?
Beni burada öylece bırakacak mısın?
Le-Let me just leave here now as a friend, please?
İzin ver şu anda bir arkadaş olarak gideyim, lütfen.
Maybe you should just leave me off here, cos he's probably asleep.
Beni burada bıraksan iyi olur, uyuyor olabilir.
You can rip me off, just don't leave me here!
İstediğini alabilirsin, beni burada bırakma yeter.
Leave me alone. You just want to get in here.
Amacın içeri girmek!
Just leave me sleep here.
Bırak da uyuyayım.
Just go. Leave me here.
Siz gidin!
You're not just going to leave me here, is ya?
Ne yani, beni böyle bırakacak mısınız?
You just gonna leave me here with the truck?
Burada beni kamyonla yalnız mı bırakacaksın?
You can't just leave me out here.
- Beni burada bırakamazsın.
- Leave me alone. - I'm just here.
- Beni yalnız bırak.
Look, John... if you want to leave here... if you want me to help you get as far away from here as possible... then you just get in your car and go.
Bak, John gitmek istiyorsan yardım etmemi istiyorsan, buradan olabildiğince uzaklaş. Arabana bin ve git.
You can't just leave me out here.
Beni burda böylece bırakamazsın.
The doctor here was just clearing me to leave.
Doktor da beni taburcu etmeye hazırlanıyordu.
You don't want to talk to me, that's your choice, but just so you know... there's a debate right now as to whether we should leave you here to die.
Şu an bir oylama yapılıyor seni burada ölüme terk edip etmemek hakkında.
There's something very important to me here, and I'm not so sure I can just leave it behind.
Burada benim için çok önemli olan bir şey var... ve onu bırakıp gidebileceğimden emin değilim.
You're just gonna leave me here?
Beni burada bırakıp gidecek misiniz?
You want me to just leave him out here?
Onu orada öylece bırakmamı mı istiyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]