One thing's for sure translate Turkish
309 parallel translation
Hangin'murderers is one thing, but to keep guys you don't know for sure did it standin'around sweatin'while you shoot your mouth off, that's another.
Katilleri asmak başka şey bunu yaptıklarından emin olmadığın kişileri alıkoyup onlara ecel teri döktürmek...
One thing's for sure. I won't go prospecting again... wasting time and money trying to find another gold mine.
Altın madeni bulmaya çalışarak... bir daha zaman ve para harcamam.
Well, one thing's for sure, Ryker's gonna think twice.
Birşey kesin, Ryker daha iyi düşünecek.
One thing for sure, it's no place for you or any other woman.
Kesin olan bir şey var, orası bir kadına uygun değil.
One thing I've learned for sure, never look in a window with women's hats.
Bu olaydan öğrendiğim bir şey varsa, o da kadın şapkası vitrinlerine bakmamaktır.
But one thing's for sure, if it can kill Dr. Hallen, it can kill somebody else.
Ama şurası kesin, Dr. Hallen'ı öldürebiliyorsa, herhangi birini de öldürebilir.
There's one thing for sure. He's a bearcat for nerve.
Emin olduğum bir şey var, cesur biri olduğu, kesin.
One thing's for sure... no matter who wins, history will be made in three weeks when Frank Sinatra hosts the 35th Academy Awards.
- Sıradaki soru! Kesin olan bir şey var ki kim kazanırsa kazansın üç hafta sonra Frank Sinatra'nın sunacağı 35. Akademi Ödülleri'nde tarih yazılacak.
I know one thing for sure, we'd better make sure we can get back into the ship before we look around, just in case there's trouble.
Bir şeyden eminim etrafa bakınmadan gemiye geri dönersek, hepimiz için daha iyi olur. Dertler, hep olaylarda.
Well, there's one thing for sure - that whoever it was, it had to be some... some guy out here in a boat in the marina.
Ama şurası kesin ihbarı yapan adam her kim ise, marinada bot kullanıyor olmalıydı.
Now, one thing for sure, as I'm standing here, we know he's out there right now somewhere, holding up another stagecoach.
Şimdi, burada durduğum gibi kesin bir şey,... şu anda orada bir başka posta arabasını soymakta olduğunu biliyoruz.
Well, one thing's for sure :
Tabii tek şartla :
One thing's for sure, Zuco's got a hand in it.
Bir iş olduğu kesin, içinde Zuco'nun parmağı olan bir iş.
Only one thing's for sure with the American.
Amerikalı ile sadece bir şey kesin.
One thing's for sure.
Şurası kesin.
One thing, when you get out of here, make sure you call the cops before you take off for the border?
Buradan çıktıktan sonra, sınırdan geçmeden önce polisleri aradığından emin ol.
But one thing's for sure, I had regular customers, until I passed fifty.
Ama kesin olan, 50 yaşını geçene kadar düzenli müşterilerim olduğudur.
One thing's for sure. We're all gonna be a lot thinner.
Rejim yapmadan tığ gibi olacağımız kesin.
One thing's for sure : we ain't had a boring marriage.
Bir şey kesin : evliliğimiz sıkıcı değildi.
Save your breath. There's only one thing these doctors know for sure... ... and that's where to send the bill.
Bu doktorların bildiği tek şey, fatura kesmek.
Well, one thing's for sure, we're gonna have to get us a bigger house someplace soon as you get some rest.
Şundan eminim ki bir yerden daha büyük bir ev almak zorunda kalacağız. Biraz kendine gelir gelmez.
- You see, I've seen a lot of death in the last few years, Wally... and there's one thing that's for sure about death... You do it alone, you see. That seems quite certain, you see.
Son bir kaç yılda çok fazla ölüm gördüm Wally ve ölümle ilgili kesin olan bir şey var tek başına yapıyorsun.
There's only one thing I knew for sure today.
Bugün emin olduğum tek şey var.
One thing's for sure... He's not gonna pull the trigger himself.
