Means well translate Turkish

But he really means well and he really is such a sweet guy.

Ama niyeti iyidir ve çok tatlı bir adamdır.

If the man means well, why's he coming this way?

İyi niyetli adamın ne işi var bu yolda?

Clumsy as a three legged warthog, but he means well.

Üç ayaklı bir domuz kadar beceriksizdir ama iyi niyetlidir.

Well, I can't tell you what it means to have your signal.

Sizin sinyalinizi almamız bizim için neler ifade ediyor anlatamam.

He means well.

Zararsızdır bilirsin.

Well, we certainly want Meredith to be enrolled, but, uh... if it means him getting killed or, uh, any of these other students, I'm just, uh, hell, I'm not prepared to- -

Ama olay çocuğun ya da diğer öğrencilerin hayati tehlikesi noktasına gelecekse ne yazık ki buna hazırlıklı değiliz.

They're well-equipped, they're organized, they're on to the red sky, too, which means we gotta find out their sources, what they know.

İyi donanımlılar, iyi organize olmuşlar kızıl gökyüzünün üstündeler, bu da demek oluyor ki onların kaynaklarını, ne bildiklerini bulmak zorundayız.

Well, I don't see any mountain lion on the menu, unless "delight" means "mountain lion,"

Menüde hiç dağ aslanı göremiyorum. "Dağ aslanı" nı "bir tat" olarak saymazsak tabii.

Well, the more that we get to know them, the more we see they're not so different from us, which means we can understand them, which means we might be able to gain them back.

- Onlar hakkında bir şeyler öğrendikçe bizden farklı olmadıklarını görüyoruz bu da onları anlayabileceğimiz ve çocukları geri alabileceğimiz anlamına geliyor.

So this is what it means to marry well.

İşte bunun anlamı iyi bir evlilik yapmak

Well, that's what "let it ride" means, dad.

"Alayını" dememle, bunu kastediyorum baba.

It means... well Bo.

Anlamı- - Bo.

Well- - I guess the only thing left to do- - is figure out what this nail means.

Eh öyleyse yapılacak tek şey bu çivinin ne anlama geldiğini bulmak.

Well, it means... that for my son's tenth birthday... I shan't be here anymore.

Yani, bu kasımda oğlumun onuncu doğum gününde ben yani artık...

And this means not only tracking our rates of use but the rates of earthly regeneration as well such as how long it takes for, say a tree to grow or a spring to replenish.

Yalnızca kullanım oranlarını değil aynı zamanda doğal olarak yenilenme hızlarını da takip etmeliyiz. Örneğin bir ağaç diyelim, ne kadar zamanda büyüyor ne kadar zamanda tekrar meyve veriyor?

Well, lots of people today use the term'cold science because it's analytical and they don't even know what analytical means.

Bugünlerde pek çok insan analitik olması sebebiyle "soğuk bilim" terimini kullanıyor ve aslında analitiğin ne anlama geldiğini bile bilmiyor.

Well, the lenses I found were concave, which means they're prescription.

- Bulduğum camlar içbükeydi.

Well-known teacher do not believe in magic ring, but for a freelancer, magical means the sponsor.

Ünlü profesörler sihirli yüzüklere inanmazlar, bağımsız bir araştırmacı için, sihir sponsorluk demektir.

Well, w-whatever it means, we'll figure it out.

Tamam. Artık ne anlama geliyorsa öğreneceğiz.

If we're looking at the skin, we might well look at the means toward the end.

Deriden hareket ediyorsak, sonunda ne olacağına da baksak iyi olur.

Now, whether that means they're exporting their methods as well as their materials, that's the question.

Bu mallarını yanı sıra metotlarını burada taşıdıkları anlamına gelir.

Well, he's right, if by "no good" he means "tons of fun."

Ne alakası varsa. Aslında haklı. Ama erken de olsa çılgınlar gibi eğlenebiliriz.

To get a slice of cake in my crew means you've done well, that you belong.

Çetemde bir dilim kek almak demek iyi iş çıkardığınız ve faydalı olduğunuz anlamına geliyor.

Well, first of all, grand theft means property worth more than $ 400.

Güzel, ilk olarak, büyük hırsızlık için malın 400 $ dan fazla etmesi gerekir.

Well, blue means torn ligaments and red means it's a sprain.

Mavi bağ zedelenmesi demek oluyor, kırmızı da incinme demek oluyor.

Which means Vivian is Boris'next target. Well, do we know anything about her?

