English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Rub it in

Rub it in translate Turkish

565 parallel translation
You needn't rub it in.
Ağzını hayra aç.
- Yes, but don't rub it in.
- Evet, ama yüzüme vurmayın.
Now, don't rub it in.
Artık başıma kakmayın.
Oh, don't rub it in.
Papağan gibi tekrarlayıp durma.
There's no need to rub it in.
Zorlamaya gerek yok.
- Don't rub it in.
- Başımıza kakmayın.
How much did you collect? There's no need for you to rub it in.
Yüzüme vurmana gerek yok.
All right, all right, old boy, don't rub it in.
Pekala, pekala, dostum, başıma kakıp durma.
- Oh, now, don't rub it in. - l'm not rubbing it in. Well, I guess we better run along.
Goerge'a plastik işinin hisselerini önerdim.
All right, all right... Don't rub it in.
Pekala, yine başlama.
I wouldn't rub it in too much, Mac.
Çok fazla yüzüne vurmam, Mac.
- Don't rub it in.
- Yüzüme vurma.
- Don't rub it in.
- Orayı eşeleme şimdi.
Rub it in. Rub it in harder.
Bastır, daha kuvvetli.
Just rub it in.
- Üzerine sür.
Don't rub it in.
Aksini iddia edemezsin.
You gotta rub it in?
Ovmak mı istiyorsun?
Rub it in, Partridge.
Zevkini çıkar, Partridge.
- Don't rub it in.
- Üstüme gelme.
Yeah, don't rub it in, man.
Evet, suratıma vurma.
He loves to rub it in.
Başa kakmayı sever.
I'm sorry to rub it in, sir, but we can't supply you here.
Üstelemek istemezdim, ama buraya yardım gönderemeyiz.
Well, don't rub it in!
Yüzüme vurma bari!
Oh, don't rub it in.
Oh, boşuna uğraşma.
Don't rub it in. I've lost me spark.
Üstüme gelme, yeteneğimi kaybettim.
You don't have to rub it in.
Onu sürekli yinelemek zorunda değilsin.
No need to rub it in.
Yüzüme vurmana gerek yoktu.
It's fear, and the whip to rub it in.
Sebebi korku, ve bir de kırbaç.
No need to rub it in, Mr. Grady.
Hatırlatmaya gerek yok, bay Grady.
Don't rub it in.
Hemen de başıma kakma.
- Must you rub it in?
- Bunu yüzüme vurmak zorunda mısın?
I know I look lousy, but don't rub it in.
Pek yakışmadığını biliyorum, ama yüzüme vurman gerekmez.
Don't rub it in.
O konuyu açmayın.
- All right, don't rub it in.
- Tamam, yüzüme vurmayın.
The Yankees see this, they're really gonna rub it in.
Yankiler bunu görüyor. Yüzüne vuracaklar.
All right, don't rub it in.
Pekala, sakın yüzüme vurma.
You're making this up just to rub it in.
Bütün bunları uyduruyorsun.
Liked to rub it in.
Sürekli onunla yatıp duruyormuş. ( Çavuş Dedektif Gina Calabrese ) Kiminle?
Rub it in your skin, keeps the'squitoes off.
Bunu cildinize sürün. - Sivrisinekleri kovar.
Rub it in.
Hemen başıma kak.
Don't rub it in.
Yüzüme vurmayın.
Is it some herb you mix in your food? Or some charmed oil you rub into your body?
Yemeğine kattığın otlardan mı, yoksa vücuduna sürdüğün büyülü yağlardan mı?
You heard me. Rub your own nose in it a while.
Biraz da senin burnun sürtülsün.
Give it a good rub-down before you turn in tonight.
Bu gece yatmadan önce iyice bir ovalasana.
Yes, rub it on when he's in bed.
- Evet, yatağa yatırınca sürüver.
Your ointment is in pack. Rub it well to every scratches.
Bir çiziğin bile olsa, bolca merhem sür.
There's no need to rub my face in it.
Benimle alay etmene gerek yok.
It'll rub off in a second.
Bir kaç saniyeye silinir.
Ok. No ties but you don't have to rub my face in it.
Tamam tartışmayalım ve sakın eline yüzüne bulaştırma.
So you won't rub her nose in it?
Başına kakmayacaksın demek.
So you came to rub my nose in it, right?
Sen de başıma kakmaya mı geldin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]