Yalnız şurası kesin ki, tetiği kendi çekmeyecek.
One thing's for sure.
Bildiğim tek bir şey var.
But there's one thing for sure.
Ama emin olunacak tek bir şey var
One thing's for sure.
Kesin olan tek bir şey var...
And if there's one thing I know for sure you can't let it get you, you should excuse the expression, down.
Emin olduğum tek bir şey var... bunun süngünü düşürmesine izin vermemelisin.
One thing's for sure :
Bir şey kesin :
One thing's for sure now.
Emin olduğum tek şey var.
One thing's for sure.
Kesin olan bir şey var.
One thing for sure, he's got guts.
Kesin olan tek şey, cesur olduğu.
One thing's for sure - the fever didn't kill him.
- Onu öldüren şeyin yüksek ateş olmadığı kesin.
One thing's for sure.
Bir şey kesin.
Looking around the rug, one thing's for sure.
Halının üstüne bakıyorum da, kesin olan bir şey var.
One thing's for sure.
En azından şunu biliyorum.
Of course, sometimes you don't. One thing's for sure...
- Ve bazen de gitmez.
But one thing's for sure, Aunt Emma was crazy about him.
Ama bir şeyden eminim, Emma daima ona sadıktı.
But there is one thing for sure : His brain didn't.
Ama kesin olan bir şey var, o da beyni dayanmamış.
One thing's for sure : they like it.
Ama bundan hoşlandıkları kesin.
One thing's for sure knowing your work, I'd hate for us to end up on opposite sides of an investigation.
Kesin olan bir şey var yeteneklerini biliyorum. Soruşturmada karşında olmayı hiç istemem.
One thing for sure, in my neighborhood... there's always somebody else.
Benim çevremde kesin olan birşey vardır... daima yerine geçecek biri vardır.
One thing's for sure he beat the hell out of anything he ever came across, screwed or fathered.
Kesin olan şu ki rastladığı, düzdüğü veya babası olduğu herkesi öldüresiye döverdi.
Well, one thing's for sure now.
Artık bir şeyden eminim.
One thing's for sure, nobody's gonna be looking at your face.
Bir şeyden eminim, kimse yüzüne bakmayacak.
Well, one thing's for sure. Those men are scared out of their minds.
Kesin olan bir şey varsa, o da bu adamların ölesiye korktuğu, hem de hepsi.
- One thing is for sure there's no room for her here.
Kesin olan bir şey var. Burada yeri yok.
But I've got 19 years'experience... and one thing's for sure... if there's talent behind this face... not even God can stop him.
Ama 19 yıllık tecrübeme dayanarak şunu kesin olarak söyleyebilirim, bu yüzün yanı sıra yeteneği de varsa onu Tanrı bile engelleyemez.
One thing's for sure, you know- - after experiencing life at a hundred plus turning 30 doesn't seem that bad anymore.
Bir şey kesin, yüz küsur senelik yaşam deneyiminden sonra otuzuna girmek artık o kadar da kötü görünmüyor.
One thing's for sure- - this isn't Starfleet Academy.
Kesin olan bir şey var burası Yıldız Filosu Akademisi değil.
One thing's for sure. We're not going to start a war with the Tzenkethi.
Kesin olan bir şey var,... Tzenkethi ile savaşa girmiyoruz.
one thing's for certain 21
for sure 883
one thing at a time 106
one time 516
one thing led to another 80
one thing 290
one thing leads to another 21
one thing i do know 17
one thing is for sure 16
one two three four 19
for sure 883
one thing at a time 106
one time 516
one thing led to another 80
one thing 290
one thing leads to another 21
one thing i do know 17
one thing is for sure 16
one two three four 19
one thing is certain 34
one twenty 18
one two three 50
one thousand 59
one to go 61
one tree hill 28
one there 45
one to the head 18
one ticket 17
one two 99
one twenty 18
one two three 50
one thousand 59
one to go 61
one tree hill 28
one there 45
one to the head 18
one ticket 17
one two 99