Look for it translate Turkish
5,423 parallel translation
I need to get in there before everyone else and let Harvey and Jessica know that I had the foresight to look for it, the cunning to find it, and the balls to stop it.
Kimsenin haberi olmadan oraya gidip ne kadar kurnaz, ne kadar öngörülü olduğumu ve onu durduracak cesarete sahip olduğumu Harvey ve Jessica'ya göstermeliyim. Sonra Malone'a haddini bildirirsin.
Had to pull my spotters back before we could go look for it.
Gidip bakamadan gözcülerimi geri çekmek zorunda kaldım.
Well, did you look for it?
Aradın mı?
So look for it but do not... I repeat... do not engage the suspect without proper support.
Aracı arayın fakat asla, tekrar ediyorum, asla destek olmadan şüpheliye yaklaşmayın.
- We'll look for it in the morning.
- Sabah ararız.
- We'll look for it...
- Sabah baka...
Don't look for it.
Sakın bakma.
I mean, does it look like I've been living in distress for 22 years?
Sence burada 22 yıldır baskı altında yaşıyormuşum gibi mi görünüyor?
- You certainly look dressed for it.
Kesinlikle bunun için giyinmiş görünüyorsun. Hayır, randevum var.
Well I'm not gonna sit here and wait for it to get dark, we need to look for him or at least try and do something.
Tamam, ben burada oturup havanın kararmasını beklemeyeceğim. Onu aramalıyız en azından denemeliyiz, bir şeyler yapmalıyız.
Look, it's too much for her.
Kıza ağır geliyor!
Look for a turn and it says there's a sign.
Döneceğimiz yere bakarak ol. Tabela olması lazım.
- Look. You're not in it for the action.
İyi bir şeye benziyor.
It didn't look good for him, but he stuck with the chemo and now he's back fixing roofs in Oneonta.
Kurtulamaz diyorlardı kemoterapisine devam etti ve şu anda Oneonta'da çatı tamirine döndü yeniden.
He can't ask for any more special favors because it would look inappropriate.
Daha fazla özel istekte bulunamayacağını bunun uygunsuz olacağını söyledi.
One look at a uniform alongside the threat of incarceration is all it requires for the tender young things to agree enthusiastically to any alternative I should happen to propose.
Üniformayı görüp hapse tıkılma tehdidiyle karşı karşıya kalınca bu çıtır genç yavrular teklif edeceğim her türlü alternatifi hevesle kabul ediyorlar.
Set it down easy. But the look in that girl's eyes, the terror, that was too much even for me.
Ama o kızın gözlerindeki bakışlar o dehşet benim için bile fazla geldi.
There were only a handful of us who said, " Look, we're not for piracy either, but it makes no sense to destroy the architecture of the internet, the domain name system and so much that makes it free and open in the name of fighting piracy, and Aaron got that right away.
[Oregon Senatörü] "Bakın, biz de korsan yanlısı değiliz.Fakat korsanla mücadele uğruna interneti açık ve özgür kılan mimarisini yoketmenin bir manası yok" diyebilen çok az kişiydik.
It's considered improper for someone to look at their own reflection at a time when the image of the creator himself is diminished.
Yaratıcının görüntüsü küçüldüğü zaman birisinin kendi yansımasını görmesi uygunsuz olarak kabul edilir.
How would it look if I made an exception for you?
Size istisna tutarsam etrafa nasıl görünür?
If you could make it look like an accident, for her.
Bunu bir kaza gibi gösterebilirsen sevinirim, onun için.
Look, for what it's worth, I voted to step in, but others were... not as forward-thinking.
Bak ne olursa olsun, ben senin için oy kullandım ancak diğerleri pek ileri görüşlü değildi.
No, it's not for me. Look.
- Hayır, benlik bir şey değil.
Look, right here in the classifieds, there's a fully equipped and liquor-licensed restaurant in Corbin going for a buck 25, and it has kerb appeal!
Bak, burada ilanlarda yazıyor. Tam teçhizatlı içki ruhsatı olan bir restoran Corbin'da 125'e satılıyor ve kaldırım cazibesi var.
They're going to look for something that's more confined, where a lot of people are, so it'll be effective and lethal, and they'll get a higher body count.
Onlar daha kapalı bir yer gidiyorlardır, ki oralarda daha çok insan olur, bu yüzden daha etkili ve ölümcül olacak ve onlar için daha çok ölü sayılacak.
Look, for whatever it's worth, Lynly, you really did bring me back to life, and... for that, I will be forever grateful to you. See?
Ne olursa olsun, Lynly, beni hayata döndürdün ve bunun için sonsuza kadar sana minnettar kalacağım.
