English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Me and sam

Me and sam translate Turkish

550 parallel translation
We're just gonna go look for her- - me and Sam, Daniel, Miljan as well.
Sadece ben, Sam, Daniel ve Miljan onu arayacağız.
Oh, as I was saying, Mellie Sewell told me that you were playing in a gambling game at the German embassy with the young Phili von Ramme and Sam Chandler, who is a relative of mine and who's always been a scandal.
Dediğim gibi, Mellie Sewell bana senin Alman elçiliğinde genç Phili von Ramme ve.. ... benim akrabam olan skandallarıyla ünlü Sam Chandler ile kumar oynadığını söyledi.
Jesse, after this is all over with... do you suppose, maybe me and Sam could stay along a while?
Jesse, bu iş bittikten sonra Sam'le ben uzun süre birlikte takılır mıyız sence?
He leered at me, gave me an evil wink and slammed the door in my face.
Sam, ne yaptı dersiniz? Bana yan baktı, şeytanca göz kırptı ve kapıyı suratıma kapattı.
Sam, Charlie and me are your friends.
Sam, ben ve Charlie senin arkadaşınız.
Ladies and gentlemen, as chairman of the greens committee, it gives me great pleasure to announce that Mr Sam Bisbee will knock the first ball off the course.
Bayanlar, baylar, Yeşillik Komitesi başkanı olarak, Bay Sam Bisbee'nin golf kulübünün ilk vuruşunu yapacağını duyurmaktan onur duyarım.
Americans like you and me can't quit, Sam.
Senin ve benim gibi Amerikalılar öylece çekip gidemez.
Remember, I did make a home for you once, and I'll do it again... only you've got to let me have my fling now... because you're simply rushing at old age, Sam.
Unutma, senin için bir kez yuva kurmuştum, ve bunu yeniden yapacağım. Sadece bu küçük kaçamağı yapmama müsaade etmek zorundasın çünkü yaşlılığa adeta kucak açıyorsun Sam.
I'm not innocent, and Sam does love me.
Masum falan değilim, ayrıca Sam beni seviyor.
I'm sorry, but if Uncle Sam were to walk in here and ask me to go back into that show, I'd...
Üzgünüm, ama Sam Amca bile gelip o şova geri dönmemi istese, asla...
- Sam, let's you and me sit down and talk.
- Sam, hadi ikimiz oturup konuşalım...
Go ahead and hit me, Sam.
Döv beni Sam.
Have a beer on me, Sam, and throw a pinch of salt over your shoulder.
Bana bir bira al Sam ve içine bir tutam tuz at.
Does not understand the situation between Sam and me.
Sam'ın pek anladığını sanmıyorum.
Want to much Sam and is good with me.
O kendini Sam'e adadı. O bana karşı çok nazik.
Sam is part of me and I him forever.
Sam sonsuza kadar benim parçam, bende Sam'in parçasıyım.
I sure hate to break up this little party just when it's getting so good... but we got a call to make, Art and me. Old friend of Joe Sam's.
Bu küçük partiyi iyi giderken bölmekten nefret ediyorumi... fakat Art ve ben söylemek zorundayız.
Smith, Coley, Sam, Hector and... me.
Smith, Coley, Sam, Hector, ve ben.
And now Sam. Me?
Şimdi de Sam.
- I didn't try to spoil your life, Sam. - And stop calling me Sam.
Ben senin hayatını mahvetmeye uğraşmamıştım Sam.
Suppose I'm back home and I don't like the way that Uncle Sam is treating me.
Diyelim ki eve döndüm ve Sam Amca'nın bana olan yaklaşımını beğenmedim.
Sam, if you took them out and lynched them, you better tell me about it now.
Linç ettiyseniz söyleyin.
and he looked at me, and he said... " Sam has told me about your father.
Yüzüme baktı ve dedi ki, " Sam bana babandan söz etti.
Because old Sam told Travis, Travis told me, and I'm telling you.
Sam bunu Travis'e söyledi, Travis de bana ben de sana söylüyorum!
Sam, all this means to me is Jenny, and getting her up here.
Sam, Tüm bunlar Jenny için ve onu buraya getirmek için.
- Yes, we met on the boat, and there weren't any rooms left in town, so Sam was kind enough to ask me up here
Biz gemide tanıştık. Ve şehirde hiç yer olmadığı için kalamadım, Sam'de kibarlık yaparak beni buraya getirdi.
Just Sam and George, and all they ever say is pester me to clean somethin or cook somethin'.
Sam ve George, Onlar hep ya yemek yada temizlik için başımın etini yiyorlar.
