English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Land ho

Land ho translate Turkish

91 parallel translation
- Land ho, sir!
- Kara göründü!
- Land ho!
Kara göründü!
Land ho!
Kara!
Land ho, by jove.
Tanrı hakkı için, kara göründü!
Land ho!
kara göründü!
Yes, sir. Excuse me, sir, that was "land ho."
evet, efendim. özür dilerim bu arada kara göründü. "
Land ho!
Kara göründü!
- Land ho!
- Kara göründü!
Land ho?
Kara göründü mü?
Land Ho!
Kara göründü!
On the ship of madness, I yearned for a voice of reason. Land ho!
Bu kaçıklar gemisinde, anlayışlı bir sese hasrettim.
Yea! Land ho!
Gidelim!
Land ho!
Gezegen göründü!
LAND HO!
Kara göründü!
Land ho! Ho!
Kara göründü!
Land ho!
İnişe geçtik!
Land ho, maties!
Durun arkadaşlar!
Land ho!
Herkes insin!
Land ho! I see land.
Kara göründü.
"Land ho, savvy plus perseverance makes vision a reality."
Ah, azim ve metanet vizyonunu gerçekliğe dönüştürür.
Land ho.
Kara göründü.
As in, uh, "Land ho!" or, uh, "Westward ho!"
Bir'nesne'için değil. Mesela, "Kara-ya!" Veya "Batı-ya!"
I mean, Magellan forgave the "Land Ho" prankster.
Yani, Macellan "kara göründü" esprisini yapan adamı affetmişti.
Land ho, elf eyes.
Kara göründü, kör gözlü!
Land ho! Land ho!
Kara göründü!
Land ho!
İnişe geçildi!
How are we gonna convince this guy to reunite Land Ho?
Land Ho'yu yeniden bir araya gelmeye nasıl ikna edeceğiz?
To convince you to reunite Land Ho.
Land Ho'yu yeniden bir araya getirmeye ikna etmek için.
We got Land Ho to play the unity concert.
Land Ho'yu konser için ikna ettik.
Land Ho!
Land Ho!
"Land ho," indeed, Carl.
Kara gerçekten göründü Carl.
Land ho!
Kara göründü.
If you could see. you'd kno ho beautiful this land - our home - is.
Görebilsen, bu toprakların ne kadar güzel bir yer olduğunu bilirdin.
Chang-ho, you really gonna buy that land?
Chang-ho, gerçekten o arsayı alacak mısın?
Land, ho!
Kara göründü!
That man, Yon Ho Gae, who turned the land of Khitan into hell...
Bu adam, Yon Ho Gae, Khitan topraklarını cehenneme çeviren kişi...
'Jun-ho's voice echoed inside the cave.
Jun-ho'nun sesi mağaranın içinde yankılandı.
Land, ho.
Ada göründü.
Roger is coming as my Uncle Cosworth. - Land the ho, matey. - No, Roger.
Emin olamadım, ben de pudingli şekerleme, şekerli şekerleme ve lokumlu şekerleme aldım.
Nam-Song Hai-Song District Candidate Kim Hyun-Gab said... Miyoshi group's LCD factory land. Will unconditionally maintain the development as his proposed Convention.
Nam Seong / Hae Seong Adayı Kim Hyun Gab San Ho Grubun LCD fabrikasının önerdiği karar yönünde çevreye dost şekilde kurulacağını söyledi.
 ♪ IN THE HAPPY, LITTLE LAND OF HO- -  ♪
Hoboken'ın iyi dünyası
Min Ho is overseeing all of Fog Land Resort's development.
Min Ho, Fogland Projesini komple halletti.
- Land-ho!
İleri!
The King is giving us Yu Jeong-ho to diverting our attention from issues such as troop dispatch or the uniform land tax law.
Önümüze Yoo Jong Ho adında bir kemik attı. Biz Yoo Jong Ho ile meşgulken Kral ne asker gönderme meselesine ne de De Dong Kanununa değinmedi.
Tax Minister. Draw up a bill to restore the uniform land tax law.
Ho Pan, De Dong Kanununu tekrar yürürlüğe sokmak için yasa teklifi hazırla.
I was prepared to sacrifice the land tax bill in exchange of Yu's life.
De Dong Kanununu geciktirmek durumunda kalsam bile Yoo Jong Ho'yu kurtarmak istememin sebebi bu.
Land Ho.
Land Ho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]