Lots of stuff translate Turkish
328 parallel translation
No joking, lots of stuff on your face.
- Evet, var.
There's lots of stuff here to eat and drink. Lots of pretty girls around.
Bir sürü güzel kız...
Oh, I find lots of stuff to do.
- Yapacak çok şey buluyorum.
- Lots of stuff.
- Bir sürü şey.
I've got lots of stuff.
Bir sürü şeyim var.
We didn't get to the Lee Mansion, lots of stuff.
Lee Mansion'a, daha bir sürü yere gitmedik.
Lots of stuff.
Birkaç şey.
I'm finding lots of stuff down here.
Aşağıda tonla şey var.
I can help you with lots of stuff.
Size bir çok konuda yardım edebilirim.
It's got lots of stuff in it that's bad for you.
İçinde senin için zararlı bir sürü şey var.
- Women... well, they have Lots of stuff.
- Kadınlar bir sürü şeyleri olur işte.
There's lots and lots of stuff you can do.
Daha bir sürü şey yapabilirsin.
Lots and lots of stuff.
Bir sürü, bir sürü şey.
It's a salad, only bigger, with lots of stuff in it.
Bir salata, sadece daha büyük, ve içinde bir sürü şey var.
Lots of stuff to work on.
Çalışmamız gereken bir sürü şey var.
There's lots of stuff she doesn't know about.
- Çünkü bilmediği bir sürü şey var.
Lots of stuff.
Pek çok şey.
Lots of stuff.
Bir sürü iş.
No, I got her lots of stuff she never took back.
Doğru değil, ona geri vermediği bir sürü şey aldım.
I see lots of stuff.
Çok şey görürüm.
Lots of good stuff.
Bir sürü iyi mal.
Lots of outdoor stuff.
Bir çok dış çekim.
There's lots of iron and stuff that you could use.
Burada kullanabileceğin bir sürü demir var.
I know school teaches lots of useless stuff
Biliyorum okulda bir sürü gereksiz şey öğretiyorlar.
Lots of people wear the same stuff.
Sürüyle insan aynı şeyi giyiyorlar.
A girl should be dressed like a fairy-tale princess, with lots of floaty stuff and a tall hat with a veil.
Bir kız masallardaki bir prenses gibi giyinmeli, Şöyle güzel büyük ve dantelli bir şapkası olmalı.
Good stuff and lots of it, man.
İyi mal ve daha çok var, adamım.
Yeah, I'd have lots of breaking stuff around.
Evet, bundan bende bir sürü var.
One day, green stuff with lots of vitamins.
Bür gün, vitaminli yeşil şeyler.
Oh well, lots of exciting stuff to put in my next letter to my Uncle Herman in Munich. Sorry?
# Kara Yılan, Kara Yılan
Those are just men's fantasies : fucking lots of women and stuff like that.
Çok sayıda kadınla sikişmek, erkeklerin çoğunun en büyük hayalidir.
You can find lots of handy stuff in a kitchen.
Mutfakta işe yarar pek çok şey bulabilirsin.
Oh well, lots of exciting stuff to put in my next letter to my Uncle Herman in Munich.
Münih'teki Herman amcama yazacağım mektupta, bir sürü heyecan verici şey olacak.
Tonight, I'll have a fight, a big fight, lots of money, and if I win, I would like to take you and Nicole away from this place, away from this city, and leave all the bad stuff behind us.
Bu gece dövüşeceğim. Büyük bir dövüş, çok para var. ... seni ve Nicole'ü buradan götürmek istiyorum.
We went there for picnics and stuff lots of times.
Piknik ve diğer şeyler için oraya çok gittik.
They have Lots of personal stuff.
Bir sürü kişisel şeyleri olur.
You keep asking for lots of little stuff, we get one or two big things.
Hep ufak tefek bir sürü şey istiyorsun.. .. oysa biz, bir iki büyük şey alıyoruz.
Lots of silverware, people dropping stuff, talking loud, drunks.
İnsanlar bir şeyler düşürüyor, yüksek sesle konuşuyor..
People with money to burn dump lots of great stuff.
Paralı insanların çöplerini karıştırmak iyi iştir.
I bet there's lots of good stuff in there.
Eminim içeride bir sürü iyi mal vardır.
I just got lots of other stuff to do.
Hem yapacağım bir sürü işim var.
Mrs. Maretto bought me lots of nice stuff, like this ankle bracelet, for instance.
Bayan Moretta bana bir sürü güzel şey aldı mesela bu halhalı alıp o taktırdı.
We're gonna be doing lots of dumb stuff together.
Birlikte çok saçmalık yapacağız.
Lots of other stuff like
Mesela...
We'll get married and have lots of kids and dig up stuff together! "
"... evleneceğiz, bir düzine çocuğumuz olacak, bahçeli evimiz olacak. "
Only if the picture was some wild action movie with lots of sword-fighting and stuff like that, you know?
Sadece vahşi aksiyon sahneleri içeren filmler, çokça kılıçlı dövüş sahneleri, ve bunun gibi şeyler, biliyor musunuz?
latent homosexuality, lots of other good stuff... paranoia...
Gizli homoseksüel olduğunu, bir sürü başka iyi şeylerin olduğunu paranoyan olduğunu düşünüyorum
Lots of green stuff.
Bir sürü yeşillik.
please wait, there's still lots of free stuff here.
Ah, lütfen. Bekle, bekle. Hala bir sürü bedava ürün var burada.
I got lots of other stuff to show you too.
Sana göstereceğim o kadar çok eşyam var ki.
Dear Santa, if you bring me lots of good stuff... I promise not to do anything bad... between now and when I wake up, amen.
Sevgili Noel Baba, bana bir sürü güzel şey getirirsen, söz veriyorum, şu anla uyandığım an arasında hiçbir kötü şey yapmayacağım.
lots of love 47
lots of things 77
lots of people 60
lots of money 54
lots of 23
lots of them 98
lots of times 48
lots of reasons 16
lots of it 103
lots of blood 19
lots of things 77
lots of people 60
lots of money 54
lots of 23
lots of them 98
lots of times 48
lots of reasons 16
lots of it 103
lots of blood 19
lots of' em 19
lots of luck 17
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
lots to do 26
lots of luck 17
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
lots to do 26