I don't mean to pry, it's just that if we don't look out for each other, then... it's affected all of us.
Burnumu sokmak istemiyorum. Sadece birbirimizi kollamazsak... Hepimizi etkiledi.
And take a good look at these bars,'cause that's where you'd be if it wasn't for me cleaning up your messes.
Bu parmaklıklara da iyi bak. Yediğin bokları temizlemesem işte burada olurdun.
Look, for you, it might have been fun and freeing. But for me... It... it wasn't.
Bak, senin için eğlenceli ve seni özgür bırakmış olabilir ama benim için öyle değildi.
Look, I know this restraining order seems drastic, but it's for the best.
Yasaklama emrinin zorlayıcı göründüğünü biliyorum ama böylesi en iyisi.
This whole Rainer thing I know it makes me look kind of insane, but I have questions for him.
Tüm bu Rainer meselesi beni biraz kaçık gibi gösteriyor farkındayım, fakat ona sorularım var.
Look, I've missed Hale's Day of Silence for this so let's make it worth my while.
Bak, bunun için Hale'in Sessizlik Günü'nü kaçırdım o yüzden zamanıma değsin lütfen.
If it falls apart, each faction's gonna look for leverage against the other ones.
Eğer her şey ters giderse, her grup bir diğerinin kuyusunu kazacaktır.
It's bad enough my mother's power was consecrated with your ancestors. The last thing I need is for you to get a look at an entire book of her dirty, little tricks.
Zaten annemin gücünün atalarınıza kutsanmış olması yeterinde kötüyken bir de onun kitabına bakıp bütün kirli büyülerini öğrenmeniz pek de hayırlı olmaz.
Like if I told you that you're using a wrong color foundation for your skin, and it ends at your neck making you look like a party clown.
Tenine uymayan bir fondöten kullanmanın ve boynunda bitmesinin seni soytarı gibi göstermesi gerçeği gibi mesela.
Look, it's the line for the bow!
- Bak, geminin başı için sıra.
Look, I got you reinstated, but you have been moving like a glacier since we set up this deal with you, and it's time for results, Hank.
- Sormuyorum. Sana eski işini verdim. Fakat seninle anlaştığımızdan beri kağnı gibi hareket ediyorsun.
Look, you name your next song after me, I'll give it to you for free.
Bakın, sıradaki şarkınıza benim adımı verin, ben de size bedava vereyim.
Look, this is for employees only. It's okay.
Bu sadece çalışanlar için.
Want to take a look at it for me?
Büyülü turta?
- And look, for what it's worth... those things I said about your job and your family... - Good. I didn't mean it.
- Dinle, ne pahasına olursa olsun işinle ve ailenle ilgili söylediğim bütün o şeyleri... onları kastetmemiştim.
I didn't see the sun for 100 years, he reveled in my pain, and every time I look in the mirror I have to see his symbol, and it kills me.
100 yıl boyunca güneş yüzü görmedim, acımdan zevk aldı, ne zaman aynaya baksam onun sembolünü görmek zorunda kalıyorum ve bu beni kahrediyor.
If it's any consolation, doing so has just made me look like a massive sleaze in front of the first girl I've liked for some time.
Eğer teselli olacaksa şimdi yaptığın şey beni, uzun zamandan beri hoşlandığım ilk kızın önünde çok adi bir adam gibi gösterdi.
Yeah, it's funny how they look for convicts, isn't it?
Hükümülüler için ne kadar zevkliydi bilemezsin.
Look, I need you to understand that I did what I did because it was right, not just for me, for you, for everybody.
Yaptığım şeyi, doğru olduğu için yaptığımı anlamalısın. Sadece benim için değil, senin ve herkes için.
I'll look through it. For now, let's celebrate.
Şimdilik kutlayalım hadi.
It's for the tooth fairy princess. Look.
Diş perisi prensesi için.
So the sooner he looks like it's supposed to look like down there, the better it is for everyone.
Herkes için en iyisi en kısa zamanda olması gereken görünüme ulaşması olur.
Some women trying for a second child actually look forward to it.
Aslında ikinci çocuğu isteyen kadınlar bunun için can atıyor.
Well, it certainly is a different look for you.
Bu seni bambaşka bir görünüşe bürümüş.
One day she's gonna wake up, look at her ruined fucking face and her ruined fucking life, and she's gonna blame us for it.
Bir sabah yatağından kalkacak ve dağılmış yüzüne ve mahvolmuş hayatına baktığında bizi suçlayacak.
look forward to it 29
look forward 22
look for yourself 48
look for him 21
for it 119
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
look forward 22
look for yourself 48
look for him 21
for it 119
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24