Not with us translate Turkish
2,613 parallel translation
And since Larry's not with us, we might actually meet some women.
Larry de olmadığına göre gerçekten de kızlarla tanışabiliriz.
After three days, the odds are not with us. She could be anywhere.
Üç gün sonra, iş daha da zorlaşacak.
There's no excuses, not with us.
Bizi engelleyecek birşey yok.
There was with some of the other girls but not with us.
Bazı kızlarla olurdu, ama bizimle değil.
You're not with us.
Sen bizden değilsin.
His mortgage is not with us, so that's out of our hands.
Ev kredisi bizim bankadan değil, o yüzden bir şey yapamayız.
He's not with us, Nik.
Bizim tarafımızda değil Nik.
He's not with us, Nik.
Bizim tarafımızda değil Nik. Hissedebiliyorum.
- But not with us.
- Ama bizimle değil.
I'm not the one who makes us live with a dirty ass little chicken!
Hepimizi pislik bir tavukla yaşamak zorunda bırakan ben değilim ama!
I mean, you might not be in cheating boyfriend hell with the rest of us.
Kast ettiğim, sen de hepimiz gibi aldatan sevgili cehenneminde olabilirsin.
Carson has decided not to come with us to Haxby.
Carson bizimle Haxby'ye gelmemeye karar vermiş.
We left a note saying you were with us.
Bizimle olduğuna dair bir not bırakmıştık.
Hey, remember earlier when I told you not to look at that s.U.V. Next to us with the tinted windows, and then you looked anyway?
Hatırlarsın, geçenlerde sana o araçtan, o renkli cama bakmamanı söylediğimde... yine de baktın di mi?
When things went down with Vince, I kept thinking, "thank God that's not us".
Vince olanlardan sonra şöyle düşünüp durdum "Çok şükür bu bizim başımıza gelmedi".
He's not going to cooperate with us!
Bu adam bizime yardımcı olmuyor!
You're not being straight with us.
Bize karşı dürüst değilsin.
You coming with us or not, Fred?
Bizle geliyor musun gelmiyor musun Fred?
No, Daphne, you're not going with us.
Hayır, Daphne, sen burada kalıyorsun.
Bobby is not staying with us.
Bobby bizimle kalmıyor.
Look, first of all the girls are not a burden on us that we will give them to anyone with all his teeth intact.
Bakın, öncelikle kızlar bize yük olmuyor onları dişleri sağlam olan herkese verebiliriz.
Of the two of us, I suppose I'm more like Martin Luther King, just cos I've got the profile and the charisma and a way with words, but, you know, that's not to say Anthony's not got an important role to play.
Ben daha çok Martin Luther King gibiyim. Konuşmalarda iyiyim, karizmayım ve sağlam bir profilim var. Bunu derken Anthony bir şey yapmıyor demiyorum.
I feel that Mr. North was under duress, because he fully cooperated with us when we brought him in for questioning, and he's not being charged with a crime.
Bay North korkuyordu çünkü onu sorguya aldığımızda bizimle işbirliği yaptı. Üstelik aleyhine bir suçlama da yok.
I'm not wild about James paying ransom, but we need him working with us to find his daughter.
James'in fidyeyi ödemesi umurumda değil ama kızını bulmamızda bize yardım etmesine ihtiyacımız var.
I guess Ben stiller could not be with us tonight.
Sanırım Ben Stiller bu akşam aramıza katılamamış.
You're an idiot. You could've kept it to yourself and not shared it with us.
Sen bir aptalsın.
Division called us in cos subject to post-mortem they're not happy the injuries are consistent with suicide.
Adli tıp, cesetteki yaraların intihar bulguları ile bağdaşmadığını söyledi.
- So are you voting with us or not?
Bize oy veriyor musun? yoksa vermiyor musun?
Not only popular with young people but also for the expats and US soldiers creating an ideal environment for new drugs to flow in
Sadece gençler arasında değil yabancı işçiler ve ABD askerleri arasında da popüler olan bu yer yeni uyuşturucuların piyasaya girişi için de ideal bir ortam oluşturuyor.
