English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Raisers

Raisers translate Turkish

63 parallel translation
It's dirt farmers and fence-raisers I'm keeping out.
Benim derdim toprağa yerleşip çit çekenlerle.
I saved our hog-raisers from the Chicago meatpackers.
Tutuklanmadan 2 dolarlık bir çek yazamam.
Uh, yes, I'm sorry, but it's a matter of policy... that Mr Reynard not attend any political fund-raisers.
Ah, evet, özür dilerim, fakat ilke olarak... Bay Reynard siyasi bağış toplama çalışmalarına katılmıyor.
Have you thought about maybe organizing some fund-raisers or something?
Bağış toplama benzeri bir işe girmeyi hiç düşündün mü?
We're the fund-raisers.
Biz sermayedarız.
We're fund-raisers.
Sadece para biriktiriyoruz.
We're fund-raisers.
- Biz para biriktiriyoruz.
They always make those drinks at those fund-raisers strong.
Fon sağlama toplantılarında içkileri sert yaparlar.
Yes, we do carry the Hair Raisers series.
Evet elimizde "Tüyler Ürpertenler" serisi var.
I just did what he does at fund-raisers.
Sadece Jim'in para toplarken yaptığını yaptım.
I have fund-raisers for adult literacy at my own home.
Yetişkinlere okuma-yazma öğretilmesi için evimde yardım etkinlikleri yapıyorum.
"Hair Raisers".
"Hair Raisers" a.
OH, YOU KNOW, POLITICAL FUND-RAISERS,
Bilirsin, siyasi finansmanlar,
I know, but the royal family's coming for one of Natalie's fund-raisers... and it's my job to make sure the event's well-covered by press and photographers.
Evet ama kralın ailesi geliyor ve... Basının ve fotoğrafçıların olayları iyi bir şekilde yansıtacaklarından emin olmam lazım.
" We were called the hand-raisers
Bize el kaldıranlar denir
You know : events, fund-raisers...
Toplantılar, bağışlar.
- They have fund-raisers all the time.
- Her zaman mali katkıda bulunurlar.
No, I... I get that. But have there ever been any fund-raisers?
Ama sanırım bağış için bazı faydaları var?
All she talks about are seating charts and canapés and fund-raisers and that boy.
Tek bahsettiği oturma düzenleri,.. ... kanepeler, bağış yemekleri ve o çocuk.
Fund-raisers and tea parties?
Bağış etkinlikleri, çay partileri.
Fact, you not knowing, throws a doubt on you... being one of the flag-raisers yourself.
Aslına bakarsan, senin de bayrak dikenlerden biri olduğun aşikar değil.
That's what we're calling the mothers of the dead flag-raisers.
Ölmüş olan bayrak dikenlerin annelerine bu adı verdik.
Dances are the best fund-raisers.
Danslar, bağış toplamak için en iyi fırsattır.
Don't you remember the hell raisers and heartbreakers party?
Asilerin ve kırık kalplilerin partisini hatırlamıyor musun?
Victor, ever since we met, it's been photo ops and fund-raisers, and I'm sick of it.
Victor, tanıştığımızdan beri etrafımızda sürekli Fotoğrafçılar sermayeciler var.
It's those fund-raisers.
Şu sermaye işleri.
Calvin Baker had one of his fund-raisers.
Calvin Baker bağışçılarımızdan biriydi.
The Adderhead, capricorn and the Fire Raisers.
Engerekkafa, Oğlak ve Kundakçılar.
My group's done some fund raisers with them.
Grubumla birlikte orada büyük bağış toplamıştık.
That's some bunch of hell raisers you got there, mister.
Yanınızda sekse çok düşkün bir çift var, bayım.
All the plastic surgery in the world won't save his ass this time. - Hell-raisers?
Dünya üzerindeki tüm estetik ameliyatları olsa bile bu kez kıçını kurtaramayacak.
All the barbeques, all the fund-raisers
Her mangal partisine, her yardım toplantısına.
Ah, he threw me a couple fund-Raisers.
Bana iki üç tane bağış gecesi ayarladı. Bir kaç kez görüştük.
I would like to express my gratitude to the museum staff And, of course, our fund-Raisers and all of you
Tüm müze çalışanlarına ve tabii yatırımcılarımıza. ve sizlere teşekkür etmek istiyorum,
Time driving a wedge between us... Oh! Roof Raisers!
Zamanın aramıza çizgi çektiğini düşünsene.
Gallery openings, fund-Raisers...
Galeri açılışları, bağış günleri...
Castle. They hold four fund-Raisers a year.
Yılda dört bağış gecesi düzenliyorlar.
At least four fund-raisers a week, every week.
- yatırımcı bulman gerek, her hafta.
On the bright side, I don't think President Siebert will be making us go to any more fund-raisers.
İyi tarafına bakarsak bence Rektör Siebert bundan sonra zorla bağış toplatmaya çağırmaz.
First you say you want me to appear at your fund-raisers, but now you say you never want me to go anywhere near your fund-raisers.
İlk önce bağış toplama partinize gelmemi istiyorsunuz ama şimdi de bağışçılarınızın yakınına dâhi yaklaşmamamı istiyorsunuz.
It's easy to forget what little hell-raisers you could be.
Ne fesat veletler olduğunuzu unutmuşum.
Rent a heated tent, take two contract musicians as curtain-raisers, Topaloff and Chamfort, and this winter... we tour the'burbs.
Isıtmalı bir çadır kirala iki açılış sanatçısı bul Topaloff ve Chamfort, ve bu kış banliyölerde konser vereceğiz.
Morgan, you do lunches, you do ribbon-cuttings, you do fund-raisers, you do bad marriages.
Morgan, senin işin öğle yemeklerine çıkmak kurdele kesme törenlerine, hayır etkinliklerine gitmek ve kötü evlilikler yapmak.
That's crazy. You guys get to meet the little heck-raisers.
Küçük yaramazlarla tanisacaksiniz.
I mean, like, I mean good things, you know, like volunteering and fund-raisers and bake sales and car washes and...
Demek istediğim, iyi şeyler gönüllülük ve bağış toplamak gibi, ve ev yapımı kek satmak ve araba yıkamak ve...
You know, fund-raisers and political speeches are great and everything, but I can't help thinking one of the best ways to help our wounded warriors starts with the family.
bağış toplama etkinlikleri ve politik konuşmalar harika ama yaralı savaşçılarımıza yardım etmenin en iyi yolunun ailelerden geçtiği fikrini düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
These are my internal files for the hell-raisers.
Bunlar benim sorun çıkartan insanlar için oluşturduğum dosyalar.
Her parents are hell-raisers.
Anne babası baş belası tipler.
And here's the rest of the mail... mostly invitations to fund raisers...
Çoğu davetiyeler... - Takoma Park'ın üstünü çizdik mi?
They moved to Boston, where they've become celebrated... for their wine and cheese fund-raisers.
'Şarap ve Peynir için büyük yardımlar düzenleyip ünlü olduklarında Boston'a taşındılar.
Lindsay had always been celebrated... for her wine and cheese charity fund-raisers.
Lindsay şarap ve peynir ikramlı yardım toplantılarıyla nam salmıştı. - Sığır Besiciliğine Karşı Kampanya ET YEMEYE HAYIR 1995

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]