Sam found me in a place called The Hen House, and I guess I'm going back to it.
Sam, Dişi Kuş diye bilinen Otelde bunu planladı, ve tahminim oraya geri döneceğim.
It was all Sam's and me, and it was our fault.
Herşey Sam'e ve bana ait, ve bizim hatamız.
He liked me, Sam. Or he felt sorry for me and he was beginning to feel the same way about you.
Benden hoşlandı veya benim için üzüldü ve senin için de aynı şeyi hissetmeye başlamıştı.
You see, young man, Sam and me, we don't sell.
Görüyorsun genç adam, Sam ve ben satmıyoruz.
Sam, I'm going to make a humiliating suggestion... and it's humiliating for me.
Sam, utanç verici bir öneride bulunacağım... yani benim için utanç verici.
Me, Boats Gilhooley, six hitches in Uncle Sam's navy and here I get shanghaied, huh?
Ben, Boats Gilhooley, Sam Amca'nın yanında altı yıl askerlik yapsam da, kandırılıyorum ha?
Sam, you take this camp dog and go find me Charriba.
Sam, bu kamp köpeğini al götür ve bana Charriba'yι bul.
I hung onto his horns, and that fool steer ran a mile... me flapping like laundry in a high wind.
SAM : Onun boynuzlarına asıldım ve o aptal öküz sert bir rüzgarda sallanan çamaşır gibi beni bir mil koşturdu.
I haven't got a girlfriend, I can't get to know anyone, no one wants to get to know me... and everything is hopeless.
Bir sevgilim bile yok. Kimseyle tanışamıyorum. Kimse de benimle tanışmak istemiyor.
Sam and Haydée welcomed me with a scene meant to cheer me up, but their complicity irritated me.
Sam ile Haydee beni keyiflendirmek adına beni hoş karşıladılar. Ancak bu ortaklıkları beni tedirgin etmişti.
Daniel, Sam, and now the broken vase were all just stations on the path to conquering precious me.
Daniel, Sam, şimdi de kırılan vazo beni elde etme yolunda uğradığı duraklardı.
Then this cop, Sam Wood, comes charging'outta the bush and hauls me in.
Sonra şu polis, Sam Wood ağaçların arasından çıkageldi. Suçluyordu ve beni sürüklemeye başladı.
Me, you, Sam, Gloria and her mother.
Ben, sen, Sam, Gloria ve annesi.
One day, I was practicing crossing at the lights and the cars were piling up around me like mad, and suddenly, a man named Sam grabbed me.
Bir gün, trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçme egzersizi yapıyordum arabalar etrafımda deliymişim gibi toplanıyorlardı ve bir anda, Sam adında biri beni yakaladı.
The one of Sam and me.
Sam ve benim olduğumuz resim.
You went right down the line and told me that it proved that Sam and Mrs. Roat were connected.
Tam olarak meselenin sonucuna vardın ve bana bu durumun Sam ve Bayan Roat'un arasındaki bağlantıyı ispat ettiğini söyledin.
Siao Sam, take the money Buy a new carriage and a good horse take it as compensation from me
Siao Sam, al bu parayı yeni bir at ve araba alır... aileni daha iyi geçindirirsin!
And now you upbraid me because I can't work...
Bir de çalışamıyorum diye benle kafa buluyorsun...
You can ask me for anything, anytime but I got to go after Sam Blake before he comes after me and Kiona.
Benden her zaman, her şeyi isteyebilirsin ama o benim ve Kiona'nın peşine düşmeden önce ben Sam Blake'in peşine düşmeliyim.
I'd give both my right eyes for Sam Mott of Cincinnati but Cincinnati wants Arthur and I can't give Arthur or if I give you, I must have Scutter or Faulkland which the son of a bitches won't give me
Ve bir de Pearson var, aptalın teki. İki gözümü de Cincinnati'de oynayan Sam Mott'a dikmiş vaziyetteyim. Fakat Cincinnati benden Arthur'u istiyor ; ama ben Arthur'u gönderemem.
Let Sam and me go after them.
Sam'le arkalarından gidelim.
Sam, I want this whole thing to die a secret between you and me.
Sam, herşeyin aramızda sır olarak kalmasını istiyorum.
And believe yous me, Fat Sam and his dumb bums ain't gonna stand in our way.
İnanın bana. Şişko Sam ve emrindeki salaklar yolumuza çıkamayacak!
Paula Powers and Sam Freeman are directly beneath me at this moment.
Paula Powers ve Sam Freeman şu an tam altımda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]