Our co-production agreement with TVE does not allow us to place the film on the Net.
TVE ile sözleşmemiz filmi İnternet üzerinden yayınlamamıza izin vermiyor.
A loaded RPG should not be back here with us. Stop wringing your hands, will you?
Endişe etmeyi bırak, olur mu?
And I am not defending him, but you have to understand neither of us knew how to deal with any of this.
Onu savunduğumu sanmayın. Ama anlamak zorundasınız ikimizde bu durumla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyorduk.
That were generous of us, letting them off with just a caution. Yeah, well, before you ask, no, I have not gone soft.
Evet, senden önce, hayır, yumuşamadım.
She's not longer with us, unfortunately.
Ne yazık ki o artık bizimle değil.
Yes, not to have them eat with us but to serve them the food, like in a soup kitchen, with gloves on.
Sadece bizimle yemek yemeleri değil aynı zamanda onlara yemeği servis etmek de var. Yani aşevindeki gibi. Eldivenlerle.
You share with us, not the other way around.
Sen bize bilgi verirsin, biz sana değil.
Well, um, it's not exactly easy having his sister live with us.
Kızkardeşi bizimle yaşarken, işler pek kolay olmuyor.
And the Pirellis may not be pressing charges, but that doesn't mean you're off the hook with us.
Pirelli ailesi suç duyurusunda bulunmasa da bu bizim elimizden kurtuldun demek değil.
It's not gonna end well if you keep fucking with us.
Bizimle uğraşmaya devam ederseniz kötü şeyler olacak.
Not only are you gonna let the two of us off the hook right here, but you're gonna give your bosses in D.C. a ring to make sure that our firm's road to success is paved with the feds'good graces, plenty of deregulations, and a laissez-faire sense of letting us do our goddamn jobs.
Bizi sadece serbest bırakmakla kalmayacaksınız aynı zamanda başkentteki patronunuza şirketimizin başarılı olmasının sizin de işinize geleceğini ve işimize burnunuzu sokmamanız gerektiğini söyleyeceksiniz.
You seriously rescued us so we could tell Division that you're not working with us?
Yani bizi Bölüm'e birlikte çalışmadığımızı söylememiz için mi kurtardın?
By the way, Birkhoff is not working with us.
Bu arada, Birkhoff bizimle çalışmıyor.
Not only do you befriend us with wine but you speak our language fluently.
Bize şarap getirmenin yanında bir de dilimizi de akıcı bir şekilde konuşabiliyorsun.
You thought chasing down your partner's killer with information that you did not share with us - - that was "containing the damage"?
Bize haber vermeden arkadaşının katilini yakalamaya gittin- -... hasarı durdurmaya çalışmak bu mu?
He's not done with us.
- Bizimle işi bitmemiş.
That you were in love with your job, not us.
Senin işine aşık olduğunu bize değil.
You're not coming back with us?
Bizimle gelmiyor musun?
But if J.J. Abrams and company expect us to believe that it's Spock with the romantic tension with Uhura and not Kirk well, let'sj ust say the message boards are going nuts.
Ama J.J. Abrams ve ekibi Uhuray'la ilişkisi olanın Kirk değil de Spock olduğuna inanmamızı bekliyorsa... Şöyle diyelim ; mesaj panoları çıldırır.
The Bartowski Family Curse ends here, and-and-and not with me ; with us.
Bartowski Ailesinin Laneti burada bitiyor, benimle değil, bizimle birlikte bitiyor.
You'd better not be here to fuck with us again.
Yine bizi sikmeye gelmiş olmayasın?
Not to monitor us, but to work with us, and be as one of us.
Bizi gözlemlemek için değil, bizimle çalışmak için,... ve bizden birisi olması için.
not without you 77
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not with you 126
not without me 32
not with that attitude 26
not with this 33
not without help 16
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not with you 126
not without me 32
not with that attitude 26
not with this 33
not without help 16
useless 232
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48