English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let's do it

Let's do it translate Turkish

8,431 parallel translation
- Yeah, let's do it.
- Tamam, hadi yapalım.
- Let's do it.
- Yapalım.
Let me put my number in first, it's the least I can do.
Önce numaramı yazayım hiç olmazsa.
Let's do it.
Yapalım.
Missionary? Let's do it right here.
Hangi pozisyonda yapmak istiyorsun?
Let's do it in our Japanese language class.
Japon Edebiyatı dersinde yapalım.
Let's do it!
Hadi yapalım!
Let's do it!
Yapalım.
So let's get back to the shopping and the grooming and whatever other nonsense it is that we have to do here.
Alışveriş yapmaya geri dönelim. Ve ne kadar saçma olsada bunu yapmak zorundayız.
Okay, partner, let's do it.
Peki ortak, hadi yapalım.
She said, "Let's go to a cemetery and do it on somebody's grave."
O da "Mezarlığa gidip birinin mezarı üstünde sevişelim." dedi.
Let's do it.
Hadi evlenelim.
Okay, let's do it.
Hazır mısınız?
Let's do it.
Hadi!
Let's do it the old fashioned way.
O hâlde eski usülle yapalım.
- Let's do it, come on. - There she goes. - Let's go.
- Hemen de geliyor.
- Cool, cool. All right. - Let's do it.
- Yapalım bunu.
I really do, because, let's face it, my sudden return here is... a little freaky.
Keşke olsaydı, çünkü kabul edelim, bu ani dönüşüm biraz tüyler ürpertici.
Let's do it, guys.
Hadi çocuklar. Waffle zamanı.
Let's do it.
- Hadi o zaman.
Let's do it.
Hadi yapalım şunu.
Let's do it.
Hadi gidelim.
- Let's do it! Whoo! - Whoo!
Hadi yapalım şunu!
- Let's do it.
- Hadi yapalım şunu.
Let's do it.
Hadi yapalım.
Let's do it.
Yapalım şunu.
Let'S Do It.
Alalım o zaman.
- Yeah, man. Let's do it.
- Evet, dostum.
Let's do it.
İçelim.
"Good morning" or "I had a lovely time with you. Let's do it again" before sneaking out the door.
Kapıdan gizlice kaçmadan önce "Günaydın" ya da "Çok hoş bir akşamdı, tekrar yapalım" demek.
Let's do it again.
Tekrar yapalım.
Uh, let's do it.
Hadi öğrenelim.
No, if you're ready, then let's do it. ♪ This is game day right here Get your game face on It's time ♪ ♪ To shine
Hayır, hazırsan, o zaman göster bakalım.
- ( laughs ) Let's do it!
Hadi yapalım.
let's do it.
Yani, kabul ediyorum.
Let's do it.
- Hadi.
♪ Let's do it ♪
# Haydi yap #
So let's do it then.
- Yapalım o zaman.
Let's do it.
- Hadi yapalım.
If you had anything to charge him with, you'd do it. Let's go, Don.
Onu tutuklamak istiyorsanız yapın hemen.
Let's do it this way...
Şöyle yapalım o zaman...
Let's do it.
Anlaştık.
First, let's do it in the gazebo! - Oh...
İlk önce çardakta sevişelim.
If they let us do that peacefully, then it's all good.
Onlar bunu bize barışçıl olarak yapmamıza imkan tanırlarsa o zaman herşey iyi.
If they let us do that peacefully, then it's all good.
Bunu barışçıl olarak yapmamıza imkan tanırlarsa, o zaman iyi.
It's not really your fault you let Brian do that to me.
Brian'ın bunu bana yapmasına izin vermeniz hatanız değil.
Let's do it with a lot of texture.
Birçok dokuma ekleyelim.
All right, let's do it.
Pekâlâ, gidelim hadi.
Let's do it.
Başlayalım.
So whatever we need to figure out, let's do it.
Bu yüzden neyi anlamamız gerekiyorsa onu yapalım.
No, I-I don't want it if you... let's do this... um, count of three, we both say what we want, okay?
Hayır, eğer sen... Şöyle yapalım. Üçe kadar sayıp ne istediğimizi söyleyelim tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]