English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lots of

Lots of translate Turkish

13,596 parallel translation
Lots of sightings, sir.
Bir sürü gözle temas raporu var efendim.
Always lots of candles.
- Her zaman bir sürü mum.
Lots of money.
Para. Çok para.
Uh, yeah. Yeah, lots... lots of people.
Evet, bir sürü insan izledi.
There's lots of money coming in through eBay.
eBay aracılığıyla gelen bir sürü para var.
And we may never find it, but we do have his number because Grey's cell has lots of graphic texts back and forth with our victim.
Telefonu bulamayabiliriz ama numarası elimizde. Çünkü Grey'in telefonunda birbirlerine gönderdikleri resimli mesajlar var.
Fake IDs, lots of cash, aliases, sounds like somebody on the run to me.
Sahte kimlikler, bolca para ve sahte isimler... Kaçak birine benziyor bence.
The expansion's gonna require lots of expertise in that area.
Büyütmek ciddi alan uzmanlığı gerektiren bir iştir.
I've already mutilated lots of people.
Daha yoldayken birkaç kişiyi mundar ettim bile.
There are lots of scams.
- Bir sürü dolandırıcılık yolu var.
Lots of missed calls.
Bir sürü cevapsız arama gelmiş.
Oh. Well... lots of people who wanted to shoot me have been in this house.
Beni vurmak isteyen bir sürü insan evime gelmiştir.
I find lots of stuff under there.
Çoğu şeyi orada bulurum.
Lots of people coming and going.
Bir sürü insan geliyor ve gidiyor.
Lots of smashing!
Bir sürü ezme var!
Well, lots of things, but mostly I'd say the loss of your father.
Bir sürü şey olabilir, fakat en çokta babanı kaybettiğin için.
Yes, he built the Houses of Parliament, or at least he finished them, and, you know, he built lots of lovely big buildings.
Kendisi parlamento binasını da inşa etmiştir. Ya da yapımında yer almıştır. Bir de böyle büyük binalar inşa etmiştir.
Lots of light.
Bol bol ışık.
Lots of potential suspects.
- Birçok olası şüpheli var.
- Lots of trauma over there?
- Çok mu yaralanma oluyor orada?
Lots of kiddies.
Daha çok çocuklar.
Well, lots of lobstering going on around here.
Burada bir sürü ıstakoz olayı oluyor.
Lots of things.
Bir sürü...
What I can tell you is that network structure matters to lots of problems, and understanding the rules of social network structure and function gives us a new set of tools to intervene in the world to make it better.
Şimdilik size söyleyebileceğim yeni bir takım araçların olaya müdahale etmesi ile sosyal yapının çalışma prensiplerinin kurallarını anlamak bir çok sıkıntı meydana getiriyor.
Lots of people were scared.
Bir sürü insan korkmuştu.
I've lots of room. But that can wait.
Bir sürü oda var ama onlar bekleyebilirler.
Lots and lots of snow.
Bir sürü kar var.
Lots of people have blonde hair.
Bir sürü insan sarışın.
Because, a few years later, he's with someone new, making lots of money, no real responsibility.
Çünkü bir kaç yıl sonra adam yeni birini bulur yeniden para kazanır ve hiç sorumluluk almaz.
Lots of people have it.
- Birçok kişi de bundan var.
Yeah, except lots of people don't have evidence in their apartments.
- Evet ama birçok kişinin evinde kanıt yok.
There are lots of nasty boys around here
Buralarda bir sürü serseri var.
Dad's drunk again and there are lots of bodies to burn
Babam yine sarhoş ve yakılacak çok ceset var.
He's making lots of money.
Bok gibi para kazanıyor.
Lots of smiling, but Kepner the reboot, Kepner 2.0, she's crazy!
Hem de çok gülümseme ama yenilenen Kepner, Kepner 2.0 delinin teki!
Lots of it.
Birçok hem de.
- Lots of guys.
- Bir sürü çocukla.
( GRUNTS ) Lots and lots of garlic.
Bol miktarda sarımsağa. Şurada ufak bir şarküteri var.
Lots of human cargo.
Bir sürü insan kargosu.
And over the centuries of domestication, they've become nice, fat chickens that lay lots of eggs.
Evcilleştirildikten sonra bu canlılar,... çok sayıda yumurtlayan, kilosu fazla canlılara dönüştüler.
I had lots of school.
Çok fazla okudum.
Lots of knafeh.
Bir sürü künefe.
Okay, Willie, you can only use the jackhammer when there's lots of noise upstairs.
Pekâlâ Willie, hilti makinesini yukarıda gürültü olduğu zaman çalıştıracaksın.
Are you all gaining lots of insights?
Birçok yeni anlayış kazanıyor musunuz?
He's got a chance at a big title coming up - - lots of money, endorsements.
Yakında şampiyonluk maçı var. Büyük para, büyük destek.
Lots of calls to a 619 area code, so south San Diego.
Yani San Diego'nun güneyi.
Losing lots of blood.
Çok kan kaybediyor.
Uh, I'll make it short because she's incapable and will throw in lots more of that fake French.
Ben anlatayım kısaca çünkü o yapamaz ve daha çok o sahte Fransızcasından konuşur.
Great Sage, are there lots of dragons in the world?
Bu dünyada bir sürü ejderha var değil mi?
Lots of clouds today.
Bugün oldukça bulutlu ama Perşembe genelde güneşli olacak.
- I bet he was. - He helped me in lots of different ways.
Tek başıma, Julie ve Ellie ile mücadele ediyordum, ve Steve o sırada oradaydı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]