English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Miles to go

Miles to go translate Turkish

381 parallel translation
Well, it may sound funny, being so tight, but we got 1,000 miles to go and we don't know if we'll make it.
Çok ince hesap yapıyoruz, ama daha 1600 km. yolumuz var ve başarabilir miyiz bilmiyoruz.
We got over a hundred miles to go.
Sağa dön. Önümüzde 150 km'den fazla yol var.
We got a thousand miles to go.
Önümüzde bin mil var.
Only 300 miles to go.
Gidecek topu topu 300 mil kaldı.
Before we start congratulating ourselves, let's remember we've still got 900 miles to go.
Kutlama havasına girmeden önce daha gidecek 1450 kilometremizin olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
And so in the grim north of Nebraska with less than 700 miles to go and over 800 miles of pain and hunger behind them the Cheyenne nation broke apart.
Ve böylece Nebraska'nın kuzeyindeki acımasız bölgede geride kalan acı ve açlık dolu 800 milden fazla yola ve daha gidilecek yaklaşık 700 mil yola rağmen Cheyenne halkı ikiye ayrıldı.
We have about 2,000 miles to go.
- Gidilecek yaklaşık olarak 2000 mil yolumuz var.
Now, once across the border, we still have another 500 miles to go... before we reach a town called Durango.
- Şimdi, sınırı geçtikten sonra, Durango kasabasına varmadan önce hala gidilmesi gereken 500 mil yolumuz daha olacak.
This will be a non-stop drive. 500 miles to go and unearth the loot.
Beyler, adamımız trenle seyahat edecek Yaklaşık 500 km.
It's 7 : 00 and we've still got a good 10 miles to go.
Saat 7 : 00 ve hâlâ gideceğimiz 10 mil yol var.
And we still have 30 miles to go.
Hala 30 mil yolumuz var.
Only 4,000 miles to go.
7400 km beraber gideceğiz.
- We've got 4,100 miles to go.
- 7600 km yolumuz var.
- Four miles to go, good buddy.
4 mil kaldı, dostum.
The woods are lovely, dark and deep But I have promises to keep And miles to go before I sleep Remember, Nikulin, miles to go before you sleep.
Ağaçlar sevimli karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan gidilecek yollar var unutma Nikulin, uyumadan gidilecek yollar var.
Remember, Nikulin miles to go before I sleep.
Unutma Nikulin uyumadan gidilecek yollar var.
The woods are lovely, dark and deep But I have promises to keep And miles to go before I sleep
Ağaçlar sevimli, karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan gidecek yollar var unutma Sobolev, uyumadan gidilecek yollar var.
Miles to go before I sleep.
Uyumadan gidilecek yollar var.
The woods are lovely, dark and deep But I have promises to keep And miles to go...
Ağaçlar sevimli karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan -
The woods are lovely, dark and deep But I have promises to keep And miles to go before I sleep
Ağaçlar sevimli, karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan gidilecek yollar var unutma Guriyeva uyumadan gidilecek yollar var.
Remember, Guriyeva. Miles to go before I sleep.
Unutma Guriyeva uyumadan gidilecek yollar var.
The woods are lovely, dark and deep But I have promises to keep And miles to go before I sleep
Ağaçlar sevimli, karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan gidilecek yollar var...
Remember, Melikyan. Miles to go before you sleep.
Unutma Melikyan uyumadan gidilecek yollar var...
Remember, Melikyan. Miles to go before I sleep.
Unutma Melikyan uyumadan gidilecek yollar var.
I'm ordered to go 200 miles and report on parole to the police at Pontarlier.
400 kilometre gidip, Pontarlier'deki polis merkezine rapor vermem gerekiyor.
My aunt lives about two miles from where we want to go.
Halam gitmek istediğimiz yere iki mil uzaklıkta oturuyor
Would you like her to go out with strangers when you're 3,000 miles away?
Sen 5000 km uzaktayken onun yabancı birileriyle gezmesi hoşuna gider miydi?
- Go ahead. It's a thousand miles to Missouri, ain't it?
- Missouri'ye kadar 1,500 km var.
Church was about 10 miles away, but she used to go every Sunday, winter or summer.
Kilise 10 mill uzakta idi, ama o, yaz kış her pazar giderdi.
Here, while a fresh team of mules was hitched to the stage... the driver and passengers could wash, have some food... and go on to the next station many miles away.
Burada hazır kıta katırlar koşuluyor sürücüler ve yolcular duş alıp yemek yiyebiliyorlar. Sonra bir sonraki istasyona doğru yola koyuluyorlar.
You mean we can't expect the army to go charging off 20 miles into Jap territory on the chance of finding three corpses and a burnt-out plane.
