English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lighter

Lighter translate Turkish

2,699 parallel translation
And the more I learned, the more I saw that I was healthier if I didn't eat animals and that I had a much lighter footprint on our planet.
Daha çok öğrenince daha net gördüm ki hayvan yemediğimde daha sağlıklıyım ve dünya üzerinde daha hafif ayak izleri bırakıyorum.
And a lighter.
Bir de çakmak.
- Got a lighter?
- Çakmağın var mı?
- Make yourself lighter!
- Sen kendini daha da hafifleştir!
Perhaps you would be more suited to something lighter.
Sen galiba daha sakin rollere uygunsun.
Rikishi is featherweight, but Joe is much lighter than that.
Rikishi tüy siklet, ama Joe ondan çok daha zayıf.
Don't make me regret buying you that lighter, dude.
O çakmağı aldığıma pişman etme beni, ufaklık.
The steaks are gonna taste like lighter fluid.
Etler çakmak gazı gibi kokacak.
You got a lighter?
Çakmağın var mı?
How did you take that lighter from that drawer?
Çekmeceden çakmağı nasıl aldın?
But you can not take that lighter unless you pay for it.
Ama eğer ödeme yapmadıysan o çakmağı alamazsın.
This is Winston Churchill's lighter.
Bu Winston Churchill'in çakmağı.
He used to hit the target of his cigar with amazing precision with the help of this lighter.
O, bu çakmağın yardımıyla purosunu hedefi şaşırmadan vururdu.
Give 500 pounds. And take the lighter.
500 lira ver çakmağı götür.
Aayat, this customer was stealing the lighter and fleeing.
Aayat, bu müşteri çakmağı alıp kaçıyordu.
I like your lighter.
Çakmağın güzelmiş.
But you're gonna have to start pitching in... starting with that lighter.
Ama bize yardım etmen gerek... Şu çakmaktan başlayalım.
My first order of business, lighter doors.
İlk talimatım : Daha hafif kapılar.
Whoever enabled these people to float is altering the basic properties of osmium, making the heaviest element lighter than air.
O insanları uçuran her kimse Osmiyum'un temel özelliklerini değiştirmiş. En ağır elementi havadan hafif hale getirmiş.
A molecule lighter than air.
Havadan da hafif bir molekül.
It's lighter, more simple.
Daha sade, daha basit.
So I just got a big thing of lighter fluid.
Onun yerine aynı işi görecek başka bir şey aldım.
♪ Your pocket's a little lighter ♪
Tv-Rip : awalanche
Lieutenant, you got a lighter?
- Teğmen, çakmağın var mı?
She's like a couple shades lighter than you.
Birkaç ton daha açık gibi.
I was looking for a lighter.
Çakmak arıyordum.
Reach me my lighter.
Çakmağı uzatıver.
Where's my lighter?
Çakmağım nerede?
The lighter!
Çakmak!
Never lighter than me.
Benden daha açık olmaz.
I'll take that lighter, though.
Çakmağı istiyorum zaten.
- It'll make your hair lighter.
- Saçlarını daha açık yapacak.
With a lighter?
Çakmakla mı?
A lighter as a tripod.
Tripod olarak bir çakmak.
I have a lighter in my right pocket.
Sağ cebimde bir çakmak var.
Hey, Sookie. Can I borrow that lighter?
Sookie, çakmağı alabilir miyim?
Take a really good, good lighter, and you shave one testicle, and you light the other testicle on fire.
İyi, çok iyi bir çakmak alıyorsun. Sonra testislerinden birini tıraş edip diğerini onunla yakıyorsun.
Do you have a lighter?
Çakmağınız var mı?
Yes, I have a lighter.
Evet, bir çakmağım var.
Can you give me a pack of fortuna and a lighter please?
Bana bir paket Fortuna ve bir çakmak verebilir misiniz lütfen?
Hear you're about a half-pound lighter.
Duyduğuma göre yarım kalmışsın.
Maybe a little lighter on the pressure.
Biraz daha az bastırırsan daha iyi.
Lighter.
Daha az bastır.
Hang out with me on the lighter side of the Force.
Benimle Güç'ün aydınlık tarafında takıIsana.
Hey, look. I got a lighter if you wanna burn that shit.
Eğer o paçavrayı yakmak istersen sana bir çakmak vereyim.
This lighter..
- Sen sigaraya mı başladın?
Lighter.
Çakmak.
- I don't know shit about cars. - ( Lighter flicks )
Bu araba hakkında hiçbir bok bilmiyorum.
- ( Lighter flicks ) - Corey : It's me.
Benim.
Does anyone have a lighter?
Çakmağı olan var mı?
( lighter clicks ) Ben :
Sence annem çekici mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]