English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pounding on door

Pounding on door translate Turkish

115 parallel translation
Loud pounding on door ] Open up!
Açın!
Help! Help.....! [Pounding on door]
- Yardım edin, yardım edin
[POUNDING ON DOOR] Hey, Steve. Now, that's rude.
Yeniden girmeye kalkışmadan önce havayı test etmek için en iyi yöntem.
[POUNDING ON DOOR] PEG :
Ve her aklı başında yetişkinin yapacağı şeyi yaptım ve kendimi yere atıp boynum diye haykırdım.
( pounding on door ) Withers!
Withers!
You fuckin'pig. [pounding on door ] [ Price pounding] Open the goddamn door!
Seni sikik domuz! Aç şu siktiğimin kapısını!
[Pounding on door] Everyone out! This is an emergency evacuation!
Nasıl oluyor da herkes bu filimde fısıldaşıyor?
[Sobbing, Pounding On Door]
Hayır!
[Pounding on door]
Ancak lütfen ara.
[Pounding On Door ] [ Male Officer] Open the door, now.! Uh, who is it?
- Hemen kapıyı açın!
[Pounding on door]
Lily, neler oluyor?
( pounding on door ) Electric company!
Elektrik şirketi! Duydum ki bir probleminiz varmış!
[pounding on door]
[kapıya vurur]
- Used fractions... [pounding on door]
Payı kullanalım... [Kapıya vurulur]
[pounding on door]
[Kapıya vurulur]
Eddie's been pounding on the door of an execution chamber since birth.
Sen de benim kadar biliyorsun ki... Eddie dođduđundan beri idam odasýnýn kapýsýný çalýyordu.
I've been pounding on their door ever since.
O zamandan beri kapısını yumrukluyorum.
It's the Reb, sure enough, pounding on Brewster's door.
Bu asi, Brewster'ın kapısını yumrukluyor.
By the time I picked up a phone to call the police, they were pounding on the door.
Telefonu kaldırıp polisi arayacağım sırada onlar kapıyı kırıp içeri girdiler
At night there will be 20 people pounding on the door.
Olur! Gece de 20 kişi kapıya birikir.
Neighbors were pounding on the door and, I don't know, the whole scene was just pandemonium.
Tabii bütün komşular kapıya toplandı. Ortalık tam anlamıyla curcunaya dönmüştü.
[POUNDING ON DOOR]
Diş fırçalarımızıda getir!
The bank pounding on the door?
Kapıya dayanan banka mı?
Written while bailiffs were pounding on Shakespeare's door.
Shakespeare'in kapısına yapıştırılmış icra kağıtlarına.
[Pounding on door]
Hey, paramızı geri istiyoruz, göt deliği.
He'd show up on the wrong day or in the middle of the night, pounding on the door.
Yanlış günde gelir veya gecenin bir yarısı kapıyı çalar.
The paramedics showed up flashing lights and the sirens and the pounding on the door.
Paramedikler geldi. Yanıp sönen ışıklar, sirenler... ... ve kapıya vurmaları...
And the man kept pounding on the door.
Ama o çok yorgun olduğunu söyledi. Yerde öylece yatıyordu.
I had the bedroom door closed, so I didn't hear the pounding on the door
Yatak odasının kapısını kapattığımdan ön kapıyı kırdıklarını duymadım.
They were pounding on the door out there for a good 10 minutes.
10 dakikadır kapımı zorluyorlardı.
We came up the back stairs, heard pounding on the door.
Arka merdivenden geldik, kapıya vurulduğunu duyduk.
He was calling me names and pounding on the door and screaming at me to let him in.
Bana seslenip kapıyı yumrukladı ve onu içeri almam için çığlıklar attı.
Five minutes in the bathroom without a gang of maniacs pounding on the door.
Manyaklar kapıya vurmadan banyoda beş dakika kalabilmek.
The police arejust pounding on the door, and Judi Dench starts screaming...
Polisler kapıyı yumrukluyordu, Judy Dench de çığlık atıyordu...
I'm sure when our colleagues who head the other agencies hear of this, they're going to be pounding on your door.
Öbür teskilatların müdürleri bunu duyunca, kapınıza dayanacaktır.
[pounding on door ] [ gasps ] [ shouting in japanese]
Kapıyı kırın!
[pounding on door ] [ all yelling] Foxxy : we couldn't hold that door closed much longer.
Kapıyı daha fazla kapalı tutamayacağız.
[generator powering down ] [ pounding on door] Can they get through?
- Gelebilirler mi?
Heather said she called 911 after the guy started pounding on her door.
Heather 911'i adam kapısını yumruklamaya başladıktan sonra aramış.
I bruised my hand pounding on that door.
Kapıya vuracağım diye elimi yaraladım.
Whoever is pounding on a dorm room door at 7 : 00 in the morning...
Sabahın 7'sinde yurt kapısını yumruklayan her kimse, başına...
Three dead girls and the FBI pounding on his door in a panic.
3 kız öldü ve FBI panikten adamın kapısını çaldı
And then, suddenly, there was someone pounding on my door.
Ve sonra, aniden, biri kapımı zorladı.
The man out there pounding on the door.
Dışarıda kapıyı yumruklayan adam?
Who is he, box man- - the man out there pounding on the door?
O kim, kutu adam? Dışarıdan kapıyı yumruklayan kim?
Mac said he showed up at our room the night before and was pounding on the door, looking for me.
Mac, tecavüzden önceki gece kapımıza dayandığını ve beni sorduğunu söyledi.
I can't very well be pounding on milady's door, now, can I?
Hanımefendinin kapısını çalmama müsaade etmezler değil mi?
Then there was a pounding on the door and I looked outside and on our porch there are four men wearing powdered wigs and what looked like revolutionary war clothes.
Bu arada, kapı yumruklanıyordu... sonra dışarı baktım... ve sundurmamızda tozlu peruklar takmış ve devrimci savaş... kıyafetleri gibi bir şeyler giymiş dört adam gördüm.
You have no idea what... ( pounding on door )
Başka ne küfürler bildiğimi...
We goin'be downstairs pounding'on the door in seconds.
Anında aşağıda kapıya vuruyor olacağız.
Came pounding on my door right in the middle of my pilates session, 10 : 00 a. m., had all sorts of questions about the company I keep, or kept.
Tam pilates yaparken kapımı çalmaya başladılar sabah 10.00'da işlettiğim şirket hakkında her şeyi sordular ya da eskiden işlettiğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]