Yani Japon mıntıkasına insan sokup sırf üç ceset ve yanmış bir uçak bulma ihtimali için 20 mil araştırmaya değmez diyorsunuz.
Ah, you go down to the first intersection. You turn left. It's about 60 miles.
Ah, ilk kavşağa kadar gidin, sola dönün, yaklaşık 60 km.
Two miles of cable and buckets to go with it.
Halatlarla kovalar iki mil gidiyor.
He said not to worry about catching them. They'll probably kill each other before they go 5 miles.
Yakalamak için uğraşmaya gerek yok, 10 km koşmadan birbirlerini öldürürler.
You're asking me to go 60 miles, and you don't even know?
Senle 100 km geleceğim ve bilmiyor musun?
Either we go north together, or together we go them 10 miles right back to dead street.
ya birlikte kuzeye gideriz, ya da 15 km geriye gideriz, ve kurtların önüne atlarız.
I've kept lobsters in seaweed... for as long as it would take your slowest freight to go 2,000 miles.
En düşük hızda gitse bile 3 bin km. gitmeye dayanacak kadar su yosununda korudum ıstakozları.
Miles... you do know that you will not be allowed to go back.
Miles... okula geri dönmene izin vermediklerini biliyor olmalısın.
And then, one year later, they stand in line waiting to take off in a spaceship to go 100 billion miles off into space and they act and react as if this were a weekend picnic in the country.
Ve sonra, bir yıl geçiyor. İnsanlar sıraya girerek bir uzay aracının kalkmasını bekliyor. Uzayda 100 milyar kilometre öteye gidebilmek için.
With 900 miles still to go to reach their northern home the Cheyenne suddenly faced a hazard they had never heard of.
Cheyenne'ler, kuzeydeki evlerine varmak için daha 900 mil yolları varken birdenbire, daha önce hiç görmedikleri bir tehlike ile karşılaştılar.
Too bad! It's exciting to see them go 60 miles an hour. How I admire them.
Onları saate 100 km hızla giderken görmek oldukça heyecan verici.
If Elsa were to go wild, it would have to be in another district and we were able to get permission to take her to a reserve 340 miles away where there was abundant game, and best of all, many lions.
Eğer Elsa vahşi doğaya dönseydi, başka bir bölgede olmak zorunda kalırdı ve bizde, onu bu 340 mil uzaktaki bereketli oyunların ve hepsinden önemlisi birçok aslanın bulunduğu yere götürmek için gerekli yetkiyi alabilirdik.
We don't have very far to go. Only 70 miles.
Hadi ama, Sarışın, fazla yolumuz kalmadı.
I think, if any of us imagined, really imagined what it would be like to go into a tree at 150 miles an hour we would probably never get into the cars at all.
Eğer içimizden biri saatte 240 km / s hızla bir ağaca çarpmanın nasıl bir şey olduğunu gerçekten hayal edebilseydik muhtemelen bu araçlara hiç binmezdik. Hiçbirimiz hem de.
Now you go 15 miles north to Mendez Fort.
Şimdi Mendez Kalesinin 40 km kuzeyine git.
Every morning, he jogs the 47 miles from his 2-bedroomed, 8-bathroom, 6-up-2-down, 3 - to-go-house in Reigate, to the Government's Pesticide Research Centre at Shoreham.
Her sabah iki yatak odalı, üç banyolu üç odalı evinden 75 km koşup Böcek İlacı Araştırma Merkezine gider.
Between Lamothe and Morcenx, 43 miles where the train runs at 100 mph usually. But owing to the works it won't go over 36 mph during 18 miles.
Lamothe ve Morcenx arası yaklaşık 43 mildir. diğer trenler burda yaklaşık 100 km hızla gitmelerine rağmen bizim tren saatte en fazla 36 km yapabilmektedir.
I mean, we're not kids anymore... and it's silly to think that when we're 3,000 miles apart... we shouldn't be able to see other people and go out.
Yani artık çocuk değiliz... ve birbirimizden 4600 kilometre uzaktayken başkalarını görmemeyi... başkalarıyla çıkmamayı düşünmek aptallık olur.
I'm going to make a simple dive, to 50 miles per hour and hold the wings steady and go straight on down.
Saatte 50 mile varan bir hızla basit bir dalış yapacağım ve kanatları sabit tutup dosdoğru aşağıya ineceğim.
A long time to go a coupla lousy miles.
- Dikkat! Birkaç km. Lik berbat bir yolu uzun sürede gelebildik.
And that's only because when children as many as 50 miles away from here when the babies are hollering away in the nights. their mother ask them to go to sleep, lest Gabbar Singh arrives!
Ve bunun sebebi, buradan 100 km. uzakta bile, gece bir bebek ağlayıp dururken annesinin ; "Uyu, yoksa Gabbar Singh'i çağırırım." demesidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]