Not with that attitude translate Turkish
79 parallel translation
Not with that attitude.
Sen böyle yaparsan olmaz tabii.
Not with that attitude.
Bu davranış tarzınla olmaz.
Not with that attitude.
Bu tavırla giremezsin tabii.
- Not with that attitude.
- Bu düşüncelerle olmaz.
Well, not with that attitude we won't.
Böyle düşünürsek yapamayız.
Not with that attitude.
Bu tavırla hayır.
- Not with that attitude.
- Böyle düşünürsen olmaz.
Not with that attitude.
- Bu kafayla geçmez tabii.
Not with that attitude you can't.
Bu tavırla yazamazsın. Şimdi gitarını al.
Uh, not with that attitude, they wouldn't.
Bu tavırla olmaz.
I'll never make the Olympic team now, not with that attitude.
Olimpiyat takımına asla giremem artık. Bahsettiğin gibiyse.
Not with that attitude, we won't.
Bu kafayla gidersen olmaz tabi.
Not with that attitude.
Bu tavrınla, hayır.
Well, "if" I know anything, I'm not going to tell you, not with that attitude.
Bir şey bilseydim bile sana söylemezdim. Özellikle de sen böyle davranırken.
Not with that attitude, you can't.
Bu tutumla zaten yapamazsın.
Not with that attitude.
Böyle davranırsan tabii inanmazlar. Gerçekçi göster.
It's not that I disapprove of his being a critic but no man with this published attitude should take any man's daughter anyplace, at any time.
Beni rahatsız eden onun eleştirmen olması değil... ama böyle şeyler yazan bir adam... EVLİLİK, BİR HİLE VE HATADIR... hiç kimsenin kızını hiçbir yere götürmemeli bence.
We're not putting up with that attitude.
Böyle tavırları hazmedemeyiz.
... Really we can not deal with that only because of the attitude of citizens on morality?
Ahlaki ve milli değerlerimiz yüzünden bu fenomenin yayılmasını önleyemiyoruz.
- I'm not going down with you! - That's your attitude?
- Ben seninle batmayacağım!
Evidently that's an attitude you're not familiar with.
Anlaşılan bu sana yabancı bir kavram.
Well, you're not gonna get a green card with that attitude, pal. Okay?
Bu tür tavırla zor oturma izni alırsın.
Lady, I don't know if this is the personality you were born with or what, but you've got an attitude that will not fly around here.
Hanımefendi, bilmiyorum bu kişilik doğuştan mı var,... ama bu tavırlarla bu civarda iş yapamayacaksın.
I mean, you're a guest here... and you're welcome to stay here as long as you'd like... but not with that glib attitude of yours.
Demek istediğim burda misafirsin... burada istediğin kadar kalmakta özgürsün... ama bu düşünmeden konuşan davranış şekliyle değil.
- Not with that attitude.
Böyle dersen olmaz tabii.
With an attitude like that you're not going to have a future.
Bir geleceğinin olmayabileceği de ihtimaller dahilde.
That's the attitude of a thief not a Starfleet Captain with a reputation for integrity.
Bu dürüst bir üne sahip Yıldız Filosu Kaptanı'ndan beklenmeyen hırsızca bir tutum.
You're not gonna make the team with that kind of attitude.
Bu şekilde asla takıma giremezsin.
They may not let you in with that attitude.
Seni bu sinirle içeri alacaklarını sanmıyorum.
You're not taking my son tonight, not with that temper and attitude.
Bu sinirle, bu tavırla oğlumu bu gece alamazsın.
Well, with that kind of an attitude we're not gonna get anywhere
Bu tavırlarınızla hiçbir yere varamayız.
Not with that negative attitude.
Bu negatif tutumunla olmaz tabii.
With that attitude it's no wonder you're not doing any better.
- Karşılığında bir şey isteyeceğini biliyorsun. Kadınlardan karşılıksız bir şey alamazın. Söylediklerine bir bak.
With that attitude you're not going anywhere.
Böyle terbiyesizlik edersen hiçbir yere çıkamazsın.
Well, besides the fact that your attitude to therapy is totally medieval. You have really big emotions, Nate, and they're not that easy to live with.
Terapiye yaklaşımının Ortaçağ'dan kalmış olmasının yanında çok güçlü hislerin var Nate.
Well, certainly not with that attitude.
- Bu kafayla gidersen tabii olmaz.
Well, you're not gonna find it with that attitude.
Bunu bu tavırla bulamazsın.
Not with an attitude like that.
- Öyle bir tutumla olmaz.
Exactly. And it is precisely that attitude I do not want my son to grow up with.
Tam tahmin ettiğim gibi ve tam olarak oğlumun bu düşünceyle büyümesini istemem.
You see, right there, that attitude does not fly with me.
- Gördün mü? İşte benim hoşuma gitmeyen senin bu tavrın.
And you're not going in there with that attitude.
Ve bu kafayla oraya gitmiyorsun.
Not for long with that attitude, Bitterman.
Daha fazla böyle davranamazsın, Bitterman.
In other words, you clearly conveyed, with a change of attitude, that you would not repeat your rough action
Diğer bir deyişe tavrınızı değiştirerek açık bir biçimde o sert hareketinizi tekrarlamayacağınızı belli ettiniz. Belli ettiğimi sanıyordum.
Not getting anywhere with that attitude.
Bu tavırla bir yere varamazsın.
If you continue with this attitude, you will not be needing a dress to go to that auction, because you will not be going.
Bu tavırlara devam edersen açık artırma için elbiseye de ihtiyacın olmayacak, çünkü gitmeyeceksin.
The reason that this is unacceptable, philosophically, can I think be best understood by comparing it with an earlier episode in the history of physics, namely the Inquisition's attitude several hundred years ago to the idea that the Earth goes round the Sun, not the Sun round the Earth.
Bunun kabul edilemez olmasının nedeni, felsefi olarak en iyi ; fizik tarihinin erken evresiyle, yani engizisyonun güneşin dünya çevresinde dönüşüne değil, dünyanın güneş etrafında dönüşüne karşı olan birkaç yüzyıl önceki kötü tutumuyla karşılaştırarak anlaşılır.
Not with that sniveling attitude, you won't!
Böyle sızlanmaya devam edersen olmayacağın kesin!
With that kind of attitude, this is not surprising.
O tavırlara bakarsak hiç şaşırmadım.
Now I know my grades are not the best, and I'm really working to improve them so there're more * vis-a-vis my athletics. Oh, I tell you, with an attitude like that, you're gonna have a lot of choices.
Notlarımın çok iyi olmadığını biliyorum, ve yükseltmek için gerçekten çalışıyorum dolayısıyla sıklıkla sporla karşı karşıya geliyorlar, bu yaklaşımınla, pek çok seçeneğin olacağını söyleyebilirim.
Well, not with that attitude.
- Bu tutumla vermezler tabii.
With that kind of attitude, you will not last here!
Bu iş bu şekilde devam edemez...
not without you 77
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not with you 126
not without me 32
not with us 23
not with this 33
not without help 16
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not with you 126
not without me 32
not with us 23
not with this 33
not without help 16
not with him 33
not with her 35
with that attitude 21
not worth it 37
not work 17
not working 52
not war 23
not words 19
not we 32
not well 227
not with her 35
with that attitude 21
not worth it 37
not work 17
not working 52
not war 23
not words 19
not we 32
not well 227