- Yani Vivian'ın sonraki hedefi Boris.

Well, you're not getting out of this thing alive, which means eventually my family's information gets released.

- Bu işten sağ salim çıkmayacağın kesin bu da demek oluyor ki eninde sonunda ailem hakkındaki bilgi internete düşecek.

Well if Haig's involved, it means I'm back in the army properly.

Haig dahil olduysa, orduya tamamen döneceğim demektir.

If you got it from ICE, that means they were brought into the country illegally, as well.

Göçmen bürosunda kayıtları olduğuna göre, demek ki yasa dışı olarak ülkeye getiriliyorlar.

"Zebra, zulu" means "all well".

Zebra Zulu "her şey yolunda" demek. ZZ.

- Well, it means that he was...

- Bunun anlamı...

I know we don't know each other very well, but you're my sister and... That means something to me.

Birbirimizi çok iyi tanımıyoruz biliyorum ama sen benim kardeşimsin ve bu benim için bir şey ifade ediyor.

Okay, well, it means that we think about other peoples'feelings when we do things.

Anlamını biliyor musun? Tamam. Anlamı...

Well, he had the means and opportunity but no motive.

Şey, öldürmek için imkanı ve fırsatı vardı ama gerekçesi yok.

Well, what I know is that Hiro and Hesse both answer to you, which means, at the very least, you're an accomplice to my parents'murder.

Hiro ve Hesse'in senin için çalıştığını yani en iyi ihtimalle, anne ve babamın cinayetlerinin suç ortağı olduğunu biliyorum.

And that means that well over a quarter of a billion tons of ice drop off the face of the glacier into the lake every year.

Bunun anlamı şudur ki her yıl çeyrek milyar ton buzdan daha fazlası buzulun yüzeyinden göle dökülür.

Well, with Cathy dumped, that means... 43.

Cathy'nin terk edilmesiyle, 43.

Because of the amount of force it takes to break the victim's nose is so low, it means that the mass and acceleration must be fairly low as well, so... In fact, any mass over 2.26 kilograms, wielded at almost any acceleration, would be too much damage.

Kurbanın burnunu kırmak için gereken kuvvet çok az olduğundan kütle ve ivme de oldukça az olmalı yani aslında 2.26 kilodan fazla herhangi bir kütle ve fazla ivme aşırı hasara yol açardı.

Well, that just means he's not ready to be a father.

- Baba olmaya hazır değilmiş demek ki. Ben de anne olamam.

Well, if I'm right, that means all you'll need are antibiotics.

Eğer haklıysam bu sadece antibiyotiğe ihtiyacın olduğu anlamına gelir.

Well, I'm sure you understand, our confidentiality policy means I can't just give it to you.

Anlayacağınızdan eminim gizlilik ilkemizden dolayı bunu size veremem.

It means you get along well as a family.

Hayır. Bu bir aile olarak iyi geçiniyorsunuz demek oluyor.

Well, no, what, what she means is, is, is that I...

Demek istediği şey...

Well, given that there was no evidence of it on her last visit, it means it is aggressive, so we should get you into the hospital right away and do some more testing.

Buraya son gelişinde bu hastalığa rastlamadığımızı farz edersek çok agresif olduğunu düşünebiliriz. Sizi hemen hastaneye yatırıp bazı testler yapmalıyız.

Well, the fact that you didn't directly answer my question means that you know where he is.

Soruma direkt bir cevap vermemen onun nerede olduğunu bildiğini gösteriyor.

Well, it means how about we start from the beginning?

Demek oluyor ki, en baştan başlamaya ne dersin?

Well, friendship means never having to say you're in New Orleans.

Kusura bakma, aramadım. Dostluk dediğin, New Orleans'ta olduğunu söylemek zorunda olmamaktır.

Well, if you hear anything crazy, it means I'm doing something right.

Eğer delice birşey duyarsan, bu birşeyleri doğru yaptığım anlamına gelir.

And we need to do whatever we can to make sure they don't take her away, and if that means that you have custody of her and I don't, well, then that's what we need to do.

Ayrıca onu bizden almamaları için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Bunun için velayetin bende değil sende olması gerekiyorsa o zaman öyle yapacağız.

This means Goon can see twice as well underwater as you or I can.

Sadece bir tane var. 59 yaşındaki Ronnie ve Donnie biyolojik birer harika.

Well, I think it means, you know,

Sanırım şu anlama geliyor :