English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On my back

On my back translate Turkish

5,628 parallel translation
Could you just check the lines on my back?
Sırtımdaki çizgileri kontrol eder misin?
Long as I'm in there, I got a target on my back.
Orada olduğum sürece sırtımda bir hedefle dolaşıyorum.
We have whiplash, and I have some bruises on my back.
Boyun travması geçirdik ve sırtımda bazı çürükler var.
I've got a mole on my back that needs a looking-at, And charles has eyes.
Sırtımda bakılması gereken bir ben var ve Chales'da da göz var.
before Major General Gordon and his scarlet tunic came for me... I did not give one tinker's toss for the fridge on my back.
Samuel Ivory ile koştuğum zamanlarda Tümgeneral Gordon ve kızıl ceketi bana gelmeden önce sorunlarımı hiç dert etmezdim.
If I go back to my desk, are you gonna run and tell your father on me?
Masama geri döndüğümde, koşarak babana gidip hakkımda kötü mü konuşacaksın?
Hey, hey! I can't remember if I'm supposed to sleep on my stomach or my back.
Uyumak için yüzüstü mü yoksa sırtüstü mü yatmam gerektiğini unuttum.
You put it back on my spine?
Sen benim omurga üzerine geri koymak?
My home number's on the back.
Ev numaram arkada yazıyor.
I moved back about 10 years ago to look after my ailing mother.
Hastalanan anneme bakmak için on yıl önce geri taşındım.
I should just turn my back on her?
Ona arkamı mı döneyim?
I'm going up and back tonight because my mom doesn't want me staying with him on a night that's not his.
Şimdi gidip gece dönmek zorundayım çünkü annem, izin verilen günler dışında onun yanında kalmamı istemiyor.
For turning me back to human so that I could look at my father every day and try to figure out how to explain to him that the reason my sister and mother are dead is because I almost ate them on a full moon.
Beni insana dönüştürdüğünüz için de. Böylece her gün babama bakıp dolunayda, annemi ve kardeşimi yemeye çalışarak ölmelerine neden olduğumu ona nasıl açıklayacağımı düşünebiliyorum.
Back in his room, Stiles had a board with my name on one of the pieces.
Stiles'ın odasında bir satranç tahtası vardı ve taşlardan birinin üstünde benim adım yazıyordu.
I can feel your glare on the back of my head, Satomi.
Arkamdan bana ateş püsküren gözlerle baktığını hissedebiliyorum Satomi.
I'd be back in this room with you pointing at names on that whiteboard and me chewing my tie.
Ama ikimiz de biliyoruz ki iki güne kalmaz ben geri döndüğümde sen o tahtada isimleri gösterirken ben de sinirden kravatımı çiğnerim.
Bash, this is my fault. If I hadn't pressed you to take the throne, you wouldn't have this target on your back, and neither would Isabel.
Bash, bu benim hatam tahtı almak için seni zorlamasaydım, namlunun ucunda sen olmazdın ne sen nede Isabel.
I'm on my way back home now.
Şimdi eve dönüyorum.
Whenever I'm on my way back to the cabin,
Ben, gerikabin benim yolda kalsam
I was on my way back from my 11 : 00 with the Yonikawa Group, and look who I ran into in the elevator.
Saat 11'de Yonikawa firmasıyla olan randevumdan dönüyordum ki bakın asansörde kimle karşılaştım.
Hold on. I just want to e-mail this out so Bear can see I got my old sidekick back.
Dur, şunu Ayı'ya göndereyim de eski kankamla bir araya geldiğimizi görsün.
I'm going to go back on my meds.
Yeniden ilaçlarıma başlayacağım.
Those are the guys I need on my team... the ones who can break into the code, find the back doors, figure out "Plover" and "Xyzzy" and "Fee Fie Foe Foo" to get it done.
Ekibimde kodu kırıp, arka kapıyı bulup Plover ve Xyzzy, Fee Fie Foe Foo'nun ne işe yaradığını anlayanlara ihtiyacım var.
If taking a hit from a heavyweight is the price I had to pay to get you back in my life I'd take one every day of the week and twice on Sunday.
Eğer seni hayatıma geri almanın bedeli ağır sıkletten yumruk yemekse haftanın her günü bir tane, pazarları da iki tane yemeye razıyım.
My clients signed off on your nightclub when they found out what I was getting on the back end.
