On my way out translate Turkish
874 parallel translation
I'm not only up, I'm on my way out.
Uyanmıştım, hatta çıkmak üzereydim.
I suggest the Apache has deteriorated since then judging by a few of the specimens I've seen on my way out here.
Sanırım Apaçiler o zamana oranla bir hayli kötüleşmişler yolda gördüğüm birkaçına bakılırsa.
Oh, by the way, uh... on my way out, shall I take the guy in the plaid suit off your back?
Bu arada giderken ekose takım elbiseli herifi holünden uzaklaştırayım mı?
I could grab him on my way out.
Onu kolayca elde edebilirdim.
On my way out, the desk sergeant said Gloria had left an hour before.
Çıkarken, girişteki memur bana Gloria'nın bir saat önce ayrıldığını söyledi.
Then I'm on my way out of the country.
Sonra da bu ülkeyi terkedeceğm.
See you on my way out.
Çıkarken görüşürüz.
I'll see you on my way out, Rogers.
Dışarı çıkarken görüşürüz, Rogers.
On my way out, I met Santa Claus.
Dışarıda Noel Babaya rastladım.
I'm on my way out.
Şimdi kapatıyorum.
I'm just on my way out now. Yeah, george.
Tam çıkmak üzereydim.
Oh, darling, I'm just on my way out.
Tatlım, ben de tam çıkıyordum.
When you called, I was on my way out.
Aradığında jimnastik dersi için dışarı çıkmıştım.
I was on my way out but I'm not feeling well.
Çıkmak üzereydim ama kendimi iyi hissetmiyorum.
- I'm on my way out.
- Ben çıkışa gidiyorum.
Don't sit down, I'm on my way out right now.
Oturma. Dışarı çıkıyorum.
I'd love to sit down and discuss literature with you, but I was on my way out.
Sizinle oturup edebiyat tartışmayı isterdim, fakat dışarı çıkmak üzereydim.
But I'm on my way out.
Ama çıkmak üzereydim.
I'm really sorry, but I was on my way out.
Gerçekten çok üzgünüm ama çıkmak üzereydim.
I'm on my way out.
Dışarı çıkıyordum.
I'm on my way out.
Ben dışarı çıkıyorum.
Well, ballplayer or no ballplayer, he'd better stay out of my way...'cause if I ever lay my hands on that guy, I'll croak him.
Oyuncu ya da değil, önüme çıkmasa iyi eder onun gibi birini elime geçirirsem, gebertirim.
Come on. Get out of my way.
Hadi, çekil önümden.
Come on, get out of my way!
Hadiii, çekin şunu yolumdan.
Now everything depends on the way we carry out my plan.
Şimdi her şey, planımı uygulamaya kalıyor.
Come on, out of my way.
Hadi, çekil yolumdan.
The way they don't do things! The way they'll write anything just to get it down on the sales sheet. And I'm the guy that has to sit here up to my neck in phony claims... so they won't throw more money out the window than they take in at the door.
Satış sayfasına geçirmek için herşeyi yazmaları ben de burada boğazıma kadar taleplerle kapıdan giren parayı pencereden kaybetmesinler diye yırtınayım.
There's no way in or out of my back room except through the front, like you came in.
Burada ön kapı hariç bir giriş çıkış yolu yok.
My kind of making a living is on the way out.
Benim gibi yaşayanlar artık yoldan çekiliyor.
- I was just out riding... on my way to Medusa Mine and I heard the shots.
- Atla biraz dolaşıyordum... Medusa madenine giderken silah sesi duydum. Sizin olduğunuzu bilmiyordum.
As of right now, I am cancelling out on my support - financial and every other way.
Kanuni hakkım olduğuna göre, finansal ve diğer her türlü desteğimi çekiyorum.
I KINDA GOT MY EYE ON A'27 MAXWELL. BUT I'M GON NA WAIT U NTI L THE N EW MODELS COME OUT BECAUSE THAT WAY I CAN GET A BETTER DEAL.
Memur bey, bir Rickenbacker almayı düşünmezdiniz herhalde, değil mi?
Go on, get out of my way.
Hadi, çekil yolumdan!
I was on my way to draw out some of my money from your bank.
Bende paramın bir kısmını çekmek için bankaya gitmek üzereydim.
You'd better get her out of here fast cos I'm on my way to the Belly Button to pick up that dame. Good luck.
İyi şanslar.
Get out of my way! Go on!
Çekil yolumdan!
I was just on my way out.
Sadece yoluma gidiyordum.
- Out of my way! Let me go! - Come on.
Neden gitmeme izin vermiyorsunuz, işkence etmeyin!
I'm sure it's Gilberte. Tell her I'm out of the bath and on my way.
Gilberte'yse banyodan çıkar çıkmaz oraya gideceğimi söyle.
- All right. Come on. - Get out of my way!
- Yolumdan çekilin!
I was just out for a little walk on my way home.
Evime dönerken ufaktan bir yürüyüş yapayım dedim.
You get out of the way, and I will get on with my job.
Yoldan çekil, işime dönmeliyim.
I'd walk out of a classroom... and be on my way to lunch and get killed just as easily as in the front line of a barricade in a demonstration
Sınıftan dışarı çıkıp yemek yemeye giderken bile bir eylemde barikatın önündeki kadar kolay öldürülebilirdim.
I was on my way out to see him.
Ben de çıkmak üzereydim.
I was just on my way out, Mr. Crockett.
- Çıkıyordum, bay Crockett.
-... and in five minutes I'd be out, on my way back to Lugano.
O aptal hakimi satın alıp beş dakikada çıkar ve Lugano'nun yolunu tutabilirim.
Well, because they didn't shut my door on the way out.
Çünkü çıkarken kapımı kapatmamışlar.
And, Otis, by the way, next time put my robe on after I'm out of the pool.
Bu arada Otis, bir daha havuzdan çıktığımda bornozumu hemen sırtıma koy.
In and out and I'll be on my way back.
Girip çıkarım.
Just stay out of my way from now on.
Sadece artık yolumda çekil.
I've tricked my way out of death and patted myself on the back for my ingenuity.
- Yolumu, ölümünkinden uzağa aldım ve geride durmayı marifet saydım.
on my way 423
on my own 134
on my way home 17
on my terms 16
on my knees 31
on my birthday 34
on my back 22
on my face 19
on my side 16
on my desk 26
on my own 134
on my way home 17
on my terms 16
on my knees 31
on my birthday 34
on my back 22
on my face 19
on my side 16
on my desk 26
on my life 45
on my honor 27
on my 37
on my mark 91
on my word 25
on my command 56
on my go 16
on my count 157
on my signal 49
way out 21
on my honor 27
on my 37
on my mark 91
on my word 25
on my command 56
on my go 16
on my count 157
on my signal 49
way out 21