İşin sonunda alacaklarımı duyduklarında anlaşmayı imzaladılar.
I need my guys back out on the street.
- Adamlarıma sokaklarda ihtiyacım var.
Your heart was lost to Zelena on my watch, but I promise you, I will get it back.
Kalbiniz benim gözetimimdeyken Zelena'nin eline geçti. Ama size söz veriyorum onu geri alacagim.
On my plane, coming back from L.A.
- Uçakta. Los Angeles'dan dönerken.
Look, everything I do puts me right back on my arse.
Bak, yaptıklarımın cezasını kendim çekerim.
And dad to dad, I would never turn my back on my little girl.
Ve baba babaya konuşuyorum : Ben olsam küçük kızıma asla sırtımı dönmem.
I've got two decapitated bodies in the morgue, and I find an ex-con in my back office, packing enough firepower to take on a battalion.
Morgda iki başsız ceset var ve ofisimde eski bir mahkûmu buluyorum bir tabura yetecek kadar silah topluyor.
Based on your judge-y eyes, I am going to take back my dynamite.
Yargılayıcı gözlerinize dayanarak, patlayıcılarımı geri alıyorum.
You call my mom back in the day, shoot, we were on welfare and Section 8.
Annemi ödemeli aradınız... Yardım alıyoruz ve sekizinci bölgedeyiz.
"Fine." So she gets on the phone, and she calls my dad, and he answered on the first ring, and I could hear'em talking, going back and forth.
"Peki." Telefonu aldı, babamı aradı. Hemen açtı.
As this whole situation's going on, where my dad comes back into my life,
Babamın hayatıma yeniden girmesiyle
I've got guys like that on my back, too.
Benim de arkamda öyle adamlar var.
I'm so close to getting Dillon back on my side.
Dillon ile aramı düzeltmek üzereyim.
I'll put my pants back on.
Pantalonumu giyeyim o zaman.
Can I turn my music back on now?
- Artık müziği açabilir miyim?
My chances of getting back on the job would've been zero if I'd been left with a stump, so...
Orada öylece bırakılmış olsaydım, işime geri dönme şansım sıfır olurdu bu yüzden...
Come on, come back to my place.
Haydi. Benim mekana gidelim.
But I'm gonna go back to Lexington, take that file Raylan has on you, and make it my sole purpose on this earth to ensure you receive every ounce of punishment you have coming your way, and then some.
Ama Lexington'a geri döndüğümde Raylan'ın dosyasını önüme alacağım hak ettiğin cezayı ve daha da ötesini almanı hayatımın tek amacı haline getireceğim.
I need to swing by the house on my way back, um, but I can come by after, you know?
Evle bu yol arasında daire çizmem gerekiyor. Ama sana bir uğrayabilirim, anlarsın ya.
As soon as you get back with my food, I'll put this long nine on you.
Yemeğimi geri getirmenle birlikte, bu uzun dokuzluğu üzerine boşaltırım.
I need to swing by the house on my way back.
Evle bu yol arasında daire çizmem gerekiyor.
But after spending two days and nights jolting along on a horse, I knew I'd never find my way back, not unless I convinced these people to help me in some way.
Ancak bir atın sırtında sarsılarak iki gün ve gece geçirdikten sonra bu insanları bir şekilde bana yardım etmeye ikna edemediğim sürece dönüş yolunu asla bulamayacağımı biliyordum.
Back on Casti, had I followed the traditions of my father, I would have carved open your belly like he did his first wife.
Casti'deki gibi babamın geleneklerini uygulasaydım ilk karısına yaptığı gibi karnını oyardım.
I thought that, since you're home now, you'd want me to step back, and let me focus on my music business.
Artık evde olduğuna göre, işi sana bırakmanın ve kendi müzik işime odaklanmamın vakti geldi.
If it tanks, I can always fall back on my Magic Mike stuff.
Eğer olmazsa, her an Magic Mike yeteneğime geri dönebilirim.
I got pimples all over my back and an abscess on my ass so deep you could hide the profits from five Tommy Wheeler movies.
Sırtımın her yeri sivilce, götümün derinlerinde de bir çıban var. O kadar derinde ki oraya 5 tane Tommy Wheeler filminin kârı girer.
I'll be on my way back to the city soon.
Yakında dönüş yoluna geçerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]